KARABUŞLU – KARABURÇLULAR
Fethiye köyünde topluluk adlarından çok, gelenek görenek ve söylencelerle yola çıktığımız zaman karşımıza Hazar ötesi halklardan bir kesimin bu köye ilk gelenlerden olabileceği gibi bir kanı oluşuyor.
Bu kanı, iki çocuk oyunu ve Kazı Gölü ile etrafında oluşan söylencelerdir. Bunlar yabana atılır değerler olmayıp Fethiye geçmişinin belgeleridir.
Kara sözcüğünün Türkler arasındaki yerini görmeden önce Memluklar’ın Kara ve Ak ırktan olmak üzere ikiye ayrıldıklarını, Beyazlar’ın Bahri, Karalar’ın ise Burci adını aldıklarını bilmemiz gerekiyor. Bunlar dağlılara da Burci adını veriyorlardı. Memluklular içindeki birçok bürokrat ve esir Kafkasya kökenlidir.
Yine bilinmelidir ki, 12. yy. da Bağdat Selçuklular’ın hakimiyetine girince Irak’a yerleşen Türkler arasında Kıpçak (Kıfçaklar) da vardır. Bunlar Kerkük’e yerleşmiştir. Anadolu Alevisi’nin küme halinde bulunduğu bölge burasıdır.
Türklerde Kara, “Budun” yani halkı temsil eden semboldür.
Oğuz-Han’ın asıl eşinden değil de onun kumalarından doğan çocukların soyundan gelenlere Aymak, Omak derlerdi.
Türkler’de Kara sözcüğü ile başlayan çok sayıda oymak, oba ve cemaat mevcuttur.
Alevi öğretisinde Çorum- Söğütözü köyünde oturan ve Şaban Abdal’ın soyundan gelen dedelerin taliplerine Akbaşlı adı verilmektedir. Bu ocak Ali Seydi Ocağı üyesidir.
Yine Ali Seydi Ocağı üyesi olup Kara Abdal soyundan gelen Hasançelebi’ye bağlı Akmağara (Darıyeri) köyünde oturan dedelerin talipleri de Karabaşlı adıyla anılmaktadır. Hasançelebi-Akmağara (Darıyeri) dedeleri Karabaşlı’dır.
Yalnız Konya Sancağı Turgut Kazası, Kırşehri ve Bozok sancaklarında yerleşik Karabaşlı (Karabaşlu) adlı bir cemaatin varlığını da unutmamak gerekir.
1560 yılı tahririnde Malatya-Cübas nahiyesine bağlı Karapusı adlı bir köy vardır.
Azerbaycan ile Anadolu’da yaşayan Türkmenler’in arasındaki bağ herkesçe bilinmektedir. Azerbaycan’da Gökçegöl yakınlarında kurulan Türk hanlığının adı Kara-bağ’dır. “Karabağ’da bağ olmaz, kara salkım ağ olmaz.” diye başlayan Azeri türkü de bu yöreye aittir.
Türkmen oymaklarından değişik zamanlarda bu bölgeye yerleşenlerin olduğunu farklı kaynaklardan biliyoruz. Bu bölgede yerleşik Türkmen oymaklarının çoğunun isminin önünde “kara” sözcüğü vardır. Karabağ’da Kara-Dağlı, Kara-Koyunlu, Kara-Demircilü, Kara-Pirümlü, Kara-Serkarlu, Kara-Bulak, Karalar, Kara-Donlu, Kara-Hanlu, Karacalu, Kara-Beğlü, Kara-Bayramlu, Kara-Velilü, Kara-Çinar adlarının içerisinde Kara-Dolak adı da geçmektedir.
Listeye dikkat edilirse Anadolu Aleviliği içerisinde çok bilinen Karadonlu isminin yanında Fethiye çevresinde yaşayan Karacalu, Karahanlu adları da bu bölgelerle bağı olan adlardandır.
Kırk Kız Dağı da Karabağ’dadır.
Karabağ’da görülen otuz iki Cevanşir Türk kabilesinin ismi İslâm’dan önceki devirlere kadar çıkabilir. İlhanlılar’ın (1256-1336) payitahtı Karabağ idi. Fethiye’de bugün İlhan soyadlı aileler vardır. Timur, Anadolu ve Suriye’den getirdiği elli bin Türk ailesinin bir kısmını Karabağ’da iskan etmiştir. Karabağ’da ve Fethiye’de ortak bir ad taşıyan su arkı vardır. Bu arkın adı “Gevur Arkı”dır. Karabağ, Akkoyunlular (1403-1508) devrinde de bu sülalenin kışlağıdır. Bu dönem, Kızılbaş hareketlerinin bölgede görüldüğü dönemdir. Karabağ’ın son hakimi Mehdi Kulu Han’dır. Fethiye’de Mehdioğullarındanız diyen bir grup aile yaşamaktadır.
Nadir Şah zamanında oluşan Türk Nefer aşireti, Karabahilu adını taşır. Karabahilular, Nadir Şah zamanında Karabağ’dan uzaklaşmışlardır(1736-1747).
Bu uzun açıklamalardan sonra Karaburçlulara ait son tahrir kaydı ise şöyle:
Karaburçlu (Karaburculu) : Bu topluluk Türkman Yörükanı taifesinden olup. Halep, Rakka, Adana, Sis, Meraş, Kilis, Uzeyir, Karaman Sancakları, Zülkadriye Kazası (Maraş Eyaleti), Yeni İl Kazası’nda (Sivas Sancağı) iskan olunmuştur.
Ayrıca Karaburçlu Pir (Karaburculu Pir) adlı Yörükan taifesinden bir grup Niğde Sancağı hudutları içerisine yerleştirilmişlerdir.
Karaburçlular Koluaçık Hacım Sultan talibidirler. Dedeleri Başkınık Köyü’nden gelmektedir.
Davulkuyu’da Tatarlar Hasabçelebi Beldesi’nde bulunan Ağbaşlı cemine katılır. kalan sülaleler Karabaşlı’dır.
Bir dede ocağı etrafında aynı dedeye görülen gruplar Ağbaşlı ve Karabaşlı adını almaktadır.
Akbaşlılar ise Ali Seydi Ocağı’nın Çorum’daki Şaban Abdal kolundan gelerek cem yaptırdığı taliplerine verilen addır.
Karapuşulu adına bir yakın bilgi şöyledir: Akkoyunlular (1378-1502) içinde Ehmedli Boyu’nun adı geçmektedir. Akkoyunlular’ın ana dili Azerice idi.
Bir başka kaynakta ise Memluklular’da: Beyaz Memluklular Bahri, Kara Memluklular Burci adıyla anılıyorlardı.
Bilindiği gibi Anadolu Aleviliğini oluşturan Türkmen oymaklarının Anadolu’dan önceki uzun soluklu mekanlarından birisi Musul ve çevresidir.
Musul’un güneydoğusunda 1526 yılında Karakuş adında bir köy bulunmaktadır. Değişik inanç ve kesimden insanların yaşadığı bu köyün eski adı Allah Evi (Bahdid) idi. Bu köy aynı zamanda Hızır İlyas’a ait mekanın da yanındaydı.
Fethiye Köyü içerisinde üç adet “Hızır’ın sofra serdiği yer” adı altında ziyaret yeri bulunmaktadır. Bu da bize Musul’dan bu bölgeye güçlü bir “Hızır Kültü”nün taşındığını gösteriyor.
Fethiye’deki bu grubun adı Karaburçlu/Karapoşulu şeklinde söylenmektedir. Zamanın sürükleyerek Karakuş adını Karaburçlu’dan Karapoşulu’ya çevirebileceğinin örnekleri tarihte çoktur. Fethiye’de bir yer adı Boyaçukuru’dur. Musul Karakuş’ta Hızır İlyas makamının yanında bir boyahane vardır. Her iki yerleşim yerinde de aynı adlı mekanların oluşu çok ama çok düşündürücüdür.
Karaburçlular’ın Soyadları: Ağkılıç, Arkadaş, Bıçakçıoğlu, Er, Göçer, Gün, Güvercin, Günay, Işık, Işıkbay, Koç, Kök, Karakaş, Olgun, Öksüz, Şenol, Yavuz’dur.
Osmanlı döneminde Maraş Sancağı’na bağlı olan Hısn-ı Mansur Kazası’na bağlı karyeler (köyler) arasında 1560 yılı Tahrir Kayıtları’nda “Karye-i Karaburç , neferan 14, bennak 1, mücerradan 4, çift 6, Nim çift 2, Pir-i Fâni 1…” notundan Karaburç adlı bir köyün varlığını öğreniyoruz. Ayrıca; Hısn-ı Mansur (Adıyaman)’a bağlı bir köyün adı ise Karaburç’a yakın bir isim olan Karacaoruç . Yine Hısn-ı Mansur’a bağlı köyler listesinde Karacaburç Köyü adı da geçmektedir.
Günümüzde İzmir – Kiraz Karaburçlu, Nevşehir-Hacıbektaş-Karaburç ve Samsun-Bafra’da da Karaburç adlı üç köy bulunmaktadır. İzmir-Kiraz İlçesi’nde Karabağ, Karabolu, Karacaburç köy adlarına birlikte rastlanmaktadır.
Şeyh Bedrettin’e de mekân olan Tire’nin kuzeyinde Karaburç adının dışında Anadolu erenlerinin izlerine sıkça rastlanmaktadır. Bozdağlar’ın kuzeyinde Horasaniler’den Balas Dede, Bektaş Baba, Tabduk Emre, Kızıl Ahmet Baba, Şeyh Turhan, Abdal Musa, Kızıl Emeli zaviyelerinin yanında Ahi Fatma, Sire Hatun, Sarı Merye, Sağrı Hatun, Sarı Ana, Aşye Bacı, Seni Hatun, Kimya Hatun, Güneş Hatun, Kız Dede Bacı da Aydın Eli’nin o devirde ışık saçan Türkmen kadın aydınlarıdır.
Karaburç adı işte bu inanç yoğunluğunun içinde kayıtlıdır. Yine Tire’de, Fethiye’de yaşayan isimler arasında olan Ahmetler, Çamurlu, Kınıklar, Boynuyoğun (Kızıldeli Talibi) Akkoyunlu, Keller adlı oymak, oba ya da yerleşim yeri adları bulunmaktadır.
1531 tarihinde Aydın Sancağı’na bağlı Birgi’de Karaburç Köyü’nün adı geçmektedir.
Aynı kaynakta Güzelhisar’da (Aydın) Keller Sart’a bağlı Kelerli adları da Fethiye’de yaşayan gruplarla bu bölgenin bağını ortaya koymaktadır.
Yine Tire’de Kızıldeli Sultan adına bir zaviye bulunmaktadır. Zaviye, Ali Baba, Hacıköy, Boynuyoğun yerleşim yerleri üçgeninin doğu ayağında Dede Evleri denilen yerde yer almaktadır. Bu zaviye, Aydınoğulları Beyliği devrinin ünlü zaviyesidir. Zaviyeden günümüze yalnız “Dede Evleri” adlı bir semt miras olarak kalmıştır. Yıldırım Bayezid, Aydınoğulları Beyliği’ni Osmanlı topraklarına katıp, Kızıldeli Sultan’ı Balkanlara taşıyınca, burada bunlardan evlâtlık mülk olarak Tırfıllı Viran, Büyük Viran, Darıbükü adlı üç köy bağışı kalmıştır. Hicri 804 Nolu Mülknâme’de Yıldırım Bayezid’in “Kızıldeli’ye verdüm ki” diye başlayan hükmünü II.Bayezid de onaylamıştır. Kızıldeli’nin bu kayıtta Rumeli’ne ayak basışı 1412 (Hicri 815)’dir. Kızıldeli’den boşalan Boynuyoğun Köyü’nü Yıldırım Bayezid Kıranoğulları’na tımar olarak vermiştir. Kızıldeli Sultan’ın Tire’nin Boynuyoğun, Birgi’nin Tekirli (Bekirli) köylerinde zaviyeleri vardır. Kızıldeli’nin Tire’nin batı kesiminin su hizmetlerinin öncüsü olduğu sanılmaktadır.