‘Demokrasi’ 29 Mart’da, iflas etti’

Sevgili okuyucular

‘Demokrasi’ 29 Mart günü, Ankara kızılay’da, bir kez daha iflas etti! ‘İleri demokrasi’ Ankara’nın merkezinde, kızılay’da, tandoğan’da, sıhhıye’de, emekçilere, eğitiimcilere, jop, gaz bombası, tazyikli su ve dayak olarak gündeme geldi.

Derler’ya, ‘Suriye’de demokrasi yok, insan hakları ayaklar altına alınıyor’ hatta bu nedenle Suriye’ye bir ‘ders vermek’ gerekiyor. Gerekirse bu ‘ders’ silahlı müdahale, ‘işgal’ de olabilir.

Hatta Suriye’nin, ‘dostları’ Suriye’deki iktidara muhalif olanlarla, yani muaviyenin ordusu ve komutanlarıyla birlikte, Suriye’ye ‘demokrasi’ ihraç edecekler’ya, işte O’ ‘ileri demokrasi’ 29 mart perşembe günü emekçilerin, eğitimcilerin demokrasi güçlerinin eylemlerine tosladı. ‘İleri demokrasi’ dedikleri buzdan cam misali paramparça oldu.

‘İleri demokrasinin’ arka cephesinde faşizm’in ayak sesleri, 12 Eylül dönemini aratmayan saldırılar varmış.

Türkiiye bir gerçekle karşı karşıya. Ortadoğu da üstlenmiş olduğu görevleri yerine getirmek için yoğun bir çaba içinde olan AKP ve Tayyip Erdoğan hükümeti, sadece üstlenmiş olduğu ‘taşeronluk’ için gerekeni yapmaktadır.

Olabilecek, Suriye’ye saldırılar için ülkede oluşabilecek bir demokratik muhalefetin önceden önlem alınarak bastırılması ve sindirilmesi gerekmektedir.

Taşeromluğa soyunmak kolay değil, gerekenleri yerine getirmesi ihtiyacı duyulmaktadır. Aksi durumda, ‘ihaleyi aldığı’ batılı emperyalist sermaye çevereleri tarafından ‘güvenilir’ olmasını kaybeder.

Suriye’nin ve Beşar Esad rejiminin, emperyalist sermayenin talepleri doğrultusunda yeniden dizayn edilmesi ve ABD’nin ‘yeni orta doğu’ projesine uygun planlanmsı, ‘ihalesi’ Türkiye Cumhuriyeti devletine, mevcut iktidar erkini elinde bulunduran AKP ve Tayyip Erdoğan’a verilmiş gözükmektedir

Madem bu ihale alınmış, gerekleride yerine getirilmelidir. Bu nedenle ‘ihalenin’ uygulanması döneminde’ki, böyle bir ihtimal önemli derdecede güçlüdür. Ülkede çatlak sesler çıkmasın. ‘ihalenin’ uygulanmasında, ayakbağı olmasınlar.

AKP ve Tayyip Erdğan hükümeti, tüm bu gelişmeler bağlamında, başka hesaplarına aradan çıkarma uğraşını beraberinde yürütmektedir. Bu uğraşları yeşil sermaye çevreleride olumlu karşılayıp destek vermektedir.

Nedir bu çabalar? Ülkede eğitim sistemi yeniden dizayn edilmelidir. Zaten ezbere dayalı, bilimsellikten uzak olan temel eğitim sitemi sürekli olarak iktidarı gasp eden, hakim güçler tarafından, ‘yaz boz’ karalama tahtası olarak algılanmaktadır. AKP bu durumdan kendine pay çıkararak yeniden, ‘çağın gereklerine uygun’ söylemiyle yola çıkmaktdır. Aslında  AKP’nin ve yeşil sermayenin  ihtiyacına uygun bir temel eğitim esas  alınmaktadır. Bir de, revanş alınacak olursa hemen hazırlıklar yapılır. 28 Şubat 1997 postmodern darbecilerin uygulamalarına altarnatif olunması gerektiğinde, hazırlıklardan çıkan sonuç ortada!

Eğitim camiasının dahi görüş ve önerilerine ihtityaç duymadan, sadece intikam duygularıyla hazırlanan, 4+4+4+1 eğitim sistemini yeniden dizayn eden bir ucube ile karşı karşıya kalırsınız. Gece vakti mesai’leriyle, kavgalarla, yumruklarla, tehamül edilemeyecek davranışlarla, Türkiye Büyük Millet Meclisi TBMM’den geçirme uğraşı tam gaz gider.

Bu konuda demokratik taleplerini ve tepkilerini göstermek isteyen, memurlara, eğitimcilere, demokrasi güçlerine karşı acımasız davranarak, saldırırsınız.

Saldırı O’kadar acımasız ve vahşicedir’ki, katılımcıların kimlikleri, ruh halleri, fiziki durumları hiç önemsenmeden, gazlı bombalı, Jop, tazyikli su ve tekme tokat büyük bir marifet’miş gibi algılanmaktadır.

Bu saldırıların esas sorumlusu, AKP hükümeti, İçişleri bakanı İdris Naim Şahin, Ankara valiliği ve Ankara emniyet müdürlüğüdür.

AKP ve emmrindeki memurların, ‘ileri demokrasiden’ anladıkları bu kadardır. Gaz bombası, tazyikli  su, Jop, tekme tokat ve  dayak.

Son söz, sendiklar, demokratik kitle örgütleri, siyasal partiler, tüm demokrasi güçleri ülkemiz Türkiye bir maceraya sürüklenmek istenmektedir. Batılı emperyalist sermaye çevrelerinin ‘yeni ortadoğu’ projesi doğrultusunda, bir savaş macerasına sürüklenmek istenmektedir. Buna müsade etmeyelim. Gerekli olan tüm demoratik tepkilermizi gösterelim. Bu nedenledirki, AKP ülke sahtında faizme,faşist uygulamalara baş vurmaktadır.

Bizler demokrasi güçleri, Suriye’de mevcut iktidarın faşist bir diktatörlük olduğu gerçeğini yadsımıyoruz. Ama faşist iktadarların, diktatörlerin alaşağı edilmeleri, dışardan bir başka ülkenin müdahalesi ile mümkün değildir. Emperyalistleriin dışardan müdahalesi demokrasi getiirmez. Bunun en somut örneği, Irak, Mısır, Libya, Tunus’tur. Bu ülkelerde demokrasiden bahsetmek, abesle iştikal etmek anlamına gelmektedir.

Kendi ülkesinde demokretik hakları dahi, raf’a kaldıran bir iktidar, nasıl olurda, başka ülkelere demokraside model olabilir. Kendi ülkesinde demokrasiyi halkına çok gören bir zihniyet,başka ülkelere, demokraside model olabilirmi?

Asla AKP ve Tayyip Erdoğan iktidarı, başka ülkelere Demokrasi modeli olamaz.

Bir dahaki yazımda buluşmak dileğiyle,

Kritikleriniz için: analizoku1@live.de

30.03.2012