AŞAĞI TENCİ’ NİN 1560 YILI TAHRİR KAYDI
Günümüzde Fethiye belediyesinin bir mahallesi durumunda olan Aşağı Tenci Köyüne ait 1560 tahrir kaydı aşağıya çıkarılmıştır.
“Karye-i Hasan Bedrık maa mezraa-i Tenci Süfla, tabi-i Ağce Dağ.
Neferan 26, Hane 25, Çift 10.5, Bennak 14,Mücerred 1
Hasıl-ı kısm-ı min el öşr, vakf-ı medrese-i Şehabiyye-i Kübra, malikane tamamen 2.070
Hınta keyl 300-1.500, Şa’ir keyl 150-450, Penbe k. 10-120, Resm-i çift 525, Resm-i bennak 168, Resm-i mücerred
6, Adet- i ağnam 300, Resm -i arus 30, Nısf-ı bad-i hava 45
Yekün, rüsum-ı örfiyye timar-i Abdülkadir 1.074
Karye-i mezbure zirde tarik-i ammda vaki olub ayende ve revende zulmüne mütehammil olmayub perakende olub üç yıl olmuş ki hali ve harabe kalub etrafında ahar konak yeri dahi olmayub kış günlerinde ayende ve revende azuğun getirüb, varub, harab köyde yatub ve yaz günlerinde dahi asuzlık olub yolcu külli müzayika çeker olmuş. Haliya perakende olan reayasının bazısı bulunub sair derbend üslubi üzere avarızdan muafiyet ile geri yerlerinde davet olundukda «cemaatimiz az kalub, bu mikdar ademi mücerred-i avarızdan muafiyet ile ayende ve revende taaddisine mütehammil olmak ihtimali yokdır, kadir değilüz amma canib-imalikanemiz Şehabiyye-i Kübra Medresesi’nin vakfıdır, anı virelüm. Canib-i divanı ile avarız-ı divan! ve tekalif-i örfiyyeden muafiyet inayet olunursa cem, olub giru mamur idelum.» deyu tazarru eyledüklerinde ehl-i vukufdan istifsar olundukda «üç yıldır harab yatur, ne medreseye ve ne sahib-i. timara bir akçe hasıl olmaz. Şöyle’ ki vech-i meşruh üzere inayet oluna. Köy mamur olub ayende ve revende huzur idüb saadetlu padişah-ı alem penah hazretlerine enva-i hayr ,dua hasıl olub ve medresenin hakkı temam vasıl olurdu» deyu cevab virilüb vakıf harab, yatmakdan ise mamur olması her veçhile infa olmamağın, gelüb mütemekkin olub, ziraat” idenlerden ,öşri olugeldügi üzere, medrese-i mezbure içün. zabt olunub andan gayri çift ve bennak ve mücerred rüsumiYle adet-i ağnamların virdiklerinden sonra canib-i, divaniden ve amme-i avarızdan ve kaffe-i tekalifden, muaf ve müsellem kayd olundular. Sah.”
1560 TARİHİNDE HASAN BADRİK VE ÇEVRESİYLE İLGİLİ İKİ KAYIT
Ağce Dağ Nahiyesi’ne bağlı mezralardan bazıları ile Hasan Badrik adı 1560 yılı vergi kayıtlarında yan yana geçmektedir.
Bunlardan iki örnek:
“Mezraa-i Gel Bulasın, der nezd-i karye-i Sarsap tabi-i m., ve Hasan Badrik, hass-ı Şahi. Hasılmaa resm-i yatak 150
“Mezraa-i Kuyucak, der nezd-i Karye-i Hasan Badrik, tabi-i m., hass-ı Şahi
Hasıl, ber vech-i maktu der uhde-i Ali Beğ Delu, kara timar fi sene 500”
KOMŞU KÖYLÜ TESLİM ABDAL
Toplum kendisi için değer taşıyan kişi adlarını hiçbir zaman belleğinden silmiyor. Öyle olunca da Yunuslar, Pir Sultanlar, Seyid Ali Sultanlar, Teslim Abdallara da her yörenin insanı, benim diye sahiplenip onlara birer makam ya da ziyaret yeri yapıyor. Bunlardan, yani paylaşılamayan değerlerden birisi de Teslim Abdal’dır.
Malatyalılar, Çorumlular ve Denizlililer Teslim Abdal bizim diye şimdilik yarışadursunlar.
Geçmişte Malatya’ya, Günümüzde Elazığ- Baskil ilçesine bağlı olan Tabanbükü (Şeyh Hasan) Köyü’nde Ahmed Yesevi soyundan geldiği söylenen Teslim Abdal ile oğlu Seyid Kalender’in mezarları vardır. Araştırmacı Yusuf Şahin’e göre Teslim Abdal’ın babası Kalender Abdal Şeyh Şemseddin’in oğludur. Teslim Abdal’ın şiirlerinde Şeyh Hasan, Berete, Eğribük, Şehy Ahmed, Derviş Ali, Kale, Korucuk, Adaf, İsaköy gibi yörede bilinen mekan ve önemli isimler geçmektedir.
Bir zaman bölge insanının duygularına tercüman olan Teslim Abdal’dan üç şiiri Fethiyeli canlar için buraya aldım.
SAYILIR
Gel ey arif israf etme hayali
Sohbet olmayınca dem mi sayılır
Kamil bir söz ile yara pişirir
Cahilin bir söz em mi sayılır
Evliya yoluna gitmezse bir can
İkilik perdesin atmazsa bir can
İkrarın İhlas’a katmazsa bir can
Ehl-i Hakk içinde zımmi sayılır
Kendi özün boyayıp da bildiren
Dost ağlatıp düşmanını güldüren
Haklı sözü nahak yere öldüren
Günahlar içinde kanlı sayılır
Varıp bir gerçekten haber almazsa
Meydana metağın alıp gelmezse
Kendi vücudundan haber olmazsa
Yüz kitap okusa ümmi sayılır
Teslim Abdal her can haber alamaz
Okur amma ilme agah olamaz
Değme arif bunun yerin bulamaz
Elif olmayınca cim mi sayılır
BİR ÇİÇEKLE YAZ GELİR Mİ?
Bir çiçekle yaz gelir mi ey sofu!
Tarikatın erkanının içinde
Karınca kaderi gerek kıymeti
Varınca yoluna onun içinde
Marifete yakın olanın özü
Kışta yazda kamil gerektir sözü
Ne ayağı gerek, ne eli gözü
Üçyüz altmış günün içinde
Şeriat, tarikat ikisi birdir
Marifete ermez hakikat sırdır
Hak ehli kardaşlar irehber pirdir
Dini saklı gerek dinin içinde
İtikadı olan buna inanır
İtikadı yoksa hikaye sanır
Kişi efendisini sesinden tanır
Doksanbin avazın ünün içinde
Teslim Abdal eydür böyle etmeyen
Edep ile erkan ile yetmeyen
Kırksekiz kapıyı kabul etmeyen
Sankim bir hayvandır evin içinde
BİZE TAŞ ATANLAR
Hırıl hırıl hırlasınlar
Bize taş atıp ürenler
Eşek olsun zırlasınlar
Bize taş atıp ürenler
Bir keleşte uşak olsun
Çingeneye kuşak olsun
Malatya’ya eşek olsun
Bize taş atıp ürenler
İçi dışı soğuk olsun
Didilenmiş kovuk olsun
Eğribük’e tavuk olsun
Bize taş atıp ürenler
Kilisede puta dönsün
Ters nallanmış ata dönsün
Uyuz olmuş ite dönsün
Bize taş atıp ürenler
Teslim abdal der onmasın
Dünyada murat almasın
Ahrette iman bulmasın
Bize taş atıp ürenler
TENCİ MEVKİ ADLARI
Kızıldeli Çeşmesi, ziyaret Gölü, Kaklık Önü, Delik Mamoğun Kaya, Ağkolun Sırt, Sakarkaya, Nesimin Dere, Ağkolun Dere, Pamuk Mağara, Güğercin Mağarası, At Mağarası, Tenci Tuzlağı, Cecüğün Tuzlak, Ebem Bayırı, Kanlı Tarla, Aygüreceğin arkasındaki mevkiin adı eskiden Tenci imiş, sonradan Alican olmuş. Şimdiki Yukarı Tenci’nin yerinde talipler otururmuş. Dedeler Fethiye Köyünde otururmuş sonradan Yukarı Tenci’ye gelmişler. Önceden yukarı Tenci’de oturan iki obanın adını bilmiyorlar. Eskiden yukarı Tenci’nin adı Orta Tenci imiş.
Aşağı Tenci’de Karga Pınarı, Kargapınarı Tepe, Cecüğün Pınarı.
Ali Aksüt