Tablo 2. Bazı İslami İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri ve Sıralamaları (n=208)
Rahman ve Askari’nin araştırma sonuçlarını yansıtan tablolara bakıldığında, kendini Müslüman kabul eden ülkelerin yukarıda sıralanan 12 İslami ekonomik ilkeyi ve bunlara bağlı 113 parametreyi uygulamakta başarılı olmadıkları görülmektedir (Tablo 1, Tablo 2). Listede bulunan 56 Müslüman ülkenin, 208 ülke arasındaki ortalama sıralaması 133’tür. Listenin ilk 32 sırasında tek bir Müslüman ülke yoktur. Listedeki ilk Müslüman ülke olan Malezya 33. sıradadır. Daha sonra Kuveyt (42), Kazakistan (54), Brunei (55), Bahreyn (61), Birleşik Arap Emirlikleri (64) gelmektedir. Türkiye bu listede kendisine 71. sırada yer bulmuştur (Tablo 2). Sorumlu kim? 1945 yılında Almanya ve Japonya cezalandırılmak üzere yerle bir edilmiş ve kaynakları kurutulmuştu. Kayda değer bir yeraltı zenginliğine sahip olmayan bu iki ülke bugün bulundukları bölgenin lideridir ve dış güçler bunu engelleyememiştir. Bu ülkelerle Müslüman ülkelerin aralarındaki farkın en temel nedeni, basitleştirerek söylemek gerekirse, “iyi yönetimle kötü yönetim arasındaki farktır”. Yine basitleştirerek söylemek gerekirse, iyi yönetimle kötü yönetim arasındaki farkı belirleyen de “açıklıktır”. Rahman ve Askari’nin çalışmaları bize Müslüman ülkelerin ülkeleri yönetmek ve halklarına refah getirmek açısından iyi bir sınav vermediklerini ortaya koymaktadır. Bu çalışma aynı zamanda İslam dinine mensup olmayan birçok ülkenin İslam’ın özünde barındırdığı ilkeleri hayata daha iyi yansıttıklarını göstermektedir. Düşünülmesi gereken bir başka rahatsız edici gerçek, dünya nüfusunun yüzde 22 sini oluşturan 1,5 milyar Müslümanın, dünya üretiminin yüzde 5,6’sını, ihracatının yüzde 9’unu, teknoloji ihracatının ise binde 4’ünü gerçekleştirmeleridir.6 Elli yedi Müslüman ülkenin toplam üretimi Almanya’nın üretiminden daha azdır.7 2005 yılında Harvard Üniversitesi’nde yayınlanan makale sayısı 17 Arap ülkesinin bütün üniversitelerinde yayınlanan makale sayısından fazladır.7Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanları da kapsayarak 114 yıldır verilen Nobel bilim ödüllerini sadece üç Müslüman bilim adamı kazanmıştır.6 Sonuç Bin yıl önce dünyanın güneşe uzaklığıyla, kan dolaşımıyla ilgilenen Müslüman âleminin, bugün ekonomik refah açısından en geride yer alması nasıl açıklanabilir? Bu durumu aşmak için, bu konuda en yetkili insanlardan birisi olan eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’na kulak vermek yararlı olacaktır. “İslamiyet’te ibadet sadece kıldığımız namaz değildir. İnsanlığa, dünyanın imarına, sulha, barışa hizmet eden her davranış ibadettir…Çalışma, üretme, hak, hukuk, adalet bir toplumun kalkınması, özgürlüğün korunması için bir şeyler yaparsanız gelişirsiniz…Biz Müslümanlığı sadece inanma ve namaz, oruç, hac gibi belli ritüelleri yerine getirme olarak algıladığımız sürece bu mahcup edici durum devam edecektir. Allah, ‘Dünya’ya inanan ve yararlı iş işleyenler egemen olacaktır’ diyor…Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmeleri de artıyor. İslam, seccadeni ser, ibadetle ömrünü geçir demiyor”.8 Son söz: Müslüman ülkelerin büyük bölümünde düşüncenin özgür olmayışı ve devletin toplum yaşamının bütün alanlarını kontrol etmeye çalışması, bugün İslam âleminin istenen refah ve gelişme düzeyinin gerisinde olmasının en büyük nedenidir.6 Kaynakça:
İSLAM ÜLKELERİ ‘MÜSLÜMAN’ ÇIKMADIeorge Washington Üniversitesi’nden Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari, ülkelerin İslam’a uygunluklarını ölçen bir çalışma yaptı. Halkının çoğunluğu Müslüman, halkı Müslüman olmayan ve adı veya anayasasında İslam ülkesi olduğu belirtilen ülkelerin tümü incelendiğinde, İslam ülkelerinin İslam’la neredeyse hiçbir bağının olmadığı tespit edildi.09 Şubat 2017 Perşembe - 00:30 Gündem Yorum Yaz Yeni Söz / Özel Haber Global Economy Journal dergisinde “ekonomi, hukuk, insani ve siyasi haklar ile uluslararası ilişkiler” başlıkları ile yer alan çalışma, devletlerin İslam'a uygunluklarını ‘İslami endeks' tanımıyla inceliyor. Bu çalışmaya göre birinci ülke Hollanda olurken, hiçbir İslam ülkesi ilk onda dahi yok. 2013'te 103. sırada olan Türkiye, 2015'te 65. sıraya yükselerek dikkat çekti. SONUÇLAR VAHİM ÖTESİ George Washington Üniversitesi akademisyenlerinden İran kökenli araştırmacı Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari 2013 yılında “Ülkelerin İslamilik Endeksi” adında bir çalışma yaptı. Global Economy Journal dergisinde “İslam ülkeleri ne kadar İslamî?” başlığıyla yayınlanan çalışma müteakip yıllarda da devam etti. Çalışmada hem İslam ülkelerinin hem de diğer ülkelerin ekonomi, hukuk, insani ve siyasi haklar ile uluslararası ilişkiler alanlarındaki politika ve uygulamaları İslam'ın temel hükümlerine göre ele alınıyor. KENDİLERİNİ İSLAM DEVLETİ SAYIYORLAR AMA… Çalışmada İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye 57 ülke; (1) İslam'ı devletin resmi dini olarak kabul eden ülkeler, (2) İslam'ı devletin ana dini olarak kabul eden ülkeler, (3) Dikkate değer bir Müslüman nüfusa sahip olan ülkeler ile (4) Kendilerini ‘İslam Cumhuriyeti' olarak ilan eden ülkeler şeklinde kategorilendiriliyor. “İslam ülkesi” olarak Afganistan, Bahreyn, İran, Moritanya, Umman, Pakistan ve Yemen; İslam'ı devletin “resmi dini” olarak kabul eden Suudi Arabistan, Cezayir, Bangladeş, Mısır, Irak, Kuveyt, Libya, Malezya, Maldivler, Fas, Tunus, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri özel kategoride inceleniyor. Sonuç: adları İslam ama uygulamaları İslamî değil. İLK ONDA ‘İSLAM ÜLKESİ' YOK! Bu listeye İslam ülkesi olmayanlar da eklenerek, 208 ülke “İslamilik Endeksi" araştırmasına tabi tutuluyor. Mesela İslam ülkesi olmayan ve İslam'ın yaygın da olmadığı Yeni Zelanda'nın ekonomi, hukuk, yönetim, siyasi haklar ve insan hakları bakımından İslamî hükümlere ne kadar uyum gösterdiği, ne kadar “İslamî” yaşadığı araştırılıyor. 2013 yılı “İslamilik Endeksi” sonuçlarında İlk 10 içerisinde hiçbir İslam ülkesi yer almıyor. 2013'TE YENİ ZELANDA 2015'TE HOLLANDA İLK SIRADA Araştırmaya göre 2013'te İslami kurallara en çok uyan ülke Yeni Zelanda olarak tespit edilirken, 2015'te ilk sırayı Hollanda aldı. 2013'te Yeni Zelanda'yı Lüksemburg ve İrlanda takip etti. 2013'te İslam ülkeleri içinde listeye en önde giren Malezya ise kendine ancak 38. sırada yer bulabilmiş. Malezya'yı 43. olarak Kuveyt, 64. olarak Bahreyn, 65. olarak Brunei, 73. olarak Uganda izlemiş. Türkiye ise 2013'te ancak 103. sırada kendine yer bulmuş, ancak 2015'te büyük bir sürpriz yaparak 65. sıraya terfi etmiş. Somali ise 208 ülke arasında 206. olabilmiş. İLK 10 ÜLKE ŞÖYLE 2015 yılında yayınlanan raporda ilk 10 ülke: Hollanda, İsveç, İsviçre, Yeni Zelanda, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Lüksemburg, Avusturalya, Kanada şeklinde sıralanıyor. Listenin ilk 10 sırasında halkı Müslüman veya adında yahut anayasasında İslam yazan hiçbir ülke yer almazken, İslam'la bir bağı olmayan devletlerin üst sıralarda çıkması son derece şaşırtıcı.
ÜLKELER 4 BOYUTTA İNCELENİYOR Ülkelerin İslam'a uygunluklarını ölçen George Washington Üniversitesi'nden Scheherazade S. Rehman ve Hossein Askari uluslararası akademik dergilerde sonuçları yayınlıyorlar. Çalışmalarında sadece İslam ülkelerini değil tüm dünya ülkelerini dahil eden ikili Müslümanlar için üzücü sonuçlara ulaşıyor. Birkaç İslam ülkesi listeye ancak ortalardan girebilirken, çoğu sözde İslam ülkesi ise listenin en sonunda sıralanıyor. Daha da ilginç olanı ise batılı ülkelerin listenin hep bir numarasında ve üst sıralarda yer alması. 2015 yılında yaptıkları çalışmayı Global Economy Journal dergisinde yayınlayan Rehman ve Askari, rapor hakkında verdikleri bilgide ülkelerin İslam'a uygunluklarını 4 boyutta ölçtüklerini belirtiyorlar: 1- İslamist ekonomi, 2- Yasal yönetim , 3- İnsani ve politikal haklar, 4- Uluslararası ilişkiler İslami endeksi RAPORUN TEMEL ALDIĞI BAŞLIKLAR Mümkün olduğunca çok ülkeden bilgi ve veri elde etmeye çalıştıklarını vurgulayan akademisyenler, gerekli bilgileri sağladıkları takdirde “israftan kaçınma” oranları gibi ölçüleri de rapora eklemek istiyorlar. Raporda baz alınan ölçüler, kurallara uyan Müslüman toplulukları karakterize etmek için daha da alt birimlere ayrılmış. İşte raporun temel aldığı başlıklar ve alt bileşenleri: I. Ekonomik İslamcılık Ekonomik Fırsat ve Ekonomik Özgürlük ·Cinsiyet eşitliği · Ekonomik Düzenleme · İş Yapma Kolaylığı · Ekonomik Özgürlük · İş Dünyası ve Pazar Özgürlüğü Eğitim ve Sağlık hizmetlerine eşit erişim ·Eğitim · Eğitimde Kamu Harcamaları · Eğitim Eşitliği · Eğitim Etkinliği · Sağlık kalitesi · Sağlık Hizmetlerinin Sağlanması İş Üretme ve İstihdama Eşit Erişim · Eşit istihdam ve İş Yaratma · İş gücü özgürlüğü Mülkiyet Hakları ve Sözleşmelere bağlılık · Mülkiyet ve Sözleşme Hakkı Yolsuzluğun Önlenmesi Şeffaflık Uluslararası Göstergesi · Yolsuzluklardan kurtulma Yoksulluk Hükmü, Yardım ve Temel İnsan İhtiyacı · Yoksulluk Etkililiği · Dünya endeksleri · Yabancılara yardım · Para bağışı · Gönüllülük zamanı Vergilendirme ve Sosyal Yardım GSYH'nın yüzdesi olarak vergi yükü ·Vergi geliri ·Sosyal refah Destekleyici Finansal Sistem Yatırım Özgürlüğü ve Mali Özgürlük · Finansal Piyasa Riski Göstergesi · Parasal Özgürlük İslami Finansa Bağlılık · Faiz Olmaması · Merkez bankası iskonto oranı · Ticari banka birinci sınıf borç verme faiz oranı Ekonomik refah · Makro Ekonomik Gösterge · Fiyat İstikrarı ·Ekonomik performans Ekonomik Adalet ·Gelir dağılımı ÜLKELER 12 TEMEL PRENSİPTE İNCELENDİ Akademisyenler İslam dininin ortaya koyduğu iktisadi ilkelerin temelinde iktisadi adalet ve sürdürülebilir büyüme, yaygın refah ve istihdam, İslami ekonomik ve finansal teamüllerin uygulanmasının olduğu tespitini yaparken, dünya ülkelerini sıralamak için kullandıkları 12 temel iktisadi prensibi şöyle sıraladı: 1. Toplumun tüm üyelerine eşit iktisadi fırsatlar 2. İktisadi adalet 3. Sözleşmelerin ve mülkiyet haklarının korunması 4. Çalışmak isteyen herkese istihdam imkânlarının oluşturulması 5. Eğitim imkânlarının eşit sağlanması 6. Yoksulluğun önlenmesi ve temel ihtiyaçların karşılanması (gıda, yiyecek, elbise, sağlık gibi) 7. Vergilerin toplumun diğer ihtiyaçları için kullanılması 8.Tabii kaynaklarn toplumun bugünkü ve gelecekteki üyeleri düşünülerek yönetilmesi 9. Yolsuzluğun önlenmesi 10. Destekleyici bir finansal sistem oluşturulması 11. Faizin kaldırılması da dahil finansal temaüller 12. Devlet yapısının bu ihtiyaçları karşılayacak verimlilik ve etkinlikte olması HÜSEYİN ASKERİ (HOSSEİN ASKARI) KİMDİR? Hüseyin Askeri İran'da doğmuş, ABD'de eğitim almış, 2,5 yıl IMF İcra Kurulunda çalışmış, Suudi Arabistan Finans Bakanı'na özel danışmanlık yapmış bir isim. IMF Yönetim Kurulunda sık sık Suudi Arabistan adına konuşan Askeri, özel kota artırımı fikrini geliştirerek Suudi Arabistan'ı kurulda etkin bir daimi sandalye sahibi haline getirdi ve IMF'ye 10 milyar dolarlık kredi müzakerelerinde yardımcı oldu. 1990-1991 yıllarında İran ve Suudi Arabistan hükümetleri tarafından diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması için aracılık yapması istendi. 1992'de ise Kuveyt Emiri, İran ile arabuluculuk yapmasını istedi. Ortadoğu, İslam ekonomisi ve finansı, uluslararası ticaret ve finans, tarım ekonomisi, petrol ekonomisi, ekonomik yaptırımlar ve gelişmeler üzerine yazmıştır. SCHEHERAZADE S. REHMAN KİMDİR? George Washington Üniversitesi'nde doktora yapan Scheherazade S. Rehman, Fulbright Kıdemli Araştırmacı ve AB Araştırma Merkezi GW Direktörü. Halen Uluslararası Ticaret ve Finansman Birliği Yönetim Kurulu'nda görev yapıyor. GW'de öğretime başlamadan önce Dr. Rehman, Bahreyn'de bir döviz ve para piyasası tüccarıydı. Ortadoğu finansal sektörünün geliştirilmesi ve yatırım yönetiminde uzmanlaşmış olan International Consultants Group'un Kıdemli Ortağıdır. 1997'de Güney Asya-Pakistan ekonomik ve finansal gelişimini kapsamlı bir şekilde incelemek için Senior Research Fulbright ödülü aldı. 2001'de GW Uluslararası İşletme Öğretim Ödülü ve GW Lisansüstü Eğitimi Ödülünü aldı. 1998'de GW Bender Öğretme Ödülü ve Yılın Birinci Yıllık Üstün Başarı Ödülü sahibi Üniversite Yılın Kadın Ödülü'nü aldı.
| Bu haber 19966 defa okunmuştur.
|
Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )
Fotoğraf Makine Kampanyası -2021 |