AKTÜEL TARİHÇE EBRULİ ALMANYA ANTALYA DÜĞÜNLER OKUL DUYURU BAŞSAĞLIĞI ÖZEL HABER
İMAM HÜSEYİN’İN KESİK BAŞI / İLK MEŞİN TOP – ALİ AKSÜTTarih 05 Nisan 2013, 04:45 Editör: Editör Aliseydi SEVİM

İMAM HÜSEYİN’İN KESİK BAŞI / İLK MEŞİN TOP – ALİ AKSÜT


Fethiye Beldesi / Malatya - 18.04.2010

Fethiye Beldesi / Malatya - 18.04.2010

“ Fethiye Beldesi ile ilgili bir kitap yazan değerli araştırmacı / yazar Ali AKSÜT’ün, yayınlanmış kitabında olmayan konularla ilgili olan bir çalışması aşağıdadır.  Yıllar içerisinde oluşacak yeni anılar ve vesikalarla birlikte ilerde bahsi geçen kitabın tekrar basımı mümkün olabilir. Bu konuda söyleyecek sözü olanların bize yazması ve belgelerinin ulaştırılması sonucunda, bu arşivin ve çalışmanın zenginleşeceğini düşünmekteyiz.”a.s.

İMAM HÜSEYİN’İN KESİK BAŞI / İLK MEŞİN TOP

ALİ AKSÜT

Ali AKSÜT - Araştırmacı / Yazar

Ali AKSÜT - Araştırmacı / Yazar

Anadolu insanı için 1960 lı yıllar değişim yıllarıdır. Cumhuriyetin ardından hayli gecikerek de olsa çağdaş değerlerle de tanışıklık başlamıştır. Gökte de olsa uçak görmek, lastik topla futbol oynamak da bu yıllarda yaygınlık kazanır.

Hasan Badırık’lı (Fethiyeli) gençler 1950’li yıllarda eski çaputlardan top yapar, genellikle mezarlığın yanında Aşağı Tenci yolu üzerinde Cıldır’ın evinin arkasında bu topla futbol oynarlarmış.

O yılların Hasan Badırık’lı Peleleri;  Elideğnekli’nin Ahmet, Cazoğ’un Aliseydi, Abbas’ın Kenan, Gollik Hasan, Hüsük (Hüseyin Aslan), Abidin Dağdeviren, Plancı Emin’in Hasan, Tahsin’in Naki (Kaleci), Kel Garip, Elideğneklinin Hasan, Güssüm’ün İhsan, Sami’nin Yılmaz, Tonton Duran ve Natocu Memet imiş.  Anımsanan isimler bunlar.

Tahminen 1960 yılında Sivas’ta oturan Memiş Yıldırım yeğeni Niyazi Er’e bir meşin top göndermiş. Bunun üzerine Fethiye’li gençler Bayram tepesinde halay çeken kızları bırakıp meşin topun arkasından koşar olmuşlar. Altmışlı yılların sonunda Balaban Gölü’nün yakınlarında bir alan Greyder’le düzeltilip top sahası  yapılmış.

Cinli Kalender topu kast ederek “İMAM HÜSEYİN’İN BAŞIYLA TOP OYNAMAYIN GÜNAHTIR” dermiş.Futbol yaygınlaşınca artık bu tür sözler edilmez olmuş.

Nereden nereye……

1960 lı YILLARDA FETHİYE

Orta büyüklükte yol güzergahında kendine yeten Anadolu köylerinden biri  de Fethiye’dir

Anadolu insanı gibi köyleri de sürekli bir değişim yaşamaktadır. Bu yıllarda Fethiye köyünden geçen Petrol boru hattının pompa istasyonu yapılır. Köyden bazı kişilerde bu işten ekmek yer.

O yıllarda köyde trahom savaş memuru Mehmet Arpacı, Hekimhanlı Bekir, İğneci tazıcı Mehmet ile Çiğdem adlı bir hemşire Sevim’lerden Cafar’ın evinde sağlık hizmeti verilmektedir.

Trahom savaşı Devlet eliyle yapılmaktadır, Halk ilaçlarla yetinmeyip gözü ağrıyanların gözüne “Moda ‘’denilen kırmızı bir boya atıp incir yaprağının tersiyle göz kapaklarını silerlermiş.

İspirli Hasan’ın kahvesi boşaltılıp tüm köylü göz taramasından geçirilirmiş.

1958 – 59 yıllarında Fethiye’de yaşayan her iki çocuktan birisi Kızamık hastalığından kaybedilirmiş.

Anneler kızamık olan ateşli çocuğa su vermezlermiş, su verirsek hastalık zatürrieye çevirir diye korkarlarmış.

Zatürre, Kızamık, Trahom gibi hastalıklar çok yaygınmış.

Gavur kızı Fadime (Akkılıç) Akkoçlar’ dan Gülistan bibi köylü kadınların doğumunu yaptırırmış.

Köy de sünnet işlemini köy köy gezen davulcular yaparlarmış.

Karabuşlu Hacı Baboğun Drabzanlı büyük bir evliği (oda) varmış. Karabuşlular burada, Ahmetcenliler Kulu’nun evinde cem yaparlarmış.

Pirililer de daha sonra bu evde Cem yapmaya başlamışlar. Leğenler Şaşıbeşin Sadık’ın evinde, Keller de Hacı Durmuş’un drabzanlı büyük evliğinde, Şeyh Hasanlılar ise Hamza Dede’nin evliğinde cem yapar,arınır,aklanır yeni yıla temiz gönülleri ile girerlermiş..

Üryan Hızırlılar ise  Kötü  Musto’nun drabzanlı evliğinde cem yaparlarmış.

Bir odayı ayıran yerden seksen santim kadar yüksekliği olan bölmeye drabzan diyorlarmış

Bu yıllarda Fethiye’de Tarım Kredi Kooperatifi, Ana Okulu,  Biçki dikiş ve nakış gibi kurslar açılmış. Sami İlhan’ın Muhtarlığı köyde ileriye doğru bir değişimin yaşandığı dönem olmuştur.

BAYRAM TEPESİ VE BAYRAM

1960 lı yılların ortalarına kadar Fethiye köyünde özellikle Bayramlarda kızlar Bayram tepesinde halay çekerlermiş.

Bayramlardan önce tüm evlerde temizlik yapılır, tüm sokaklar temizlenir, Bayramlık giysiler alınır, Bayram günü beklenirdi.

Arife günü akşamı kına ıslatılır tüm ailenin eli kınalanırdı.

Bayram için sütlü ve kadayıf tatlısı yapılır, Bayram yemeği olarak Yoğurtlu köfte, dolma köftesi (içli köfte) kurutulmuş yeşil fasulye, analı kızlı denilen tiritli köfte gibi yemekler yapılırdı.

Arife günleri tüm yaşlılar mutlaka oruç tutarlardı.

Arife günleri o yıl içinde ölenlerin mezarları da ziyaret edilirdi.

İkram edilmek üzere Kolonya, şeker ve kulüp sigarası bulundurulurdu.

Yaşlılar sabah erken Bayram Namazına giderlerdi. Bayramlaşma bundan sonra önce aile arasında başlardı.

Gençler grup grup bir araya gelir önce köyde bulunan Dede ve yaşlılar dolaşılır el öperlerdi.

Bayramlarda delikanlılar beyaz gömlek, kara şalvar, bağlı yemeni, potin giyerlerdi.Bellerine beyaz ipek poşu bağlarlardı.

Kızlar genellikle “ot ipek” denilen fistan, siyah çorap, ayaklarına yandan bağlı siyah ve kırmızı yemeni giyerlerdi. Beyaz el örgüsü yün çorap mutlaka giyilirdi.

Yoksul olanlar ve yaşlılar Sümerbank basması ve pazen giyinirlerdi. Kar bol yağıp av olduğunda ve çift sürmeye giderken erkekler çarık giyerlerdi. Çarığın ve yemeninin içine ayaklarına “nakışlı dizleme” giyerlerdi. Çarıklar sırım ile sıkıca bağlanırdı.

Yaşlı kadınlar başlarına terlik diker terliğin üzerine gümüş siyah çizgili fes takarlardı. Bunun üzerine de siyah ipekten kenarı püsküllü kırmızı çizgili puşu bağlarlardı.

Kadınlar bayramlarda bellerine “Gümüş Kemer” kollarına “Gümüş Menteşe” , boyunlarına çerçicilerden aldıkları renkli boncukları takarlardı.

Boncukların ortasında köşeleri yontuk ”Hacı Bektaş “ taşı bulunurdu.

Cilt bakımı için Pertev kremleri kullanılırdı. Bu kremler kırmızı ve beyaz renkli olurdu. Kızlar bunu almak için satıcıya evden bir tabak haşhaş götürürlerdi.

Bir bilbil (Bir kilo kadar) buğdaya üstü kelebekli bir çift naylon toka alınırdı. Bunları takan kızlara imrenilerek bakılırdı.

Suya giden kızlar ve genç kadınlar fistan cebindeki cep aynasına bakmadan, toka takmadan evden çıkmazlardı.

Başına dolak atan kadınlar tokaları görülsün diye dolağın ucunu başlarının arkasına sarkıtırlardı.

Kızlar renkli dolak, evliler ise beyaz tülbent takarlardı. Tüm bu değerler geçmişimizin folklorik resmidir.Dünün aynasındaki gerçeğimizdir.Gelecek kuşaklara aktarılması onları doğru kimlik sahibi  edecektir.

Değişmeyen bir şey var ise o da her şeyin değiştiğidir, sözü ne kadar da yerine oturuyor, değil mi ?

BAYRAM TEPESİNDE HALAY

Her bayramdan üç gün öncesinden köyün genç kızları Bayram tepesinde halay çekmek için hazırlıklara başlarlardı. Gerek eski töreleri, gerekse yüzyıllarca önce evrensel değerleri yakalamış olan inançları onları sevgi dolu  insanlar olarak şekillendirmişti. Erdemli, hoşgörülü, ilkeli ve özgür davranışlı idiler. Yaşadıkları, kıyımlar, acılar onları bu değerlerinden kopartamadı. Kadınları ikinci sınıf insan kümesi edemedi. Onlar, rıza kentinde rıza lokmasının yendiği cemlerde piştiler. Dillerini alev ile yıkayıp,  sözü süzüp konuştular.

Anlattığımız giysiler giyilir, eller kınalanır, kına kararsın diye kahve sürülür,  cümbür cemaat  alabildiğine coşkulu Bayram tepesine halaya gidilirdi.

Kızlar dizilir, bazı iyi halay çeken, coşkulu, coşkusunu dışa vuran kızlar halay başı olurdu. Kızlar Pirililerden Şahin’i çok severler çok zaman ona da halay başı tutturur, türkü söyletirlerdi. Hep birlikte coşku ile çekilen  Ağır halayın ardından “Havayı döndürelim” denir, Hızlı halaya geçilirdi. Ağır halayda söylenen  derleyebildiğim manilerden bazıları ;

İğne dürttüm söğüde

Kızlar gelmez öğüde

Kırk kızlar kurban olsun

Ağ terlikli yiğide

Hadalar hadalar

Elleri koynunda bir gelin ağlar

Kaya dibi kar imiş

Gün doğmadan erimiş

Otuz iki meyvenin

En tatlısı yar imiş

Hadalar hadalar

Elleri koynunda bir gelin ağlar.

Kayadan öküz bakar

Öküzün alnı sakar

Ergen oğlan dururken

Sakallıya kim bakar

Hadalar hadalar

Elleri koynunda bir gelin ağlar.

BİR BAŞKA HALAY TÜRKÜSÜ

Yüce dağ başında kar bölük bölük

Esme seher yeli ciğerim delik

Önceden olmuşum yaralı geyik

Bir de sen vurup da yaram azdırma

Yüce dağ başına çıkam oturam

Yandı elim soğuk suya batıram

Bilmedim yolunu gelem getirem

Yanıma gelmeyen yar nenni nenni

Yüce dağ başında kar namlı namlı

Küçükten sevdiğim yar nenni nenni

Küçükten sevdim ki yanıma kala

Yanıma kalmayan yari nideyim

Giden oğlan beri bak

Mendili elden bırak

Ya beni size götür

Ya beni dilden bırak

Oğlan adın hüsgülü

Tabancamın püsgülü

Püsgül buranın değil

Anasının bir gülü

Oğlan adın ibili

Gömleğin yılan dili

Bu dil buranın değil

İstanbulun bülbülü

KIZLARIN SÖYLEYİP OĞLANLARIN OYNADIĞI HALAYIN MANİLERİ

Demir kapı aralık                             Gemi gelir yanaşır           Sığır vurdum yamaca

Kızlar beş bin liralık                         İçi dolu çamaşır                Yar geldi dolamaca

Oğlanları sorarsan                           Fethiye’nin kızları            Arguvan’nın kızları

Gollu’ da kokmuş balık                 Koca diye ağlaşır              Bir kaşık bulamaca

Saman koydum sepete                                Motorunda tekniği         Bir taş attım karşıya

Seni gördüm tepede                     Rampalarda çekmiyi       Vardı düştü çarşıya

Öyle bir yar sevdim ki                    Fethiye’nin kızları            Arguvan’nın kızları

Şan olsun memlekete                   Şoför yolu bekliyi            Birer seğen turşuya.

ZUMBAD ADI NEREDEN GELİYOR

Kırkların Derenin Kuruçay ile birleştiği yerin adı günümüzde Zumbad diye biliniyor.

Demir yolu döşenip dördüncü tünel denilen tünel delinirken burada Alman mühendis ve işçiler çalışmakta imiş. Yaz günü sıcaktan bunalan Almanlar yüzmek ve serinlemek için Kuruçay’ da oluşan gölcüğe gider yıkanırlarmış.

Buraya yıkanmaya gidenlere nereye gittiklerini sorduklarında ‘ZUM BAD’ a diye cevap verirlermiş. Bir beş derken zamanla o gölcükten dolayı yörenin adı Zumbad kalmış

Zumbad Almanca (Yıkanmaya ) anlamına gelirmiş.

Zumbad adının yakın zamanda verilmiş bir ad olduğu, tarihsel bağ aranmaması  için bilinmesi gerekir.

HÜSEYİN GÜVERCİN

Fethiye’de 3 Mart 1928 – 2 Kasım 1987 yılları arasında yaşadı. Cumhuriyet kuşağının yetiştirdiği  insan tipinin Fethiye’deki örneklerinden idi. Tamburi Hüseyin Güvercin olarak tanındı. Tamburi, cümbüş, bağlama gibi sazları çalıp türküler söylerdi.1959-1963 yılları arası TRT de 1966 yılına kadar Ankara gençlik parkında Zeki Müren, Muzaffer Sarısözen gibi zamane ünlüleriyle sahne aldı. Asıl mesleği marangozluk ve duvar ustalığı idi.. Amatörce şiir yazma geleneğini sürdürdü.Sanatsever Fethiyeliler Hüseyin Güvercin gibi değerlerini hiçbir zaman unutmadılar. Onun izleri bir sonraki nesilde görülmektedir.

Fethiye eski bir kültürün üstüne yerleşmiş köklü ve kadim bir inancın temsilcilerinin yaşadığı bir yerleşim yeri. Elbette yazılacak değerleri çok. Ama benim çok kısa bir zaman içerisinde ulaşabildiğim değerlerden bazıları bunlar.

SEVMEM

Kalender meşrebim mihnetim yoktur.

Yükseklerde uçan meleği sevmem

İzzeti nefsime hürmetim çoktur

Öpülmek isteyen eteği sevmem

Zelilin kaniim hamakatine

Kulak vermem lagi liyakatına

Dünya şahit iken sadakatime

Kurdu severim de köpeği sevmem

Ezelden mailim nüktedanlığa

Hürmettim büyüktür kahramanlığa

Kispetim yoksa da pehlivanlığa

Kolayca bükülen bileği sevmem

Hilkatten almıştır yüksek bir paye

Gönül pek Ali’dir bakmaz endaye

Meylederim sanma dem-i  Dünya’ya

Elin kokladığı çiçeği sevmem

Bin derde uğradım ben bile bile

Neler çektim neler bu kafa ile

Eğer sevmiyorsam babamı bile

Seni seviyorum demeyi sevmem

Talihin kahrına göğsümü gerdim

Dergahı  Rıza’ya postumu serdim

Yolundan dönersem ben de namerdim

Dönmek menfurumdur döneği sevmem

BU DÜNYA

Yüzüne gülenlerin yüzde yüzü yalandır

Menfaat kapısıdır hepsi falan filandır

Herkesin göz diktiği cebinde son kalandır

Cebin delik ise kimse vermez bir yudum su

Aldırma adam sende hepsi geçer dünya bu

Herkes sende ısınır, mangalın dolu korken

Hısım akraban çoktur, kazanın kaynar iken

Dostların yüzü güler maymunun oynar iken

Hakiki dost arar isen ne bu ne de şu

Aldırma adam sende hepsi geçer dünya bu

EYVAH

Aylar yıllar dünler günler

Geldi geçti zaman eyvah

Beni erken derde koyup

Kaçıp gitti zaman eyvah

Taktı elin kanca gibi

Soldurdu yar gonca gibi

Gençliğimde yonca gibi

Biçip gitti zaman eyvah

Ağardı saçlarım tel tel

Bel ağladım, gülerken el

Gözyaşımı eyledi sel

İçip gitti zaman eyvah

Hep azdırdı yaramızı

Hem de bahtı karamızı

Çok dostlarla aramızı

Açıp gitti zaman eyvah

Güvercinler söyler dilden

Sazım düzen tutmaz telden

Yalvarsam  ne gelir elden

Kaçıp gitti zaman eyvah

DERVİŞ ALİ’DEN ÖZDEYİŞLER

Kendi deyimi ile Horasan’dan kalkan Hozat’a (Tornutu Köyü) gelen oradan da 1635 yıllarında Doğanşehir Dedeköy’e,  en sonunda da Hasan Badırık (Fethiye) köyüne gelip yerleşen Alaaşıklar sülalesindendir. Zeki ve aşkın  bir kişiliği olan Derviş Ali alabildiğine yaratıcı ve açık sözlüdür.

Fethiye’nin bilge kişilerinden Derviş Ali amcası gelini Fadime’nin evine gider, Fadimeye derdini anlatır, yük taşımak için eşeği vermesini ister. Eşekler işten gelmiş yorgun olduğundan Fadime, eşek evde yok, der. Derviş Ali dönüp gitmek üzere iken, eşek ahırdan anırmaya başlar. Devriş Ali Fadime’ye döner ve;

-Aslı Hu… nesli Hu…!  Sen diyorsun ki eşek evde yok. Eşek diyor ki, ben evdeyim. Ben şimdi hanginizin sözüne inanayım.

HÜSEYİN ALTUNOK (Delik Mamoğlar’dan)

Fethiye köyünün eski ailelerinden bir küme Alaaşık adıyla bilinmektedir. Hüseyin Altınok’un baba tarafı Delik Mamoğlar’dan (Pirili) anne annesi ise Alaaşıklar’dan (Karabuşlu/Karapoşulu’dur. Hüseyin Altunok Fethiye’de iken Hüseyin Güvercin ile birlikte düğünlerde çalıp söylemeye başlamış, 1965 yılında Almanya’ya gitmiş,  ‘’Sefil baykuş ne yatarsın yuvada, Hasta düştüm Almanya’da’’ gibi türkülerin  de içerisinde yer aldığı bir plağı çıkarmıştır. Birkaç plağı daha olduğu söylenmektedir. İsim tespit edemedim.

Daha sonra Fethiye’den yetişen müzik guruplarından Derdiyoklar ve Akbabalar ike sürekli bir dayanışma ve birliktelik içerisinde olmuştur. Hüseyin Güvercin ve Hüseyin Altunok Anadolu’nun sesi olup Avrupa’da ünlenen Derdiyoklar ile Akbaba’lara ruh verenlerdendir. Onlarda bu ruhu kendilerinden sonra gelen  sanatçı  guruplara aşılama inceliği göstermişlerdir.

Fethiye kitabını hazırladıktan sonra bu sözlü gelenek ürünlerine ulaştım. Kaybolup gitmelerine gönlüm razı olmadı.  Tüm Fethiye’li canlara hürmetlerimle…

KK.  Hüseyin ALTUNOK Fethiye 1940

KK. HASAN ÖZACAR    Fethiye 1956

KK. Muharrem ÇAĞLAR  Fethiye  1954

Not: Ali AKSÜT’ün bu yazıyı bana iletmesine aracılık eden İsmail SEVİM’e teşekkür ederim.


  |  Bu haber 10072 defa okunmuştur.

Tarihçe  KATEGORİSİNDEN HABERLER

Aliseydi Sultan Yatırı - Malatya Yazıhan İriağaç Mahallesi

Aliseydi Sultan Yatırı - Malatya Yazıhan İriağaç Mahallesi Aliseydi Sultan Yatırı - Malatya Yazıhan İriağaç Mahallesi

DEĞİŞTİRİLEN TAZİYE MESAJLARI ŞABLONU

DEĞİŞTİRİLEN TAZİYE MESAJLARI  ŞABLONU DEĞİŞTİRİLEN TAZİYE MESAJLARI ŞABLONU

Gidiyorum işte... Yiğitse Kendisi Gelmesin...

Gidiyorum işte... Yiğitse Kendisi Gelmesin... Gidiyorum işte... Yiğitse Kendisi Gelmesin... Git ağana söyle, gidiyorum işte… yiğitse kendisi gelmesin. Farkınd...

Garib GÜNEŞ'in Gençlik Hatıraları... 2013

Garib GÜNEŞ'in Gençlik Hatıraları... 2013 Garib GÜNEŞ'in Gençlik Hatıraları... 2013

Şeyh EDEBALİ'den Osman Gazi'ye Nasihat

Şeyh EDEBALİ'den Osman Gazi'ye Nasihat Şeyh EDEBALİ'den Osman Gazi'ye Nasihat

Sevcan ile Sinan AYDOĞAN Grubu / Çifti...

Sevcan ile Sinan AYDOĞAN Grubu / Çifti... Sevcan ile Sinan AYDOĞAN Grubu / Çifti...

Doğu ile Batının Sentezi : Derdiyoklar...

Doğu ile Batının Sentezi : Derdiyoklar... Doğu ile Batının Sentezi : Derdiyoklar...

ÖNSÖZ

ÖNSÖZ ÖNSÖZ - FETHİYEM (Hasan Badrık) Kitabı

MALATYA VE FETHİYE - Tarihçe

MALATYA VE FETHİYE - Tarihçe MALATYA VE FETHİYE - Tarihçe

Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )

2008 – Ahmet ASLAN: 400 EURO

2008 – Diğer arkadaşlar: 600 EURO

2008 – Toplam: 1000 EURO

Bitti

2012 - Seyit  ÇAĞLAR : 30 Euro  

  2012 - Aliman SEVİM : 40 Euro

  2012 - Ali ASLAN : 10 Euro

  2012 - Hasan AĞKAYA : 20 Euro

  2012 - Ali ALTUNOK :20 Euro

  2012 - Ali İhsan GÜLER : 50 Euro

  2012 - Metin ÖKSÜZ : 30 Euro

  2012 - Naki ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Rıfat ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 - Hüseyin ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 -Murat İLHAN

           (Zeynal oğlu):50Euro

  2012 - Fatma İLHAN

           (Hasan Kızı):10 Euro

  2012 -Zeynep KORYÜREK:20 Euro

  2012 - Elif GÜN :10 Euro

  2012 - Piri İlhan

          (Minnet oğlu):30 Euro

  2012 - Hüseyin YILMAZ

         (Güldalı oğlu):30 Euro

  2012 - Turabi TEMİZ : 20 Euro

  2012 - Hikmet GÜLER : 40 Euro

  2012 - Hüseyin İLHAN

           (İbrahin oğlu):20 Euro

  2012 - Hasan ÇEVİKER : 10 Euro

  2012 - Zeynep GÖÇER : 20 Euro

  2012 - Necmettin ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Sultan AKKOYUN: 50 Euro

  2012 - Ali Ekber PEKTAŞ : 20 Euro  

  2012 - Yusuf ALTUN  : 20 Euro

  2012 - Mehmet İNCE : 15  Euro

  2012 - Mustafa(Vaylo)

             OLGUN:50 Euro

  2012 - Ahmet OLGUN : 50 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN :10 Euro

  2012 - Aliseydi UÇAR : 50 Euro

  2012 - Veli ÇAĞLAR  : 10 Euro

  2012 - Fahri ÖKSÜZ  : 20 Euro

  2012 - Kasım YILMAZ : 50 Euro

  2012 - Kadir ÇAĞLAR : 20 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN

             DEDE:10 Euro

  2012 - Hacı ÖZSEVİM : 20 Euro

  2012 - Duran AYDOĞAN:30 Euro

  2012-Hüseyin Rahmi

          ÖZTÜRK:50 Euro

  2012 - Ahmet ÖZTÜRK (Köln):30 Euro

  2012 - Vahap ÇEVİKER :10 Euro

  2012 - Kenan GÜVERCİN : 10 Euro

  2012 - Sezai ALTUN : 10 uro

  2012 - Bektaş AKŞAHİN : 20 Euro

  2012 - Veli İLNCE : 10 Euro

  2012 - Ziyade ŞENKAYA : 10Euro

  2012 - Hasan KARAGÖZ :10 Euro

  2012 - Hasan AKDOĞAN : 10 Euro

  2012 - Hüseyin AKDOĞAN 10 Euro

  2012 - Turan GÖÇER : 10 Euro

  2012 - Cengiz SEVİM : 20 Euro

  2012 - Bektaş Hacı AKŞAHİN:10 Euro

  2012 - İsmail AĞKOÇ : 20 Euro

  2012 - Aliekber AKKAYA : 20 Euro

  2012 - Erdinç ASLAN : 10 Euro

  2012 - Ali ARKADAŞ :10 Euro

  2012 - Hasan (Fikriye)

             ÖZACAR:20 Euro

  2012 - Ahmet KAYGUSUZ

           (Arguvan’lı):10 Euro

  2012 - Avades ALTUN

            ( Der. Bşk.):50 Euro

  2012 - Havaşin MARKET

             (Arguvan’lı):20 Euro

  2012 - Hasan ÖKSÜZ : 10 Euro

  2012 - Haydar ER

            (Müslüm oğlu):50 Euro

  2012 - Tamam SOFU :10 Euro

  2012 - Musa ÇİFTÇİLER: 10 Euro

  2012 - REISE BIRO

     Firat, Ober-Ramstadt :20 Euro   

  2012 - Vahap ASLAN(Culfalı): 30 Euro

  2012 - EURO SÜPER MARKET

             DARMSTADT:20 Euro

  2012 - Hüseyin ER (Köln) : 50 Euro

  2012 - Vedat ÇALIŞKANOĞLU: 5 Euro

  2012 - Kamber ÇAKMAK : 5 Euro    

  2012 - Hüseyin AYDOĞDU

            (Şahin oğlu): 50 Euro

  2012 - Meliha YÜCEL : 50 Euro

  2012 - İsmail SEVİM

  (Haydar oğlu): 20 Euro

  2012 - Necati-Zekine KILIÇ :20 Euro

  2012 - Erdal ÇALIŞKANOĞLU: 20 Euro

  2012 - Hüseyin ÇALIŞKANOĞLU

           (Süleyman oğlu) : 20 Euro

  2012 - Yılmaz GÜLER: 20 Euro

  2012 - Mehmet AKDOĞAN:20 Euro

  2012 - Bektaş ile Hünkar

             ALTUN: 80 Euro    

  2012 -  TOPLAM : 1915 EURO  

   Bitti

2015 - Eski bozulan makinenin

           sigortasından alınan:75 EURO

2015 – Aliseydi KARGIN : 50 EURO

2015 – Erdoğan BIÇAKCIOĞLU : 50 EURO

2015 – Sefa ALTUN : 50 EURO

2015 – Murat İLHAN

(Sarhoş amcanın torunu):50 EURO

2015 – Abbas PEKTAŞ

(Yusuf oğlu): 50 EURO

2015 – Yusuf ALTUN : 30 EURO

2015 – Merdan ŞENOL : 50 EURO

2015 –  Hasan ALTUNOK

(Hüseyin&Hatice oğlu) : 20 EURO

2015 – Abbas KORYÜREK : 30 EURO

2015 – Hasan KARAKOÇ

 (Donjuan'ın oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri SOFU : 10 EURO

2015 – Haydar GÜN : 50 EURO

2015 – Hacı ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Abbas ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Ali Ekber AKŞAHİN : 20 EURO

2015 – Veli İNCE : 10 EURO

2015 – Ali Agırdemir (Köln): 50 EURO

2015 – Kasım YILMAZ : 50 EURO

2015 – Hüseyin YILMAZ

(Filip - Fattey bibini torunu):50 EURO

2015 – Hüseyin ÇİFTÇİLER : 50 EURO

2015 – Avades ALTUN : 50 EURO

2015 – Ali İhsan UÇAR : 25 EURO

2015 – Seyit ÇAĞLAR : 20 EURO

2015 – Hüseyin AKKAYA

( Yeter Oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri İLHAN : 50 EURO

2015 – Haydar ER : 50 EURO

2015 –  Hüseyin ÇAVUŞ

(Igdırlı):10 EURO

2015 – Naki ÖZSÜZ : 20 EURO

2015 – Mesut  İLHAN : 20 EURO

2015 – Hüseyin ÖKSÜZ

(Naki oğlu) : 20 EURO

2015 – TOPLAM : 1075 EURO

Bitti

2012 - Sayfası…

2015 Sayfası…


Fotoğraf Makine Kampanyası -2021

2021 - Ahmet ASLAN: 500 EURO; 2021-Ali ŞEN “Arguvan”: 500 EURO; 2021 – Zeynal AKDOĞAN: 200 EURO;  2021 – Ali ÖZACAR: 50 EURO; 2021 – Vahap İLHAN: 50 EURO; 2021 – Vedat İLHAN: 50 EURO;  2021 –Robert YANAR: 50 EURO; 2021 – Can YANAR: 50 EURO; 2021 – Özkan ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Ecevit ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Erol YILMAZ: 50 EURO; 2021 – Abbas YÜCEL: 50 EURO; 2021 – Metin İLHAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ÖZİLHAN: 50 EURO; 2021 – Zeynal ÜSTÜNER “Arguvan”: 100 EURO; 2021 – Eyüphan AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ŞENOL: 50 EURO; 2021 – Ali Ekber GÜLER: 50 EURO; 2021 – Hüseyin YILMAZ-Ali oğlu-: 50 EURO; 2021 – Oktay TURAN “İğdirli”: 50 EURO; 2021 -  TOPLAM:2150 EURO; 2021 – Latife ile Hüseyin GÜN “İstanbul” 1 ad. Video çekim için aydınlatma LED:1250.TL. ; 2021- Yusuf EROL: 200 TL; 2021 – MAKİNE VE LED AYDINLATMA ALINDI. KITILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİM. www.aliseydi-sevim.com

Bilgisayar Alımı : 650 Euro - 2022

Almanya Ober-Ramstad'dan, isminin açıklanmasını istemeyen Değerli bir arkadaşım: 650 EURO     Seyit ÇAĞLAR arkadaşımın öncülüğü ile. İkisine teşekkür ederim.

DUYURU TAKVİMİ

HARİTA: MALATYA FETHİYE

Aliseydi SEVİM Aliseydi SEVİM
Hele bakın gömleğimiz ne taraftan yırtılmış?
Aliekber Pektaş Aliekber Pektaş
Gül-güle büyük, efsane insan, lider: Fidel Kastro
Seyit Çağlar Seyit Çağlar
DAR AGACINA ASTILAR SEYIT RIZAYI,NEYLEYIM – Seyit ÇAĞLAR

LUZÜMLÜ TELEFONLAR



Kınay Çiçekcilik: 0 422 323 86 76
Kınay Çiçekcilik: 0 542 368 10 03

Karmen Çiçekcilik:0 422 323 10 84
Karmen Çiçekcilik:0 542 210 16 69

Sahan Yemek: 0 422 325 29 30
Sahan Yemek:0 530 227 02 79

Orhan Yemek: 0 422 336 88 22
Orhan Yemek: 0 533 720 20 09

Gülüstan(Sevim) Kuaför: 0 422 322 81 65
(Aliseydi) Karakaş Emlak: 0 422 324 20 60

Yazıhan Belediyesi: 0 422 751 40 54
Kaymakamlık Makamı: 0 422 751 42 12
Yazıhan Maliye: 0 422 751 41 12
Yazıhan Tapu: 0 422 751 42 00
Yazıhan Hastahane: 0 422 751 41 05
Yazıhan Nüfus: 0 422 751 42 30

Ziraat Bankası /Yazıhan:  0 422 751 44 03
Emlak / Nihat GÜLER: 0 422 325 15 34
Mobil: 0 532 794 24 02

Yazıhan Emlak / Kaya Emlak
Süleyman KAYA: 0 537 380 05 04

MASKİ
Malatya Su İdaresi
Arıza: 185
Genel Müd. :377 74 44
444 51 44

Elektrik Arıza
444 91 86

Telefon Arıza ve Bilgi
444 1 444

İnternet Arıza

444 1 375







FACEBOOK

Sık Sorulan Sorular

Sitemizin güncellenmesi devam etmekte.

2011 yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.

2011 yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.

Aradığınız eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv” linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.

Aradığınız kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük harflerle yazın.

Başka bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur. Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,

Sitemizin alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.

Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır

Site Sloganımız: 2005 - 2024

2005 &  2024
www.aliseydi-sevim.com
aliseydisevim@gmail.com 

Otobüs Seferleri

                     OTOBÜS SEFERLERİ

         MALATYA                               FETHİYE

                                                          06,10

          07:15                                       08:30

          09:45                                       11:00

         13:30                                        14:45

         16: 00                                       17:00

         18:30                                        19:45

Tüm videolar

  Prof.Dr. Sinan CANAN
 

Prof.Dr. Sinan CANAN

İzlenme:8152

   
  Mutlu Olmak: Özgür Bolat at TEDxIhlasCollegeED
 

Mutlu Olmak: Özgür B

İzlenme:8254

   
  Prof. Dr. Acar BALTAŞ
 

Prof. Dr. Acar BALTA

İzlenme:7552

   
  DOĞA İÇİN ÇAL 4 - ALYAZMALIM SELVİ BOYLUM - HD
 

DOĞA İÇİN ÇAL 4 - AL

İzlenme:17958

   

Ayın Şiiri


Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.


Bir lokma ekmek ( ve zevk) için şerefini çiğnetmeye;


bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,


bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye,


insanları ezip geçmeye,


günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,


bir kısım insanlara kızıp


tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat!



Can Yücel


Mydeign Haber Temaları -http://habersitesikur.tk

Fethiye'nin Dünyaya Açılan Penceresi
Ekstrafikir.com mydesign haber temasıdır.