AKTÜEL TARİHÇE EBRULİ ALMANYA ANTALYA DÜĞÜNLER OKUL DUYURU BAŞSAĞLIĞI ÖZEL HABER
Tarih 08 Nisan 2013, 08:30 Editör: Editör Aliseydi SEVİM

Beni ne doktorlar, mühendisler, öğretmenler…


Beni ne doktorlar, mühendisler, öğretmenler…


Beni ne doktorlar, mühendisler, öğretmenler… istedilerde, varmadım!.. Toplum nezlinde en itibarlı meslek ve sosyal statüye karşılık geldiği için böyle söyleriz! Belki de böyle olduğu için pek çok alımlı kızımız aslını bulamadığından ya bir “kaldırım mühendisi” ile yada sesinin tonunu kalınlaştırarak “efendi, efendi okumadım ama ben hayat okulunu bitirdim,” diyen “çok bilmiş öğretmenlerden” biriyle evlenmiştir.

Doğrusunu söylemek gerekirse ben böyle biri değilim… Beni ne doktorlar, mühendisler, öğretmenler… istemediler! Ama bende onları istemedim; yani ille de su yada bu meslek yada sosyal statüde olan birilerini aramadım: “kısacası gönlümün götürdüğü yere gittim…” Hem doğal olarak ta isteyemezlerdi; çünkü bu deyim, kızlar ve kız ana babalarının rüyaları ve kuruntularına dairdir…

Deyim çoktur bu hususta: “gönül kimi severse güzel odur,” “iki gönül bir olunca samanlık seyran olur,”vb. Bizim konumuz aslından doğrudan “bu tür gönül” meselesi ile ilgili değil… Ama sonuçta yine de gönül meselesi; fakat gönlün başka bir boyutu ile alakalıdır.

İtibarı dünyaya(dünyevi olana), maddeye gösterirsek; uhreviyat, ulviyet, semavi, kutsal ve insanlığa dair olan manevi, düşünsel, zihinsel ve ideallere dönük olan gönül gözümüz körleşir, sağırlaşır, tatsızlaşır ve duyarsızlaşır…

Sonuçta sahneye makam, mevki, mal mülk, debdebeli ve şaşalı bir görüntü akseder; fakat gönül gözümüz beden dilini görmeye kör, kulağımız titreşim dışından gelen seslere sağır, bir bakışı, bir adımı, bir duruşu anlamaya ve algılamaya karşı ise aklımız zihnimiz dumura uğramış olur ve fukara, sırım gibi tatsız tuzsuz, renksiz, kokusuz, zevksiz bir gönle dönüşür benliğimiz…

Her biri bir baharın açıp bir başka baharla yok olan nebat yada ömrü saatler yada günler ile sınırlı olan rengarenk kelebekler gibi göz kamaştırıcı görünür. Lakin kadim olabilen, hiç değilse üç zaman sonra anımsanmaya değer pek güzel ve anlamlı bir şey yok yada kalmaz geriye…

İş te bu sayıp dökmelerimize ve bu yazıyı yazmamıza ne sebep oldu biliyor musunuz? Kadim değerlere dair olan bir nezaket, görgü ve tevazu örneği gösteren mülayim ziraatçı, mühendis…

Bilindiği gibi geçen yıl bizim dairelerin birinde bir ziraat mühendisi çalıyordu. Dolayısıyla ilçe ve il tarımdan gelen ziyaretçiler geliyordu buraya, mühendis, veteriner vb… Bizde geleneğimiz gereği gelenlerle hoş beş ve çay ikram eder çoğunlukla giderlerken kapıya kadar uğurlardık onları.

İki gün önce karsıma tam çıkaramadığı ve aşina olduğum hissi veren biri dikildi ve belli bir samimiyet hissi ile merhaba dedi, hal hatır etti ve İl tarımdan geldiklerini muhtar ve bazı çiftçilerle işlerinin olduğunu ve bu iş için geçen yıl ziraatçının kullandığı odanın müsaitse açılıp kendilerine geçici bir süreliğine tahsisini talep ettiler. Bizde bahsi geçen odayı açtık, hal hatır ettik, muhtarın telefonunu bulduk ve çay ikram ettik. Sonra muhtar geldi mi diye gittim ki, gelmiş. Teşekkür ettiler.

Çalışırken bu arkadaşların dairede oldukları unuttuğum bir anda, geçen yıl gördüğümüz, bu gün de ilk olarak bize merhaba demeye gelen arkadaş önde diğerleri arkada bir anda kapıyı çalıp bize: “belli bir samimiyet ve sıcaklıkla gidiyoruz, ilginize teşekkür ederiz, çay getiren hanıma da teşekkür edelim,” dediler mutfağa doğru gittiler ve geldiler…

Fakat bu zamana dek nice doktorlar, mühendisler, öğretmenleri… kapıda karşıladık ve kapıya kadar gidip uğurladık; fakat onların bir çoğunun rastlamadığımız zamanlar belediyeye ne zaman ve nasıl girip çıktıklarını fark edemedik… Hatta ilişkimizin biraz özel olduğunu sandığımız köylülerimiz içinde bu geçerli!

Hele de makam odasına girip çıkanlar ile makam odasına girmeyenler arasında birde “kocaman” fark oluşuyor. Çocukken “gökkuşağının altından geçen erkeklerin, kız; kızlarınsa, erkek,” alabileceklerini söyler ve buna böyle inanırdık.

Gök kuşağının altından geçip te cinsiyet değiştirenler oldu mu bunu bilemiyoruz; fakat bizim makam odasına girip çıkanların bir kısmı kesinlikle sınıf atlıyor, görgü ve nezaket kurallarını unutacak çapta “büyük(?!)” adam olup çıkıyorlar oradan, “bundan artık hiç şüphem yok.”

Misal: Fark ettiğimizde kapıya kadar uğurladığımız bazı dostlarımız makam odasına doğru yönelirken(rastlantı ile) göz göze geldiğimizde baş sallar; fakat çıkarken oklava yutmuş ve boynu sol tarafa bükülmüş gibi başları dik, kurumlu kurumlu “şu tarafa” bakarak çıkar giderler… Dolayısıyla bizse “gözle dahi” uğurlayamıyoruz, “gök kuşağının altından geçen dostlarımızı.”

Acaba diyorum, dünyevi zenginliğin, kibrin verdiği büyüklük ile uhrevi ve ulviyata dair olan büyüklükler arasındaki ters, zıt bir korelasyon mu var. Tıpkı bir tahterevalli gibi, bir tarafı yükselirken diğer tarafı alçalmak zorunda mı diye?

Sanırım bundan olmalı, mal mülk, makam sahibi olup ve tükettiklerimiz nicel olarak artınca kendini tahterevallinin yüksek, yükselen tarafında buluyor; bu durmda ise değerler( tevazu, mütevazi, mülayim, görgü, nezaket… kuralları içselleştirmiş insan olmak vb.) kategorisi ise tahterevallinin aşağıya inen ve inmiş kısmında kalıyor…

Günümüzde büyük adam olmanın kolay formülü bu olunca, büyük idealler, inançlar düşünceler ve mücadeleler eriyip akıyor… Keşke kendini yüksek ve zengin görenler; aynı zamanda bilge, nefsini terbiye etmiş, ahlak, adap(görgü terbiye, adalet vicdan ve nezaketleri) ile de taçlandırsaydılar… Birinin çok olduğu yerde digeri az olmasa, azalmasaydı!

Fakat yıldız olabilmek, yücelmek, yükselmek ve büyümek o kadar kolay değil. Halit Kıvanç’ın rahmetli Zeki Müren’i sunarken verdiği bir örneği aktarmak önemli bir işarettir bu hususta. “Bir saman çöpü, bir gazete parçası da rüzgarın etkisiyle yükselir; fakat önemli olan yükselmek, yukarılara çıkmış olmak değildir, yükseldiği yere bir yıldız gibi çakılıp kalıp, binlerce yıl oradan ışık saçabilmektir.”

Zenginliğin kaynağı, yücelik makamının ne ve neresi olduğunu ifade eden iktibası ise Ken’an-er Rifai’den yapalım.

“Ken’an-er Rifai’ye: ‘’Tekke nedir?’’ diye sorulduğunda, “Sema’nın ve zikrin hakikatine vasıl olan kimseye ten tekke, gönül makam olmuştur.” diye cevap vermişlerdir.”(Cemal Nur Sargut)

Sözümüzü mütevazi bir hayat süren; fakat asırlardır çakıldığı yerden dünyaya ışık saçan insanlığın yıldızlarından biri olan Mevlananın bir sözü ile bitirelim. “Ne elbiseler gördüm, içinde adam yok; ne adamlar gördüm, üzerinde elbise yok.”

a.s.
01 Mart 2012

Not: Nitelememiz anlaşılacağı gibi küllü, bütünsel değildir. Belli bir sosyal statüdeki insanların genel eğilimine işaret etmektir.
Yazıhan’dan gelen hakim ve savcılardan bazıları, belediyemiz personeline: “Resmiye hanım çok güzel çay yapıyorsunuz, çayınızı içmeye geldik,” diye nezaket gösterileri yaptığı ve geldiğinde Resmiye’nin vizite olduğunu öğrendiğinden başka bir geldiğinde geçmiş olsun geçen defa geldiğimizde hasta olduğunuzu öğrendik diyen hakim savcı ve kaymakam da olmuştur. Önüne çay konurken ve boş kaldırılırken “kaf dağına” doğru bakan da…

Bir Fethiyelinden örnek vermek gerekirse, belki bir defa daha yazmış tırım. Negatif olan eleştiriyoruz, pozitif olanı ise ödünleyip övelim, örnek teşkil etsin diye.

Hiç değilse 20 yıl oluyordur… Ali abi (Avukat Ali İlhan) bir tarlası göl ve çeşmenin suyu ile sulanırken suyu bölmesinler diye harık boyunca gidip geliyordu. Ali abiyi bizim meşhur ettiğimiz gölbaşındaki masanın(o zaman yoktu) olduğu yerde oyalanır gördük… Gelenek daha güçlüydü o zamanlar. İlla bir şey ikram etmek istedik, onun “zahmet etmeyin” demesine rağmen çay yaptık. Belki de az önce ev de ve kahve de de içmiş ve canı da istemiyor olabilirdi. Fakat bizim ikram ettiğimiz çayı alırken: “maşallah tavşan kanı gibi çay, bunu kim yaptı,” gibisinden memnuniyetini belirtti ve bizi bu sözleriyle gururlandırdı.

Çayı biz kaldırdık, rahmetli (alloş, bekçi Battal)Battal Kutlu geldi. Battal amca: “Ali efendi illa bir kahvemizi iç,” dedi. Ali abide bu ısrarı reddedemedi ve kabul etti. Rahmetli Emine bacı bir kahve getirdi, dut ağaçlarının altında sandalyede oturan Ali abiye. Ali abi: “Ay bu ne biçim kahve köpük köpük, şekeri de tam bana göre,” diye belli bir samimiyetle onlara da iltifat etti.

Ali Abi, geleneksel algı açışından baktığımızda kimdir: “Ağa çocuğu, okumuş saygın bir avukat, köyde konakta, İlde Vali Konağı caddesinde oturan bir şehirli…vb.” yani, yani bizim ikramlarımıza karşı burun bükmesi için yeteri kadar toplumsal sebep var!..

Am o burun bükmedi ve ikramlarımız kabul ve bize iltifat etti. “İşte bu gönül zenginliği,” onun “ağa çocukluğundan, avukatlık mesleğinden, köydeki eski konağından, tarlalarından, vali konağı caddesinde yaşayan şehirliliğinden, bankadaki mevduatından daha yüksek ve paha biçilmez bir zenginliktir. ” Mevzu bahis konusu yapmamızın sebebi de budur.


  |  Bu haber 5046 defa okunmuştur.

Köşe Yazıları  KATEGORİSİNDEN HABERLER

Barış Pınarı Harekatı

Barış Pınarı Harekatı Barış Pınarı Harekatı

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam Gazap Üzümleri ve Dinle Küçük Adam

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi? Öz eleştiri' mi, yoksa takkiye mi?

Basına ve Kamuoyuna!

Basına ve Kamuoyuna! Basına ve Kamuoyuna!

''Dokunabilecekler''

''Dokunabilecekler'' ''Dokunabilecekler''

MHP'de Kurultay Komedisi!

MHP'de Kurultay Komedisi! MHP'de Kurultay Komedisi!

Geleneksel aklın İttifakı mı?

Geleneksel aklın İttifakı mı? Geleneksel aklın İttifakı mı?

1 Mayıs yaklaşırken!

1 Mayıs yaklaşırken! 1 Mayıs yaklaşırken!

Kilis ve düşen füzeler!

Kilis ve düşen füzeler! Kilis ve düşen füzeler!

Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )

2008 – Ahmet ASLAN: 400 EURO

2008 – Diğer arkadaşlar: 600 EURO

2008 – Toplam: 1000 EURO

Bitti

2012 - Seyit  ÇAĞLAR : 30 Euro  

  2012 - Aliman SEVİM : 40 Euro

  2012 - Ali ASLAN : 10 Euro

  2012 - Hasan AĞKAYA : 20 Euro

  2012 - Ali ALTUNOK :20 Euro

  2012 - Ali İhsan GÜLER : 50 Euro

  2012 - Metin ÖKSÜZ : 30 Euro

  2012 - Naki ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Rıfat ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 - Hüseyin ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 -Murat İLHAN

           (Zeynal oğlu):50Euro

  2012 - Fatma İLHAN

           (Hasan Kızı):10 Euro

  2012 -Zeynep KORYÜREK:20 Euro

  2012 - Elif GÜN :10 Euro

  2012 - Piri İlhan

          (Minnet oğlu):30 Euro

  2012 - Hüseyin YILMAZ

         (Güldalı oğlu):30 Euro

  2012 - Turabi TEMİZ : 20 Euro

  2012 - Hikmet GÜLER : 40 Euro

  2012 - Hüseyin İLHAN

           (İbrahin oğlu):20 Euro

  2012 - Hasan ÇEVİKER : 10 Euro

  2012 - Zeynep GÖÇER : 20 Euro

  2012 - Necmettin ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Sultan AKKOYUN: 50 Euro

  2012 - Ali Ekber PEKTAŞ : 20 Euro  

  2012 - Yusuf ALTUN  : 20 Euro

  2012 - Mehmet İNCE : 15  Euro

  2012 - Mustafa(Vaylo)

             OLGUN:50 Euro

  2012 - Ahmet OLGUN : 50 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN :10 Euro

  2012 - Aliseydi UÇAR : 50 Euro

  2012 - Veli ÇAĞLAR  : 10 Euro

  2012 - Fahri ÖKSÜZ  : 20 Euro

  2012 - Kasım YILMAZ : 50 Euro

  2012 - Kadir ÇAĞLAR : 20 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN

             DEDE:10 Euro

  2012 - Hacı ÖZSEVİM : 20 Euro

  2012 - Duran AYDOĞAN:30 Euro

  2012-Hüseyin Rahmi

          ÖZTÜRK:50 Euro

  2012 - Ahmet ÖZTÜRK (Köln):30 Euro

  2012 - Vahap ÇEVİKER :10 Euro

  2012 - Kenan GÜVERCİN : 10 Euro

  2012 - Sezai ALTUN : 10 uro

  2012 - Bektaş AKŞAHİN : 20 Euro

  2012 - Veli İLNCE : 10 Euro

  2012 - Ziyade ŞENKAYA : 10Euro

  2012 - Hasan KARAGÖZ :10 Euro

  2012 - Hasan AKDOĞAN : 10 Euro

  2012 - Hüseyin AKDOĞAN 10 Euro

  2012 - Turan GÖÇER : 10 Euro

  2012 - Cengiz SEVİM : 20 Euro

  2012 - Bektaş Hacı AKŞAHİN:10 Euro

  2012 - İsmail AĞKOÇ : 20 Euro

  2012 - Aliekber AKKAYA : 20 Euro

  2012 - Erdinç ASLAN : 10 Euro

  2012 - Ali ARKADAŞ :10 Euro

  2012 - Hasan (Fikriye)

             ÖZACAR:20 Euro

  2012 - Ahmet KAYGUSUZ

           (Arguvan’lı):10 Euro

  2012 - Avades ALTUN

            ( Der. Bşk.):50 Euro

  2012 - Havaşin MARKET

             (Arguvan’lı):20 Euro

  2012 - Hasan ÖKSÜZ : 10 Euro

  2012 - Haydar ER

            (Müslüm oğlu):50 Euro

  2012 - Tamam SOFU :10 Euro

  2012 - Musa ÇİFTÇİLER: 10 Euro

  2012 - REISE BIRO

     Firat, Ober-Ramstadt :20 Euro   

  2012 - Vahap ASLAN(Culfalı): 30 Euro

  2012 - EURO SÜPER MARKET

             DARMSTADT:20 Euro

  2012 - Hüseyin ER (Köln) : 50 Euro

  2012 - Vedat ÇALIŞKANOĞLU: 5 Euro

  2012 - Kamber ÇAKMAK : 5 Euro    

  2012 - Hüseyin AYDOĞDU

            (Şahin oğlu): 50 Euro

  2012 - Meliha YÜCEL : 50 Euro

  2012 - İsmail SEVİM

  (Haydar oğlu): 20 Euro

  2012 - Necati-Zekine KILIÇ :20 Euro

  2012 - Erdal ÇALIŞKANOĞLU: 20 Euro

  2012 - Hüseyin ÇALIŞKANOĞLU

           (Süleyman oğlu) : 20 Euro

  2012 - Yılmaz GÜLER: 20 Euro

  2012 - Mehmet AKDOĞAN:20 Euro

  2012 - Bektaş ile Hünkar

             ALTUN: 80 Euro    

  2012 -  TOPLAM : 1915 EURO  

   Bitti

2015 - Eski bozulan makinenin

           sigortasından alınan:75 EURO

2015 – Aliseydi KARGIN : 50 EURO

2015 – Erdoğan BIÇAKCIOĞLU : 50 EURO

2015 – Sefa ALTUN : 50 EURO

2015 – Murat İLHAN

(Sarhoş amcanın torunu):50 EURO

2015 – Abbas PEKTAŞ

(Yusuf oğlu): 50 EURO

2015 – Yusuf ALTUN : 30 EURO

2015 – Merdan ŞENOL : 50 EURO

2015 –  Hasan ALTUNOK

(Hüseyin&Hatice oğlu) : 20 EURO

2015 – Abbas KORYÜREK : 30 EURO

2015 – Hasan KARAKOÇ

 (Donjuan'ın oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri SOFU : 10 EURO

2015 – Haydar GÜN : 50 EURO

2015 – Hacı ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Abbas ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Ali Ekber AKŞAHİN : 20 EURO

2015 – Veli İNCE : 10 EURO

2015 – Ali Agırdemir (Köln): 50 EURO

2015 – Kasım YILMAZ : 50 EURO

2015 – Hüseyin YILMAZ

(Filip - Fattey bibini torunu):50 EURO

2015 – Hüseyin ÇİFTÇİLER : 50 EURO

2015 – Avades ALTUN : 50 EURO

2015 – Ali İhsan UÇAR : 25 EURO

2015 – Seyit ÇAĞLAR : 20 EURO

2015 – Hüseyin AKKAYA

( Yeter Oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri İLHAN : 50 EURO

2015 – Haydar ER : 50 EURO

2015 –  Hüseyin ÇAVUŞ

(Igdırlı):10 EURO

2015 – Naki ÖZSÜZ : 20 EURO

2015 – Mesut  İLHAN : 20 EURO

2015 – Hüseyin ÖKSÜZ

(Naki oğlu) : 20 EURO

2015 – TOPLAM : 1075 EURO

Bitti

2012 - Sayfası…

2015 Sayfası…


Fotoğraf Makine Kampanyası -2021

2021 - Ahmet ASLAN: 500 EURO; 2021-Ali ŞEN “Arguvan”: 500 EURO; 2021 – Zeynal AKDOĞAN: 200 EURO;  2021 – Ali ÖZACAR: 50 EURO; 2021 – Vahap İLHAN: 50 EURO; 2021 – Vedat İLHAN: 50 EURO;  2021 –Robert YANAR: 50 EURO; 2021 – Can YANAR: 50 EURO; 2021 – Özkan ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Ecevit ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Erol YILMAZ: 50 EURO; 2021 – Abbas YÜCEL: 50 EURO; 2021 – Metin İLHAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ÖZİLHAN: 50 EURO; 2021 – Zeynal ÜSTÜNER “Arguvan”: 100 EURO; 2021 – Eyüphan AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ŞENOL: 50 EURO; 2021 – Ali Ekber GÜLER: 50 EURO; 2021 – Hüseyin YILMAZ-Ali oğlu-: 50 EURO; 2021 – Oktay TURAN “İğdirli”: 50 EURO; 2021 -  TOPLAM:2150 EURO; 2021 – Latife ile Hüseyin GÜN “İstanbul” 1 ad. Video çekim için aydınlatma LED:1250.TL. ; 2021- Yusuf EROL: 200 TL; 2021 – MAKİNE VE LED AYDINLATMA ALINDI. KITILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİM. www.aliseydi-sevim.com

Bilgisayar Alımı : 650 Euro - 2022

Almanya Ober-Ramstad'dan, isminin açıklanmasını istemeyen Değerli bir arkadaşım: 650 EURO     Seyit ÇAĞLAR arkadaşımın öncülüğü ile. İkisine teşekkür ederim.

DUYURU TAKVİMİ

HARİTA: MALATYA FETHİYE

Aliseydi SEVİM Aliseydi SEVİM
Hele bakın gömleğimiz ne taraftan yırtılmış?
Aliekber Pektaş Aliekber Pektaş
Gül-güle büyük, efsane insan, lider: Fidel Kastro
Seyit Çağlar Seyit Çağlar
DAR AGACINA ASTILAR SEYIT RIZAYI,NEYLEYIM – Seyit ÇAĞLAR

LUZÜMLÜ TELEFONLAR



Kınay Çiçekcilik: 0 422 323 86 76
Kınay Çiçekcilik: 0 542 368 10 03

Karmen Çiçekcilik:0 422 323 10 84
Karmen Çiçekcilik:0 542 210 16 69

Sahan Yemek: 0 422 325 29 30
Sahan Yemek:0 530 227 02 79

Orhan Yemek: 0 422 336 88 22
Orhan Yemek: 0 533 720 20 09

Gülüstan(Sevim) Kuaför: 0 422 322 81 65
(Aliseydi) Karakaş Emlak: 0 422 324 20 60

Yazıhan Belediyesi: 0 422 751 40 54
Kaymakamlık Makamı: 0 422 751 42 12
Yazıhan Maliye: 0 422 751 41 12
Yazıhan Tapu: 0 422 751 42 00
Yazıhan Hastahane: 0 422 751 41 05
Yazıhan Nüfus: 0 422 751 42 30

Ziraat Bankası /Yazıhan:  0 422 751 44 03
Emlak / Nihat GÜLER: 0 422 325 15 34
Mobil: 0 532 794 24 02

Yazıhan Emlak / Kaya Emlak
Süleyman KAYA: 0 537 380 05 04

MASKİ
Malatya Su İdaresi
Arıza: 185
Genel Müd. :377 74 44
444 51 44

Elektrik Arıza
444 91 86

Telefon Arıza ve Bilgi
444 1 444

İnternet Arıza

444 1 375







FACEBOOK

Sık Sorulan Sorular

Sitemizin güncellenmesi devam etmekte.

2011 yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.

2011 yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.

Aradığınız eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv” linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.

Aradığınız kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük harflerle yazın.

Başka bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur. Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,

Sitemizin alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.

Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır

Site Sloganımız: 2005 - 2024

2005 &  2024
www.aliseydi-sevim.com
aliseydisevim@gmail.com 

Otobüs Seferleri

                     OTOBÜS SEFERLERİ

         MALATYA                               FETHİYE

                                                          06,10

          07:15                                       08:30

          09:45                                       11:00

         13:30                                        14:45

         16: 00                                       17:00

         18:30                                        19:45

Tüm videolar

  Prof.Dr. Sinan CANAN
 

Prof.Dr. Sinan CANAN

İzlenme:8152

   
  Mutlu Olmak: Özgür Bolat at TEDxIhlasCollegeED
 

Mutlu Olmak: Özgür B

İzlenme:8256

   
  Prof. Dr. Acar BALTAŞ
 

Prof. Dr. Acar BALTA

İzlenme:7554

   
  DOĞA İÇİN ÇAL 4 - ALYAZMALIM SELVİ BOYLUM - HD
 

DOĞA İÇİN ÇAL 4 - AL

İzlenme:17958

   

Ayın Şiiri


Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.


Bir lokma ekmek ( ve zevk) için şerefini çiğnetmeye;


bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,


bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye,


insanları ezip geçmeye,


günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,


bir kısım insanlara kızıp


tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat!



Can Yücel


Mydeign Haber Temaları -http://habersitesikur.tk

Fethiye'nin Dünyaya Açılan Penceresi
Ekstrafikir.com mydesign haber temasıdır.