Sitemizi, iki aylık yoğun bakımdan sonra hayata döndürdük. Bahsetmiş olduğum gibi, Web tasarım dilleri konusunda yeniyim. Sitemizi, front page ile yaptım. Flash, photoshop ile Dreamweaver dili biraz daha, daha sı fazla usta işi idi. Benim yaptığım site, bilgisayarımda işliyor; fakat, internette işlemiyordu. Sitemiz, php sistemli işliyordu, benim yaptığım siteler ile HTML dili ile çalışıyordu. Benim yaptığım sitenin, PHP(sistem) dosyalarının hangi bölümüne koymamız gerektiği vb. konular hususunda zayıf kaldım. Bunu çözemedim. Sevgili arkadaşım Kazım Yavuz’a sordum, yardımcı olmak istemesine karşılık, zamanı olmadığı izlenimi dolaysı ile ısrarcı olmadım. Sonunda, Ünal Güngör Güler, bu sorumuzu çözdü… Ünal’a teşekkür ederim.(Ünal, abilo’nun torunu, Vahap Güler’in oğlu, İstanbul’da yaşıyor, bu hafta Askerlik yoklama kağıdı geldiğine göre 19 yaşında.) Şimdilik, sitenin Webmasteri Ünal ile ben’im. Ünal’dan bu konuda öğreneceğim çok şey var.
Bazı haberler geciktiği için, anlamını biraz kayıp etti. Fakat yinede ön planda olanlardan bir kaçı bahsedilmeye değer. Ev yaptırma, sanki bi yarış halini aldı. Beldemiz için iyi şeylerdir, bunlar. Yeni yaptırdığımız Okulumuz ile Seyfi Sofu’nun evinin arasında kalan, kısımdaki boşluk bir inşaat alanına döndü. Bu alana, Müslüm Akdoğan, Zeynal Akdoğan(Hüseyin oğlu), Abidin Akdoğan ile Cumali Güneş ev yaptırıyor. Planları, evleri bu kışa kadar oturulacak hale getirmek. Ev yaptıranlar açısından oraları iyi bir yer, fakat, beldenin genel manzarası açısından, orasının yeşil alan olması daha güzel olurdu.
Beldemizin Hürriyet Mahallesinde’de yapılaşmalar, devam etmekte ve yeni temeller atılmakta. Mustafa Pektaş’ın evi bitti, içinde oturuluyor. Ali Ağırdemir, eski selektörün yanına bir ev yaptırma çalışmalarına başladı. Henüz temeli atılma. Fakat Mustafa Kaçar, yaptıracağı evin temelini attı. Zehra Akkoyun(lakabı:Cöne)’nin evinin yerine(bu yerin tapusu Mustafa Kaçar ailesininmiş) Mustafa Kaçar ev yaptırıyor. Manzarası en güzel olan evlerden biri olacak gibi.
Erdal’ın dükkanın yanından(çarşıdan), Hamza Çağlar’ın evinin yanına kadar ve oradan, Veli Akkoyun’un evinin yanından Belediyenin kapısına kadar olan caddeler, parke ve bordür taşları ile kaplandı. Bu taşların altmışbin adetini(bir ay önceki bilgiye göre) değerli Millet Vekilimiz Ferit Mevlüt Aslanoğlu karşıladı. Bu taş rakamını artırma olasılığı vardı. Festivaldeki konuşmasında, 2005 yılında bu alanı taşla kaplatma sözünü verdiğini ve sözünü tuttuğunu söyledi. Fakat, yüzyirmibinin üzerinde taş kullanıldı. Sonuç olarak, değerli Vekilimizin, bu taşların ne kadarını karşıladığını bilemiyoruz. Sonuç netleştiğinde, bilgileri yansıtacağız.
Belediye Başkanımız Habib Yücel, Bordür(kaldırım kenarlarını belirleyen taşlar) taşı, kum ve işçiliğinin belediyeye olduğunu söyledi. Bu maksatla, evlerinin önü taşla kaplanan vatandaşlara, “Yol Harcamalarına Katılım Payı” adı altında, çeşitli miktarlarda maliyet çıkarıldı ve bu borçlar, tahsil edilmek maksadı ile ev sahiplerine tebliğ edildi. Manzara çok güzel oldu. Emeği geçenlere, başta sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu’na teşekkür ederiz.( Konu ile ilgili resimleri, resimler bölümünde bulabilirsiniz.)
Festivalimiz dolaysı ile Beldemize gelen değerli hemşerimiz, büyüğümüz sayın Hüseyin Yıldırım, beldemizi ziyaret etti. Hüseyin Yıldırım, Haydar Güvercin’in gündeme getirmesi üzerine, bir caddeyi taşla kaplatma sözü verdi. Bu caddenin ise, postanenin oradan, okulun kapısına kadar olan kısım olması planlanıyor. Fethiye’li olması ve burada kendisini bizden, aileden biri gibi hissetmiş olmamız sebebi ile, hoş görüşüne sığınarak, kendisine Hüseyin abi demek istiyorum. Hüseyin ağabeynin bundan öncede, halı saha için beldemize önemli katkıları olmuştur. Hüseyin abiye teşekkürlerimiz sunarız.
Para önemlidir, maddesel başarılar önemlidir. İnsanı insan yapan, değerler ile kafaları dolu, gönülleri zengin insan olabilmek, paralı adam olabilmekten daha önemlidir. Uygarlığı, insanlığı yücelten asıl bunlardır. Yani insan demek, öncelikle cebi değil, kafaları ve gönülleri kadim değerler ile dolu olan insan demektir.
Hüseyin abi, sık sık alıntılar yaptı: Aşık Veysel’den ve kültürümüzün diğer değerlerinden.Hüseyin ağabeyi ben, paralı adam olarak değil, Aşık Veysel’lerden alıntılar yapan, gönlü de zengin bir insan olarak hatırlayacağım.
Sevgili arkadaşımız Haydar(Güvercin)’in, “ben yapamıyorsam, başka biri yapanı bulun” şeklinde bir sitemini duyduk. Mahiyetini, sonradan öğrendik. Mahiyetinden bahsetmeye yararlı bulmuyorum. Bir vesile ile Vahap Altunok’un yanında da bahsetmiştim. Kilit noktalarda bulan, fonksiyonelliği yüksek hemşerilerimize karşı, belediye başkanlığı siyaset üstü bir politika üretmeli ve sürdürmelidir.(Haydar’ın konusunun siyasetle alakası yok, vesile olduğu için genelleme yapıyorum.) Her gelip giden idare, bu politikayı sürdürmelidir.
Bu insanların gönlü(siyasi alanda) kimden yana olursa olsun, onlar(bütün Fethiye’lilerin olduğu gibi) beldemizin değerleridir ve özel bir ilgiyi hak ediyorlardır. Bu hemşerilerimizde, burada şu an başkan kim olursa olsun o, Fethiye Beldesinin, belediye başkanıdır ve Beldenin temsilci olarak muhatap almalıdırlar. Hizmet, şahsa değil, sonuç olarak beldemiz halkınadır. Nitekim Hüseyin abi, kişisel olarak kendini kime yakın hissederse hissetmiş olsun, kişisel ilişkisinin üstünde, dolaysı ile siyaset üstü bir görüntü sergileyerek, Seyfi Sofu’nun belediye başkanlığında olduğu gibi, Habib Yücel’in belediye başkanlığı döneminde de, Fethiye’linin, Fethiye’nin yanında olduğunu gösterdi. Bunun altını çizin!
Bütün bunlara rağmen, pire için yorgan yakmamalı ve gerilim yaratacak üsluptan uzak durup hoşgörülü olmalıyız. Haydar Güvercin’e de, iki yıldır, Festivalimize yaptığı katkılardan dolayı teşekkür eder, bu ilgisinin devamını bekleriz.
Temsil makamında bulunanların, siyaset üstü politikalardan biride, Sağlık ocağı ve Okul Öğretmenlerimizle, saygı, sevgi çevresinde bir ilişkinin oluşturulması ve sürdürülmesine özen göstermek olmalıdır. Bu, hepimize de düşen görevdir. Burası, nüfusu kalabalık, şehre on dakikada olan bir yer değildir. Geçen ay görüştüğüm, burada çalışıyor, kadrosu burada görülen bir ebemiz, bir aylığına buraya geldi. Tekrar tayinini istiyordu ve gitti. Neden tayin istediğini sordum. Kırsal alan görevindeyim yıllardır, şehre yada ilçelere gitmek istiyorum dedi.
Şimdiki görevine devam eden ebe-hemşiremiz Şule hanım geldiğinde, ben yıllarca burada kalmak istiyorum demişti. Yaşanan bir tatsız olay sebebi ile fikrini değiştirmiş gözükmekte. Aliseydi’ye yapılanlar, belki yapanın yanına kalır, fakat diğerleri tayin ister çeker gider. Kayıp eden biz oluruz!..
Yazıhan’da ve Buzluk(bize uzaklığı araçla on daki, büyük bir sağlık ocakları var. Doktor ve hemşiresi de var.)’da bizden daha donanımlı iki sağlık ocağı varken, daha dikkatli olmalıyız.
Festivalimizle ilgili olarak, Halktan yansıyan bazı talep ve görüşlerden bahsetmek istiyorum. Bana, Festival öncesi, Aliyar’da gelecek mi diyenler oldu. Bir şey daha dediler, Aliyar’ın babası Abuseyf’in, bir tane yeşil gömleği varda, her gün onu mu yıkayıp sıkıp giyiyor dediler. Çünkü, Fethiye’lilerin bir gecesinde bir daha(Su TV’de yayınlanan), bu gömlekle görmüşler. Ben, olmaz olur mu vardır başka renk gömleği dedim ama, var mı bende bilmiyorum(!?)
Bana, bu Festivalimize katılan Fethiye’li sanatçılarımızı da sevdiklerini, fakat neden diğer sanatçılarımızdan katılım olmadığını soranlar oldu. Hatta, böylesi bir politikanın, diğerlerini küstürebileceğini söyleyenler oldu. Bana göre de bu sorular yerinde sorulardı!..
Ulusal sanatçılarımızdan ve kültürümüzün, Alevi-Bektaşi inancının Halk Müziğindeki önemli temsilcileri olan Musa EROĞLU, Emrah MAHSUNİ, Tolga ile Pınar SAĞ, Fethiye’de, polis şiltleri ve korumalar arasından geçerken ellerimizin bile dokunamadığı sanatçılar değildi. Sanki onlar, öte mahallemizden gelmiş komşularımız ve hısım akrabalarımızdı… Hepside candan, samimi ve bizden biri gibi idiler. Ve Fethiye’liler onları böyle hatırlayacak.
Çekmiş olduğum resimlerde de görüleceği üzer, “Taç Ses”in sahne düzeni için gerekli olan her şeyi vardı, fakat, sanatçıların sahnede icra yaptıkları iki metrelik alanın ışıklandırılması işi ihmal edilmişti. Bu sebepten sançtılar, bir karartı gibi gözüktü. Umarız, bu gelecek yıl çözülür. İki metrekarelik alanın ışıklandırılması, bu meseleyi çözer.
Ben karar mercii olsam, Festivalde Pazar açan esnaftan, sembolik ücretler alırdım. İşgaliye olarak iki yüz YTL alalım kararı, yerinde bir karar değildi. Pazarı gezerken, bir mısır kazanın yanında durduk. Sahibi ile görüştüm. Mısırcıya sordum, “bu mısırın tanesini kaça satacaksın”, cevap: “bir ytl.” Ne kadar mısırın var, ikiyüz civarı.
Kazanç eden olmadı mı? Oldu. Üç bakkal(Fethiye’li), üç dönerci(biri yabancı biri bakkalının bitişiğinde bu işi yaptı), Biride Salman İnce idi… Daha fazla esnafın tezgah açabilmesi için, onları ürkütecek tedbirler almamalıyız.
Beldemiz civarına yetiştirilen karpuz tarlalarından çektiğim, karpuz resimlerini, resimler bölümünde görebilirsiniz. Bu resimler, Su deposunun ve mezarlığın arkasındaki tarladan çekildi.
Halk Eğitim Müdürlüğü Beldemizde saz kursu açtı. Saz kursunan çektiğimiz fotoğraflar, resimler bölümünde. Kursa katılan öğrenciler, ücret ödemiyorlar, öğretmenin maaşını Halk Eğitim Müdürlükleri veriyor.
28/06/2006 tarihinde, Ahmet Güler’in oğlu, Hüseyin Güler evlendi. Çiftlere mutluluklar dileriz. Düğünle ilgili resimler, resimler bölümünde.
Garip Yanar’ın oğlu Barış Yanar ile Hünkar İlhan’ın kızı Fatoş evlendi. Çiftlere mutluluklar dileriz. Düğünlerinden çektiğim resimler, resimler bölümünde.
Ali Haydar Sevim’in oğlu Cengiz ile Mehmet(maccik) Aslan’ın kızı Gülütsen 18/07/2006 tarihinde evlendiler çiftlere mutluluklar dileriz. Düğün resimleri, resimler bölümünde.
Vahap Altunok’un oğlu sünnet oldu. Kirvesi Haydar Güvercin’di. Cemal Karakaş’ın oğlu, belediyemiz parkında yapılan bir düğünle sünnet oldu. Kirvesi İshak Dağdeviren’di. Her iki çocuğa da mutlu bir gelecek dileriz.
Hava Güvercin’in oğlu Kenan, Ankara’lı bir kızla 27/07/2006 tarihinde evlendi. Çiftlere Mutluluklar dileriz.
31/07/2006 tarihinde, Kadir Altun ile Nergiz Güler’le evlendi. Çiftler mutluluklar dileriz. Fotoğrafları, sitemizin resimler bölümünde.
Cumali Altunok’un kızı Selda ile Ali Altunok’un oğlu Cumali Altunok evlendi çiftlere mutluluklar dilerim. Düğün fotoğrafları, resimler bölümünde.
Gördüklerimden faklı bir düğündü. Bu, Selda ile Cumali’nin düğünü 20/07/2006 tarihinde ALTUNYUNUS tesislerinde yapıldı. Düğün, eğlenceli ve dolu dolu bir düğündü,. Bu zamana kadarki düğünlerde, ister adı yemekli içki düğün olsun, ister olmasın, hep filanca masaya daha önem verdiler bizi önemsemediler sözü duyardık. Bir tabak yiyecek ve bir içki alan kendini ayrıcalıklı ve özel hisseder di. Fakat bu düğünde, herkes ayrıcalıklı ve özeldi. Yiyemeyeceğin kadar yiyecek, içemeyeceğin kadar içecek ikram edildi herkese.
Düğün, hoş bir ortamda ve neşe içinde geçti. Siyasi kişiliklere karşı ölçülü davranıldı. Düğünlerde, siyasi kişilerin ön plana çıkarılması gerginliklere sebep oluyordu, nitekim başka bir düğünde oldu da.
Kişisel kanaatime göre, düğünleri siyasi kişiliklerin gösteri alanına dönüştürmekte, ola ki böyle bir durum gerçekleştiğinde, bu kişilere saygısızca ve duyurarak hitap etmekte yanlıştır. Ben, bu tavrımı böyle bir tepki gösterene zata gösterdim ve en başta ben karşı çıktım, böylesi bir üsluba…
Bu düğünde biraz komplekse de kapıldım. Takılar başladığında, on binlerin ve tapuların takıldığının mikrofona okunduğunu duyunca, bir ara benim yirmi ylt’yi tekrar cebime soktum. Ney seki benim gibileri de sonradan çıkınca rahatladım. Yanımda oturan bir ağabeyimiz, bu görüntüler bizi eziyor, ben torunumu sünnet ettireceğim, bir tosun kesip evimin önünde lokma dökeceğim. Ama bizimkilerinin gözü, bu gibi düğünlerde kalacak dedi!
Selda, mahallemizin terbiyeli ve benimde kızım gibi sevdiğim bir kızdı. Dilerim Selda’nın hayatı, gördüğüm düğündeki gibi neşeli ve mutlu geçer.
Bir deli(kastedilen kişi Başkan değil), siyasi arenayı pis bir şekle dönüştürecek bir taş atmaya çalıştı göle. Söz olarak ağızdan çıksa da bu taş, elden çıkmadan, bir büyük, büyüklük edip, bu olası pis bir görüntünün oluşmasını önledi. Bu tavrından dolayı bu zata, teşekkür ederiz. Bu tavır, toplumumuzun genel barış ve istikrarına hizmet doğrultusunda atılmış bir adımdır.
Mustafa SEVİM(Umut Vaylo) Festival gününden beri araştırma hastanesinde yatmakta. Hâla sağlığında, temenni edilen iyileşme gerçekleşmedi. Vaylo abiye acil şifalar dileriz
.
12/08/2006 tarihinde, Remziye AKKOYUN( Haydar AKKOYUN’un ablası), İzmir’de eceli ile vefat etti. Merhuma Tanrı’dan rahmet, acılı yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz.
E. A. ile M. düğünü 18/08/2006 tarihinde yapıldı. Düğün biraz buruk geçti (Remziye Akkoyun’un vefatı dolaysı ile), acı ile sevincin karışımından bir şey olarak. Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz. Düğünle ilgili fotoğraflar, resimler bölümünde.
Ali Asgar Aydoğan’ın kızı Nursun 19/08/2006 tarihinde gelin oldu. Çiftler ömür boyu mutluluklar dileriz.
***
BU SAYFANIN KARARTILAN KISMI
3 Sayfa,1262 Sözcük, 28 Paragraf ve 128 Satırdır
***
İbrahim Sofu’nun kızı Hülya ile Aydın Ceyhan’ın düğünü 28/08/2006 tarihinde yapılacak. Çiftlere ömür boyu mutluluklar dileriz.
Not: Haberler bölümünde, resimlerini koyacağımızı yazdığımız bütün resimleri, ilgili bölüme koyacağız. Aksamasının sebebi, bendeki resim programında yaşanan sorunla ilgilidir.
Bütün Fethiye’lilerin yazısına ve resimlerine yer vereceğiz. Dünyanın neresinde olursanız olun, kendi düğün, nişan ve kınalarınızdan çektikleriniz on adet resmi, vereceğiniz haberlerle birlikte sitemize koyacağız. Bunu her Fethiye’liden bekliyoruz. Resim ve haberlerinizi bize eposta(mail) ile gönderin.