Devlet suçunu, ‘itiraf’ etti!

Sevgili okuyucular,
Devlet suçunu, ‘itiraf’ etti. 1978 19 Aralık Cuma günü başlayan, 26 Aralık tarihine kadar süren bir katliamın, itirafıdır. Maraş katliamının itirafıdır. Maraş’ta, Alevilere ve sol kökenli insanlara karşı düzenlenen vahşice bir katliamın, 34 yıl sonra devletin resmi kurumları tarafından itiraf edilmesi, manidardır. Milli İstihbarat Teşkilatı, MİT 12 Eylül yargılamalarıyla ilgili, Ankara 12. Ağır ceza mahkemesine gönderdiği ve kamuoyuna açıklanan bir raporda, Maraş katliamının sorumluluğunu ifade eden bir ‘itiraf’ta’ bulundu. Maraş katliamında planlı bir organizenin yapıldığına yer veren açıklamada, önemli ipuçları bulunmaktadır. MİT mahkemeye gönderdiği rapor’da,
‘‘19 Aralık 1978’de başlayan olaylara ilişkin 23 Aralık 1978 saat 15.30’da devletin zirvesine bilgi geçen MİT, “Şu ana kadar herhangi bir takviye birliği Maraş’a ulaşmış değildir. Şehrin bütün semtlerinde silahlı çatışmalar sürmektedir” dedi. 26 Aralık tarihli belgede, Maraş’ta geceleri güvenlik güçlerinin sokaklardan çekildiği ve ardından ülkücülerin Alevilerin evlerine baskın düzenlediği ifade edildi.‘‘ (açıklamadan alıntı)
MİT,  Evren‘in bir başka gezegeninde yer alan bir kurum değildir. MİT Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en önemli kurumudur. Türkiye’deki tüm istibarat bigileri, MİT bünyesinde toplanmaktadır. MİT normal koşullarda, ülkedeki tüm yurttaşların güvenliğinden ve korunmasından sorumludur. MİT’in kendi raporlarından öğrendiğimize göre, MİT ve Türk silahlı kuvetleri, Maraş katliamında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarını korumak yerine, seyirci kalmışlardır.
Maraş katliamında, ülkücü faşistler planlı ve organize olarak katliama hazırlanıyorlar ve MİT bundan haberdar. Ama katliamı önlemek için, hiç bir girişimde bulunmadığı gibi, katliama seyirci kalmıştır. Maraş katliamı mağdurlarının iddialarına bakıldığında, MİT elemanlarnın, bizzat bu katlima, ‘katıldıklarıda‘ ifade edilmektedir.
Maraş katliamı, sadece ülkücü faşistlerin yer aldığı bir katliam değildir. Kontrgerilla olarak bilinen, savaş makinası ABD, Pentegon patentli halk düşmanlarıda, bu kaliamda önemli rol oynamışlardır. Ülkücü faşist çetenin birçoğu kotrgerilla elamanıdır. MİT bu gerçekleri şöyle ifade etmektedir.
“Olaylar, ülkücülerin olaylardan 2-3 hafta önce MHP K.Maraş il örgütünde MHP K.Maraş yöneticileri ile Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) mensuplarının katılması ile yapılan bir toplantıda planlanmıştır. Toplantıya ÜGD Genel Merkezi’nden bir yetkili de katılmıştır. (Büyük ihtimalle Sefa Şevkat Çetin) Toplantıda K.Maraş’taki Alevilerin ve bunları destekleyen sol grubun son zamanlarda ülkücü ve Sünniler üzerindeki baskılarını arttırdıkları gerekçesiyle, bunlara bir ders vermenin zamanı geldiği belirtilerek, ilk önce sol gruba mensup Alevilerin meskûn bulunduğu mahallelerde, ileri gelenlerin adresleri tespit edilmiş daha sonra tespit edilen adreslere eylem yapacak şahıslar belirlenmiştir.” (açıklamadan alıntı)

Bir katiam bu kadar açık ve alenen gelemez. Ama burası Türkiye, ‘normaldir‘ her an gelebilir ve bir katliam yaşanabilir.  Bu katliamlarda başrol oynayan Ökkeş Kenger (Şemdinli) soğukkanlılığını koruyarak, kendi katil yüzünü gizleyebilmek için, olayları, ‘solcuların çıkardığını‘ söylecek kadar pişkinlik göstermektedir. Ökkeş Kenger’in kendisinin bir kontrgerilla elamanı olduğu basında yazılıp çizilmiştir.

Maraş’ta, mağdur olan herkez bilmektedirki, Ökkeş Kenger en büyük katildir. Maraş katliamının esas sorumlusu, katliamın baş canilerindendir.
Maraş katliamında, yer alan katiller, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından korunmuş ve develetin denetiminde kontrgerilla, MHP, ülkücü faşist çetelerden oluşmaktadır.
MİT raporunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu katliamdaki rolünüde açıklarken,

‘‘Şehri Maraş’ta yaşanan katliamı dakika dakika Ankara’daki merkezine bildiren MİT, 19 Aralık’ta başlayan olaylara ilişkin 23 Aralık 1978 saat 15.30’a kadar alınan haberleri aktarırken, askeri suçladı: “Şu ana kadar herhangi bir takviye birliği Maraş’a ulaşmış değildir.in bütün semtlerinde silahlı çatışmalar sürmektedir. Askere, jandarmaya ve polise de ateş edilmektedir. Hareketlerin tümü bir isyan niteliğini taşımaktadır.” (açıklamadan alıntı)

Raporda verilen bilgiler açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, MİT ve Türk silahlı Kuvvetleriyle birlikte katliamları önlemek için görevlerini yerine getirmemiş, seyirci kalmışlardır. MİT aracılığı ile Devlet suçunu, ‘itiraf‘ etmektedir. Zaten 12 Eylül Cuntacı çetelerinin‘de, ifade ettikleri gibi, ’‘12 Eylül darbesinin olgunlaşmasını bekledik‘‘ diyebilmeleri bu katliamdaki yerlerini açıklamaktadır. Maraş katliamı, birçok diğer katliamlar gibi 12 Eylül faşist darbesinin şartlarının, ‘olgunlaşması‘ için, planlı ve organize edilmiş bir katliamdır.

Mağdurlar gerekli girişimlerde bulunarak, devletin bu konudaki sorumluluğunun açığa çıkarılması ve mağduriyetin giderilmesi sağlanmalıdır. Bu dönemim sorumluluları hakkında yasal işlemler başlatılmalı ve tüm gerçekler ortaya çıkarılmalıdır.

Ökkeş Kenger ve bilumum diğer ülkücü katiller hakkında yeniden yargılanmaları için gerekli girişimlerde bulunulmalıdır.
Untmayalımki, katliamlarla yüzleşir ve hesaplaşıırsak, yeni katliamlar yaşanmaz.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle,
Kritikleriniz için: analizoku1@live.de
26.04.2012