İnanabilirmi’yiz! – Ali Ekber Pektaş

İnanabilirmi’yiz!

Sevgili okuyucular,

AKP, Başbakan Tayyip Erdoğan, Ankara Arena spor salonunda, gövde gösterisinde.

Başbkan Tayyip Erdoğan, AKP’nin 4. Olağan kongresinde kelimenin tam anlamıyla, ‘gösterisi’ yaptı. Topluma aklınca çeşitli mesajlar vermeye ve toplumu manipüle etmeye özen gösterdi.

Aslında, bu gövde, ‘gösterisi’ uzun bir süredir, Türkiye’nin boyalı basını ve görsel medyası tarafından  toplumu manipüle etmeye yönelik olarak sunulmaktaydı.

Sunumun ana noktasında, Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye topluma yeni bir şeyler söyleyeceği ve mesaj vereceği görünümü hakimdi.

Günlerdir, Kürt coğrafyasında süren kirli savaşın, ‘duracağı’ akan kanın ‘son bulacağı’ mesajları veriliyordu.

Ve gün geldi çattı, 30 Eylül 2012 Pazar günü, Ankara Arena salonunda, AKP ve Başbakan Tayyip Erdoğan, 3 Saat’e yakın konuşmasını yaptı. Konuşmasına damgasını vuran söylemleri ise, kendine muhalif edenlere yüklenerek, muhaliflerini yoksaymaya ve ekarte çalıştı.

Aslında AKP 4. Olağan kongresinde, Tayyip Eroğan’ın konuşması yeni bir konuşma değildi. Kısacası Tayyip Erdoğan’ın konuşması, son birkaç yıldır, Salı günleri AKP grup toplantılarında yaptığı konuşmaların tekrarından başkası değildi. Bu nedenle’de, AKP ve başbakan Tayyip Erdoğan’ın, konuşmlarına, ‘vaadlerine’ inanmak güçtür. İnandırıcı değildir!

AKP ve başbakan Tayyip Erdoğan, bu tür vaadlerini daha öncede değişik alanlarda ve yöntemlerle  taopluma sunmaktaydı.

30 Eylül 2012 Ankara Arene’daki, açıklamaları bir tekrardan ibarettir. Bu nedenle Türkiye  kamuoyunu manipüle  etmeye ve kandırmaya yönelik açıklamalar olduğuna, kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Türkiye’nin en önemli sorununu görmezlikten gelen, Kürt sorununu hala, ‘terör’ sorunu olarak gören ve güvenlik sorununa indirgeyen, insan yaşamını karşılıklı olarak yok etmeye yönelik olarak algılayan bir mantık sergilenmiştir.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, konuşmasında en önemli olanı, Kürtleri, ‘tehdit’ etme ve ‘izaya’ getirme teması’nın hakim olmasıydı.

Bir taraftan demokrasi söylemleri sürekli olarak dile getirilirken, demokrasinin kırıntısı görmek için insanın şaşı olması gerekir.

AKP’nin 4. Olağan kongresine katılacak olan basın mensublarını dahi kabüllenemeyen bir zihniyetin demokrasiden dem vurarak, demokrasiyi kirlettiğini düşünmek hiçte haksızlık olmayacaktır.

Kendisi gibi düşünmeyen basın mensublarına yasak koyan bir zihniyet, ne kadar samimi olabilir.  Ne kadar demokrasiden dem vurabilir.

Başbakan Tayyip Erdoğan,  kendine muhalif olan herkezlerden korkmaktadır. Çünkü samimi olmayan davranışları, kendine muhalif gördüğü basın mensubları tarafından kamuoyuna sunalacaği, gerçeği, başbakanı korkutmaktadır.

Bir taraftan, islami fobyanın, insanlık düşmanı olduğu ve demokrasi ile bağdaşmadığını anlatırken, alevileri yoksayan alevileri asimileye yönelik, AKP politikasını görmezlikten geliyordu. Bizzat kendisinin, ‘alvevfobyasını’ kamuoyu yakından takip etmektedir.

Dinlere ve inançlara saygı duyması inandırıcı değildir. Saygı duyduğu din ve inanç, sadece kendisi gibi olanlardır.

Konuşmasını şiirlerle süslemesi aslında topluma dayıtılan, AKP faşizmini kamufüle etmeye yönelik bir girişim olduğu algılanmalıdır.

Başbakan Tayyip Erdoğan inandırıcı değildir. Söylemleri sadece toplumu manipülasyona yöneliktir. Başkalarını askeri darbelerin içinde olduğunu darbelerle bütünleştiğini söyleyen AKP ve Tayyip Erdoğan, 12 Eylül darbesinin ele başları olan faşist generalleri aklamak için elinden geleni, arkasına koymamaktadır. Darbe karşıtı olması aldatmacadır. AKP’nin kendisi 12 Eylül darbesinin ürünüdür.

Sonuç itibarıyla, AKP ve başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye halkına vereceği yeni bir şey bulunmamaktadır. AKP hükümeti Türkiye halkına acı, zam ve zulüm’den başka bir şey vermemiştir. Bundan sonrada bu gerçeklik değişmeyecektir.

AKP’nin, 4. Olağan kongresi, Türkiye topluma yeni bir şey veremez. AKP ve Tayyip Erdoğan inandırıcılığını kaybetmiştir.

Evet, inanabilirmi’yiz! Diyorum, artık inanmayacağız. AKP ve tayyip Erdoğan, ‘kredisini’ bitirmiştir. 4. Olağan kongresi, yalanlarla, manipülasyonla sonuçlanmıştır.Tayyip Erdoğan’ın konuşmasının en önemli noktası, ‘Menderes, Özal ve Erbakan’ın yolundan’ gittiklerini açıklamasıdır. Tam’da burdan baktığımızda, değişen birşeyin olmadığını anlayabiliriz. Yani kendinden öncekilerin, zam, işkence, sömürü, inkarcı ve zulüm düzeninin kuramcılarının izinden gideceğinin ilan etmesidir.Bu kadarı dahi, AKP’nin halk düşmanı politikasının devam edeceğinin alenen ilanıdır.

Eger bugün ülkemiz Amerikan mandası bir ülke konumuna gelmişse, burda Menderes ve Özal’ın, büyük payı vardır.

Aslında AKP’nin, kongre yapmasına gerek yoktu. Çükü kongre demokrasiden uzak,monarşik bir görünüm sergilemektey’di. Başbakan Tayyip Erdoğan,  AKP delegelerine, ‘benim ekibi, şu isimlerden oluşmakadır’ Proğramımız şu şekilde olacaktır.’  Demiş olsaydı, AKP delegesi zaten itiraz etrme şansına sahip değildi. 4. Kongre, ‘sonuçlarını’ zaten öylede, böylede onaylayacaklardı. Kısacası sonuç değişmeyecekti.

AKP, Tayyip Erdoğan, inanmayacağız artık yalanlarına!

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle,

Aliekber Pektaş    30.09.12