AKTÜEL TARİHÇE EBRULİ ALMANYA ANTALYA DÜĞÜNLER OKUL DUYURU BAŞSAĞLIĞI ÖZEL HABER
Tarih 08 Nisan 2013, 08:51 Editör: Editör Aliseydi SEVİM

Hepimizin 28 Şubat’ı ve Ergenekon’u var…

28 Şubat 1997… Bir kesim, diğer(onlarca öteki) kesime balans ayarı verdi. Bu ayar “bin yıl sürecek” dendi. 28 Şubat’ta verilen balans ayarı bin yıl sürmedi. 28 Şubatta balans ayarı verenlere şimdi (diğer taraf) balans ayarı veriyor.

Girmek istediğimiz Avrupa Birliği, tanzimattan beri üyesi olmak istediğimizi topluluk ve muasır medeniyetin zirvesinin yaşandığı model olan Avrupa’da bu balans ayarları 1950’ler de bırakıldı. Son olarak İspanya ve Yunanistan 30 kadar önce bıraktı bu tür ayar işini.

1980 Öncesinde derin devletin yanında her parti, dernek, fraksiyon diğerine zorla balans ayarı veriyordu. Sonra 1980’de ordu verdi bütün diğerlerine, sonrada, iktidarı eline geçiren her kesim diğerine balans ayarını verdi.

Bu gün için muasır medeniyetin bir tek balans ayar kriteri var: Demokrasi… Bütün kurum ve kuruluşları ile var olan ve işleyen bir demokrasi. Her kesim ayarını buradan almalı. Kimse kimseye ayar vermeye kalkışmamalı.

Cumhuriyet kurulalı beri, Kürtlere, müslümanlara, Alevilere, sağcılara, solcular… zorla ayar verilmeye çalışıldı. Herkes bir birine ayar vermeye çalıştı, kimse başarılı olamadı.

Bu gibi geri kalmış toplumlarda her “balans ayarı” girişimi: “layık, demokratik hukuk devleti” kisvesinde yapılır… Fakat hep rövanşist güdüyle ve toplum mühendisliği yapılır gerçekte. Maksat memleket, demokrasi ve hukuk değil, hakim gücün zihniyetinin, kurallarının, yaşam modelinin dikte edilmesidir.

Sistemin bütün mağdurlarına verilmeye çalışılan “balans ayarı”nın demokrasi ile alakası yok. Çünkü demokratik bir toplumda her kimlik, kültür, cinsiyet renk vb. hukuk devletinin güvencesi altındadır ve insanlar farklılara saygı ile bakarlar. Diğerinden farklı olduğunu bilir, kendi inanç ve yaşam tarzının doğruluğun
a inanır, bunu savunur ve yaşar; fakat kimseyi zorla kendine benzetmeye çalışmaz, yani balans ayarı vermeyi aklından dahi geçirmez…

Gündemin birinci maddelerinden biri olan 28 Şubat davası ise Cumhuriyet tarihi boyunca hakim olan vesayetçi sistemin yargılanması, ortadan kaldırılması davasıdır. Dorudur. Fakat tepkiseldir. Demokratik sistemlere ise bu gelgit dalgaları sonucu biraz daha yaklaşılır.

Rövanşist olmasının negatif yanı; muhalifliğin, değişimin sisteme karşılıktan çok, sistemi demokratikleştirmekten uzaklaşıp, sisteme hakim olma gibi bir risk içermesi. Mesela: 12 Eylül paşaları yargılanırken, 12 Eylül anayasası ve sistemini şekillendiren 600 kadar kanun hala uygulamakta. Sanki sorun 12 Eylül rejimini berhava etmek değilde, bu sisteme hakim olarak onu kendi hesapları doğrultusunda kullanmak gibi gözükmekte. İşte risk burada.

Bu konuda biz yazı yazmadık, bu güne kadar. Çünkü bu gün söyleyeceklerimizin benzerini hükümetin en muhafazakar kanadının temsilcisi olan bakan Cemil ÇİÇEK dahi söyledi. Yani Cemil ÇİCEK’in söyleyeceklerinin benzeri olacak bir sözü söylemek ise yalnızca ahkam kesme ve gevezelik olurdu, diye düşündük.

Dün Malatya’da idim. Kılıçtaroğlunu haklı çıkaracak bir kampanya gördüm ve videosunu çektim. Kapalı çarşının karşısına bir stant açmış olan Mazlum Der. görevlileri hoparlörden “İmam Hatiplerini Kapatan 28 Şubatçılar yargılansın, imzala…” anonsunu yapıyordu. İktidara taraf olan (eklediğimiz) gazete manşetlerine de bir bakın…


Bu gerekçeyle, bu yargılamaya itiraz edecekler hakında bir akıl yürütsek ve şu an iktidarı ve sisteme hakim olmakta olacak güçleri değiştirsek ne olurdu sonuç?

Mesela AKP yerinde, CHP olsaydı, yada Marksistler, Aleviler yada Kürtler vb. iktidara gelmişler karşısındaki ötekilerin hali nice olurdu?

Silivri’ye, Sincan’a Hukuk Devleti(?!)adına kimler girerdi. Bilmem kaçıncı Ergenekon vari tutuklamalar kimlere karşı yapılabilirdi? Kenan Paşanın ünlü bir sözü vardı:”asmayalım da besleyelim mi?” diye. Şimdi bu sözü Kenan paşa ve ekibi için söyleyenler çok değil mi? bu ülkede. Engenekon ve 28 Şubatçılar için de söyleyen yok mudur?..

İktidara, yada ötekine muhalif olmak kolaydır ve geniş taraftar bulur. Fakat demokratik hukuk devleti adına sisteme muhalif olmak ise oldukça zordur ve bunun taraftarı ise yine oldukça azdır ülkemizde.

Deniz Feneri üzerinden bir tarafa yüklenmek kolaydır ve diğer kesimden geniş taraftar bulur. Fakat 12 Eylül’e karşı olan bir marksiste 11 Eylüle kadar bu memleket için kurşun sıkanlar, 12 Eylül günü hemen silahlarını neden toprağa gömdü – marjinal oldukça küçük bir azınlık dışında? Mücadelenin teorisi değişti diyenlere ben rastlamadım. Niçin Sovyetler birliğine yada bu ittifakın bir üyesine değilde, mücadele edildiği söylenen emperyalist ülkeler diye anılan ülkelere sığındılar. Normalde destekte, ittifakta sığınmada yoldaşların memleketine olması gerekmez miydi? Sağlam bir cevap verilebilir mi, bu soruya? Ben veremedim…

Prof. Mahir Kaynak, “ülkemizdeki sağ sol, alevi sünni harekatını yönlendiren asıl gücün merkezi Avrupa devletleridir,” der. Onun mantığı açışından baktığımızda Kenan paşanın: “Şartlar olgunlaşana kadar biraz daha bekledik.” sözü de bir anlam bulur. Paşaları bekleten, şartları olgunlaştıran, şartlar olgunlaşsın siye silah kullanarak dava adına adam öldüren devlet, sağ, sol, dindar kesimi de darbeye hazırlanan zemine araç edende aynı kaynaktı. Şartlar olgunlaştırıldı. Darbe yapıldı, kontrolü imkansız azınlık gözdağı olsun diye mahpushanelere tıkıldı bir kısmı asıldı; fakat hareketin ana damarını oluşturan güçler yeter emrine istinaden Avrupa’ya sığındı.

Yani derin devletin ülkemizdeki kanadı da, sağ, sol dindarlarda kullanıldı… Acaba sağ sol ve dini örgütlenmelerin yönetim kademesindekilerin mal varlıkları ve ilişkiler ağı araştırılıp açıklansa ortaya nasıl bir görüntü çıkar oldukça merak ediyorum. Toptancı bir ithamda bulunmuyorum, ağırlıklı kısmını kastediyorum.

Hiç şüphem yok ki, bu memleket için gerçekten saf ve temiz niyetiyle mücadele eden sağ, sol, dindar örgüt, asker, polis, sivil halk vb. içinde temiz insanlar(da) var. Herkes memleketini kendi yolundan giderek kurtarmaya, koruyup kollamaya çalışıyor. Fakat bu insanlar bu yapılar içinde azınlıkta.

Büyük bilgiye ve sermaye sahip olanlar ile atılan aşıkta çoğu zaman kaybedip, amacı dışındaki bir istikamete yönlendiriliyorlar-bu azınlıklatiler.

Devletin demokrasi ve hukuk dışı uygulamaları sonucu Güneydoğudaki PKK taban buluyor. Bu doğru. Fakat, ABD’nin istemediği bir PKK, Kuzey Irakta var olabilir miydi? PKK ile mücadelenin devlete yüz milyar dolarlara mal olduğu beyan ediliyor… Biz devletiz, bunu finanse ediyoruz kendi kaynaklarımızla.Peki bu denli bir paranın harcandığı bir savaşta, karşı tarafın milyar dolarlık maliyetini Güneydoğunun fakir halkı mı finanse ediyor? Kapitalist sistemde her şey alım satım konusudur. Öyleyse milyar dolarlık desteği veren hangi hizmeti satın alıyor? Apo’yu biz mi yakaladık, yoksa onu koruyup kollayan güçler tarafından teslim mi edildi?.. Cevabı oldukça zor sorular bunlar…

1978’de Hasan Fehmi Güneş’in içişleri bakanı olduğu dönemde, öğlen öncesi öldürülen bir solcu ile öğlen sonu öldürülen bir sağcının cesedinden çıkan kurşunun otopsi yapılıyor. Kurşunun aynı silaha ait olduğu şeklinde bir rapor açıklanıyor.

Solun önemli isimlerden Hüseyin Ergün’ün Neşe Düzel’e verdiği mülakatta. bir anısından söyle bahsediyor. (Taraf 2009)

“N.D: 28 Şubat’ta, 27 Nisan e-muhtırasında yaptıkları gibi mi?

H.E.Onlardan önce de işbirlikleri yapıldı. ‘Askerlerle birlikte darbe yoluyla’ iktidara gelmek için vurmalar, kırmalar, banka soygunları yapıldı. Darbe öncesi provokasyonlarda solun rolü feci bir şeydir. Vurmalar, kırmalar hep istikrarı bozmak ve darbe ortamı oluşturmak için yapıldı.

N.D:Sol bütün bu provokasyonları bilinçli mi yaptı?

H.E:Aşağıdakiler farkında değildi ama şefler bunun farkındaydı. Gençlerin şef pozisyonunda olanları da durumun farkındaydılar.

N.D:Deniz Gezmişler… Askerî yönetimi iktidara getirmek için eylem yaptıklarının farkındalar mıydı?

H.E:Şöyle söyleyeyim. Bir tanıklığımı anlatayım. Yusuf Küpeli 1980 sonrasında cezaevinden çıktıktan sonra bana geldi. “Biz baştan sona kullanıldık” dedi. Ben de “Nasıl farkında değildiniz? Asker adam geliyor, size silahı veriyor. Size, biraz ortalığı karıştırın, biz gereğini yapacağız diyor. Siz bütün bunlara rağmen farkında değil miydiniz” dedim. Bana cevabı şu oldu. “Ben bunu Mahir’le de (Mahir Çayan) konuşurdum. Ona, ‘MİT falan bizim bu kadar içimizde. Ne oluyoruz’ diye sordum. Mahir de bana, ‘Biz güçlü bir siyasi hareketiz. Elbette MİT de bizimle ilişki kuracak’ dedi.” Gerçek şu ki…

N.D:Evet…

H.E:Türkiye’de silahlı gençlik hareketini 1970 ve 1980 öncesinde askerler kullandılar. Askerler tarafından kullanıldıklarını gençlik hareketlerinde şef pozisyonunda olanlar kesinlikle biliyorlardı. Orduyla ittifakı, iktidara gelmenin bir yolu olarak görüyorlardı.

N.D:Siz o dönemde gençlik hareketinin şeflerinden biri değil miydiniz?

H.E:Ben, iktidara gelmenin demokratik yoldan olmasını isteyen tarafın şeflerinden biriydim. Mülkiye’de Fikir Kulüpleri Federasyonu başkanıydım. Sonra bu yapı Dev Genç’e dönüştü. Ben Dev Genç’te bulunmadım. Türkiye’de askerlerle işbirliği yaparak iktidara gelme düşüncesi, ‘elbette az gelişmiş ülkelerde ordunun ilerici bir rolü olacak’ yaftası altında savunuldu.”

***
Sonuç olarak; vesayet soruşturması ve yargılaması şimdilik askerler üzerinden, birazda yargı üzerinden yürüyor. istihbarat örgütlerinde, yüksek yargıda, sol ve sağ örgütler ile dini yapılanmalar ile PKK ergenekonu henüz soruşturulamadı…

Fakat zamanın ruhu üfürdü, tekerlek dönmeye başladı. Ergeç bu yapıların çoğu soruşturulacak ve şimdi rövanşist olan; fakat sonuçta demokrasiye katkı sağlayan bu yapı taşlarından üzerinde yükselecek “yeni Türkiye Cumhuriyetinin layık, demokratik sosyal hukuk devleti” yapısı.

Ben inanıyorum ki benim bahsettiğim modeldeki Cumhuriyet elden gitmeyecek ve Atatürk’te bir kesiminin oluşturduğu gibi put olmaktan çıkacak, ülkemizin ulusal kurtuluş savaşının önderi ve cumhuriyetimizin kurucusu olarak daha saygın bir noktada olacak.

Hepimizin 28 Şubat’ı ve Ergenekon’u var… Daha çok takkeler düşecek!

a.s.

19.04.2012
Not:Gündemi meşgul eden bir çok siyasi konuda yazmadık… Çünkü gündemdeki konular henüz bugün ki gibi belirgin değilken bu hususlarda görüşümüzü geçmişte arz etmiştik… O vakitler de söylediklerimizi şimdi her gazete ve tv söylüyor. Hatta AKP’nin en muhafazakar kanadının sözcüleri, bakan Cemil Çiçek dahi söylüyor. Sistemin en muhafazakar kesiminin dahi alenen dile sakız ettiği sözleri tekrar etmeyi anlamlı bulmadık. Başka bir deyimle bunları tekrar etmek, “bir şey söylemek değildir,” diye düşündük.
Bu sebepten dolayı, yukarıdaki yazımızı dahi paylaşıp paylaşmamakta tereddütler yaşadık… Azda olsa yazımızda henüz çoğunluk gündeminde olmayan farklı yanlar gördüğümüzden paylaştık.


  |  Bu haber 5016 defa okunmuştur.

Köşe Yazıları  KATEGORİSİNDEN HABERLER

Barış Pınarı Harekatı

Barış Pınarı Harekatı Barış Pınarı Harekatı

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi? Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Basına ve Kamuoyuna!

Basına ve Kamuoyuna! Basına ve Kamuoyuna!

''Dokunabilecekler''

''Dokunabilecekler'' ''Dokunabilecekler''

MHP'de Kurultay Komedisi!

MHP'de Kurultay Komedisi! MHP'de Kurultay Komedisi!

Geleneksel aklın İttifakı mı?

Geleneksel aklın İttifakı mı? Geleneksel aklın İttifakı mı?

1 Mayıs yaklaşırken!

1 Mayıs yaklaşırken! 1 Mayıs yaklaşırken!

Kilis ve düşen füzeler!

Kilis ve düşen füzeler! Kilis ve düşen füzeler!

Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )

2008 – Ahmet ASLAN: 400 EURO

2008 – Diğer arkadaşlar: 600 EURO

2008 – Toplam: 1000 EURO

Bitti

2012 - Seyit  ÇAĞLAR : 30 Euro  

  2012 - Aliman SEVİM : 40 Euro

  2012 - Ali ASLAN : 10 Euro

  2012 - Hasan AĞKAYA : 20 Euro

  2012 - Ali ALTUNOK :20 Euro

  2012 - Ali İhsan GÜLER : 50 Euro

  2012 - Metin ÖKSÜZ : 30 Euro

  2012 - Naki ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Rıfat ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 - Hüseyin ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 -Murat İLHAN

           (Zeynal oğlu):50Euro

  2012 - Fatma İLHAN

           (Hasan Kızı):10 Euro

  2012 -Zeynep KORYÜREK:20 Euro

  2012 - Elif GÜN :10 Euro

  2012 - Piri İlhan

          (Minnet oğlu):30 Euro

  2012 - Hüseyin YILMAZ

         (Güldalı oğlu):30 Euro

  2012 - Turabi TEMİZ : 20 Euro

  2012 - Hikmet GÜLER : 40 Euro

  2012 - Hüseyin İLHAN

           (İbrahin oğlu):20 Euro

  2012 - Hasan ÇEVİKER : 10 Euro

  2012 - Zeynep GÖÇER : 20 Euro

  2012 - Necmettin ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Sultan AKKOYUN: 50 Euro

  2012 - Ali Ekber PEKTAŞ : 20 Euro  

  2012 - Yusuf ALTUN  : 20 Euro

  2012 - Mehmet İNCE : 15  Euro

  2012 - Mustafa(Vaylo)

             OLGUN:50 Euro

  2012 - Ahmet OLGUN : 50 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN :10 Euro

  2012 - Aliseydi UÇAR : 50 Euro

  2012 - Veli ÇAĞLAR  : 10 Euro

  2012 - Fahri ÖKSÜZ  : 20 Euro

  2012 - Kasım YILMAZ : 50 Euro

  2012 - Kadir ÇAĞLAR : 20 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN

             DEDE:10 Euro

  2012 - Hacı ÖZSEVİM : 20 Euro

  2012 - Duran AYDOĞAN:30 Euro

  2012-Hüseyin Rahmi

          ÖZTÜRK:50 Euro

  2012 - Ahmet ÖZTÜRK (Köln):30 Euro

  2012 - Vahap ÇEVİKER :10 Euro

  2012 - Kenan GÜVERCİN : 10 Euro

  2012 - Sezai ALTUN : 10 uro

  2012 - Bektaş AKŞAHİN : 20 Euro

  2012 - Veli İLNCE : 10 Euro

  2012 - Ziyade ŞENKAYA : 10Euro

  2012 - Hasan KARAGÖZ :10 Euro

  2012 - Hasan AKDOĞAN : 10 Euro

  2012 - Hüseyin AKDOĞAN 10 Euro

  2012 - Turan GÖÇER : 10 Euro

  2012 - Cengiz SEVİM : 20 Euro

  2012 - Bektaş Hacı AKŞAHİN:10 Euro

  2012 - İsmail AĞKOÇ : 20 Euro

  2012 - Aliekber AKKAYA : 20 Euro

  2012 - Erdinç ASLAN : 10 Euro

  2012 - Ali ARKADAŞ :10 Euro

  2012 - Hasan (Fikriye)

             ÖZACAR:20 Euro

  2012 - Ahmet KAYGUSUZ

           (Arguvan’lı):10 Euro

  2012 - Avades ALTUN

            ( Der. Bşk.):50 Euro

  2012 - Havaşin MARKET

             (Arguvan’lı):20 Euro

  2012 - Hasan ÖKSÜZ : 10 Euro

  2012 - Haydar ER

            (Müslüm oğlu):50 Euro

  2012 - Tamam SOFU :10 Euro

  2012 - Musa ÇİFTÇİLER: 10 Euro

  2012 - REISE BIRO

     Firat, Ober-Ramstadt :20 Euro   

  2012 - Vahap ASLAN(Culfalı): 30 Euro

  2012 - EURO SÜPER MARKET

             DARMSTADT:20 Euro

  2012 - Hüseyin ER (Köln) : 50 Euro

  2012 - Vedat ÇALIŞKANOĞLU: 5 Euro

  2012 - Kamber ÇAKMAK : 5 Euro    

  2012 - Hüseyin AYDOĞDU

            (Şahin oğlu): 50 Euro

  2012 - Meliha YÜCEL : 50 Euro

  2012 - İsmail SEVİM

  (Haydar oğlu): 20 Euro

  2012 - Necati-Zekine KILIÇ :20 Euro

  2012 - Erdal ÇALIŞKANOĞLU: 20 Euro

  2012 - Hüseyin ÇALIŞKANOĞLU

           (Süleyman oğlu) : 20 Euro

  2012 - Yılmaz GÜLER: 20 Euro

  2012 - Mehmet AKDOĞAN:20 Euro

  2012 - Bektaş ile Hünkar

             ALTUN: 80 Euro    

  2012 -  TOPLAM : 1915 EURO  

   Bitti

2015 - Eski bozulan makinenin

           sigortasından alınan:75 EURO

2015 – Aliseydi KARGIN : 50 EURO

2015 – Erdoğan BIÇAKCIOĞLU : 50 EURO

2015 – Sefa ALTUN : 50 EURO

2015 – Murat İLHAN

(Sarhoş amcanın torunu):50 EURO

2015 – Abbas PEKTAŞ

(Yusuf oğlu): 50 EURO

2015 – Yusuf ALTUN : 30 EURO

2015 – Merdan ŞENOL : 50 EURO

2015 –  Hasan ALTUNOK

(Hüseyin&Hatice oğlu) : 20 EURO

2015 – Abbas KORYÜREK : 30 EURO

2015 – Hasan KARAKOÇ

 (Donjuan'ın oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri SOFU : 10 EURO

2015 – Haydar GÜN : 50 EURO

2015 – Hacı ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Abbas ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Ali Ekber AKŞAHİN : 20 EURO

2015 – Veli İNCE : 10 EURO

2015 – Ali Agırdemir (Köln): 50 EURO

2015 – Kasım YILMAZ : 50 EURO

2015 – Hüseyin YILMAZ

(Filip - Fattey bibini torunu):50 EURO

2015 – Hüseyin ÇİFTÇİLER : 50 EURO

2015 – Avades ALTUN : 50 EURO

2015 – Ali İhsan UÇAR : 25 EURO

2015 – Seyit ÇAĞLAR : 20 EURO

2015 – Hüseyin AKKAYA

( Yeter Oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri İLHAN : 50 EURO

2015 – Haydar ER : 50 EURO

2015 –  Hüseyin ÇAVUŞ

(Igdırlı):10 EURO

2015 – Naki ÖZSÜZ : 20 EURO

2015 – Mesut  İLHAN : 20 EURO

2015 – Hüseyin ÖKSÜZ

(Naki oğlu) : 20 EURO

2015 – TOPLAM : 1075 EURO

Bitti

2012 - Sayfası…

2015 Sayfası…


Fotoğraf Makine Kampanyası -2021

2021 - Ahmet ASLAN: 500 EURO; 2021-Ali ŞEN “Arguvan”: 500 EURO; 2021 – Zeynal AKDOĞAN: 200 EURO;  2021 – Ali ÖZACAR: 50 EURO; 2021 – Vahap İLHAN: 50 EURO; 2021 – Vedat İLHAN: 50 EURO;  2021 –Robert YANAR: 50 EURO; 2021 – Can YANAR: 50 EURO; 2021 – Özkan ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Ecevit ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Erol YILMAZ: 50 EURO; 2021 – Abbas YÜCEL: 50 EURO; 2021 – Metin İLHAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ÖZİLHAN: 50 EURO; 2021 – Zeynal ÜSTÜNER “Arguvan”: 100 EURO; 2021 – Eyüphan AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ŞENOL: 50 EURO; 2021 – Ali Ekber GÜLER: 50 EURO; 2021 – Hüseyin YILMAZ-Ali oğlu-: 50 EURO; 2021 – Oktay TURAN “İğdirli”: 50 EURO; 2021 -  TOPLAM:2150 EURO; 2021 – Latife ile Hüseyin GÜN “İstanbul” 1 ad. Video çekim için aydınlatma LED:1250.TL. ; 2021- Yusuf EROL: 200 TL; 2021 – MAKİNE VE LED AYDINLATMA ALINDI. KITILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİM. www.aliseydi-sevim.com

Bilgisayar Alımı : 650 Euro - 2022

Almanya Ober-Ramstad'dan, isminin açıklanmasını istemeyen Değerli bir arkadaşım: 650 EURO     Seyit ÇAĞLAR arkadaşımın öncülüğü ile. İkisine teşekkür ederim.

DUYURU TAKVİMİ

HARİTA: MALATYA FETHİYE

Aliseydi SEVİM Aliseydi SEVİM
Hele bakın gömleğimiz ne taraftan yırtılmış?
Aliekber Pektaş Aliekber Pektaş
Gül-güle büyük, efsane insan, lider: Fidel Kastro
Seyit Çağlar Seyit Çağlar
DAR AGACINA ASTILAR SEYIT RIZAYI,NEYLEYIM – Seyit ÇAĞLAR

LUZÜMLÜ TELEFONLAR



Kınay Çiçekcilik: 0 422 323 86 76
Kınay Çiçekcilik: 0 542 368 10 03

Karmen Çiçekcilik:0 422 323 10 84
Karmen Çiçekcilik:0 542 210 16 69

Sahan Yemek: 0 422 325 29 30
Sahan Yemek:0 530 227 02 79

Orhan Yemek: 0 422 336 88 22
Orhan Yemek: 0 533 720 20 09

Gülüstan(Sevim) Kuaför: 0 422 322 81 65
(Aliseydi) Karakaş Emlak: 0 422 324 20 60

Yazıhan Belediyesi: 0 422 751 40 54
Kaymakamlık Makamı: 0 422 751 42 12
Yazıhan Maliye: 0 422 751 41 12
Yazıhan Tapu: 0 422 751 42 00
Yazıhan Hastahane: 0 422 751 41 05
Yazıhan Nüfus: 0 422 751 42 30

Ziraat Bankası /Yazıhan:  0 422 751 44 03
Emlak / Nihat GÜLER: 0 422 325 15 34
Mobil: 0 532 794 24 02

Yazıhan Emlak / Kaya Emlak
Süleyman KAYA: 0 537 380 05 04

MASKİ
Malatya Su İdaresi
Arıza: 185
Genel Müd. :377 74 44
444 51 44

Elektrik Arıza
444 91 86

Telefon Arıza ve Bilgi
444 1 444

İnternet Arıza

444 1 375







FACEBOOK

Sık Sorulan Sorular

Sitemizin güncellenmesi devam etmekte.

2011 yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.

2011 yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.

Aradığınız eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv” linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.

Aradığınız kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük harflerle yazın.

Başka bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur. Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,

Sitemizin alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.

Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır

Site Sloganımız: 2005 - 2024

2005 &  2024
www.aliseydi-sevim.com
aliseydisevim@gmail.com 

Otobüs Seferleri

                     OTOBÜS SEFERLERİ

         MALATYA                               FETHİYE

                                                          06,10

          07:15                                       08:30

          09:45                                       11:00

         13:30                                        14:45

         16: 00                                       17:00

         18:30                                        19:45

Tüm videolar

  Prof.Dr. Sinan CANAN
 

Prof.Dr. Sinan CANAN

İzlenme:8152

   
  Mutlu Olmak: Özgür Bolat at TEDxIhlasCollegeED
 

Mutlu Olmak: Özgür B

İzlenme:8256

   
  Prof. Dr. Acar BALTAŞ
 

Prof. Dr. Acar BALTA

İzlenme:7554

   
  DOĞA İÇİN ÇAL 4 - ALYAZMALIM SELVİ BOYLUM - HD
 

DOĞA İÇİN ÇAL 4 - AL

İzlenme:17958

   

Ayın Şiiri


Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.


Bir lokma ekmek ( ve zevk) için şerefini çiğnetmeye;


bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,


bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye,


insanları ezip geçmeye,


günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,


bir kısım insanlara kızıp


tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat!



Can Yücel


Mydeign Haber Temaları -http://habersitesikur.tk

Fethiye'nin Dünyaya Açılan Penceresi
Ekstrafikir.com mydesign haber temasıdır.