Zararlı Çocuk yürümeden yok edilsin’

Sevglili okuyucular,

Ben hayatımda, yüzlerce, binlerce kez, ‘’vahşet’’ ‘’canice’’ ‘’geri zekalı’’ ‘’yobaz’’ ‘’insanlıktan nasibini almamış’’ ‘’beyin özürlü’’ ‘’davranış bozukluğu var’’ ‘’manyak’’ bu söylemleri çoğaltabiliriz.

Çok yoğun bir şekilde duyduğum söylemelerdir. Belki de hepimizin sıkça duyduğumuz, cümle veya kelimelerdir. Tüm bu kelime ve cümlelerden bir şeyler derleyip bu zavallı insan için ne yazmam gerekir bilemiyorum. Bir insan kendi varlığına, kendi nesline düşman olabilir mi? Evet ancak bu zavallı gibi davranarak olabilir.

Bu zavallı diyor ki, ‘’çocuklar bir defa genellikle hırsız’’ birincisi, çocuklar için ‘’genellikle hırsız’’ cümlesini kullanmak ahlaki olarak dejenere olmuş bir zavallıya yakışır. Yerküredeki yaşayan tüm toplum kesimlerinde, çocuklar masum olarak algılanır.

Çocukların yaptıkları hatalar, zaaflar hoşgörü ile karşılanır. Bu zavallıya kalsa onları ‘’yok etmek’’ gerekir. Çünkü hata yapıyorlar. Hangi çocuklar hata yapmamalı, bu zavallıya göre, ‘beyaz Türk’’ ve ‘’dini bütün’’ olanlar dışındakiler. Çocukta olsa hata yapma şansı yok.

Çocuklar için, ‘’mayası bozuktur’’ diyebilecek kadar, alçaklaşmaktadır. Bu zavallı ve buna benzerler sadece Mustafa Aydın’la sınırlı değildir. Türkiye toplumunda, bu zavallı yarattıklardan yeterince mevcuttur. Böylelerinin var olmasının maddi ve manevi temelinde yatan gerçeklik ise, Ülkedeki eğitim sisteminin kendisidir. Ne kadar sağlıksız bir eğitim sisteminin de, olduğunun açık kanıtıdır. Mustafa Aydın ve benzerlerinin yetiştireceği insanların neler ‘yumurtlayacağını’ okuyucularım hesap etsinler.

Bir ülkede insan merkezli olmayan eğitim sistemi varsa, O ülkede Mustafa aydınlar sürekli olacaklardır. Bir ülkede, sadece devlet, devletin büyüklüğü, yüceliği, kutsallığı esas alınarak eğitim yapılırsa, sonuç budur. Türkiye de eğitim, sadece Devletin kutsallığı üzerine kurulmuş, Türk İslam sentezini esas alan eğitimdir. Bu eğitim sisteminin yetiştirdiği, ‘eğitimci’ Mustafa Aydın’da, kutsal olan devlete, Türklüğe, İslam a zarar gelmemsi için, ‘’zararlı çocuk, yürümeden yok edilmeli’’ dir.

Bu gelenek ataları olan Kenan Evren ve 12 Eylül faşist paşalarından miras kalmıştır. Cuntacı paşalar, 17 yaşında, halen buluğ çağını yaşayan Erdal Eren’i, ‘kutsal devlete zarar verdiği’ için asmadılar mı? Hala, yüzlerce çocuk, polis’e, yani ‘kutsal devlete’ taş attıkları için, yargılanmadılar mı?

Hala, 7 yaşındaki çocuklara, ‘varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diyerek ant içtirmek, bu söylemlerden ayrı olarak düşünülebilir mi? Maraş ta, Çorum da, Sivas’ta çocuklarımızı, ‘kutsal devletin’ bekası için katletmediler mi?

Mustafa Aydın, sebep değil, bir sonuçtur. Mevcut eğitim sistemi ancak Mustafa Aydın’ları yetiştirir. Başbakana sormak gerekir. Yetiştireceğinizi iddia ettiğiniz, ‘’dindar’’ gençliği, Mustafa Aydınlar mı, eğitecek.

Çocukların, gençlerin kafalarını, eğitim adı altında, insanı merkezine koyan bir eğitim değil de, her şey, ‘’devlet baba’’ için diyerek, Türk İslam sentezine dayalı, gerici, yobaz bir eğitim ile mi donatacaksınız. Bu eğitim sonucu, aşağıdaki zihniyet mi tezahür edecek.

Mustafa Aydın konuşmasının devamında, söyle demektedir.
“Çocuklar bir defa genellikle hırsız. Bunun yanında çocuklara devamlı ‘Anneniz yoğurt mayalıyor mu’ diye sorarım. ‘Evet mayalıyor’ diyorlar. Bir kere yoğurt bozuksa, mayası bozuktur. Aile ne ise, çocuğu odur. Bulunduğum çevreyi sokak sokak dolaştım. O kadar kullanılmayan ev var ki. Çocuklar köpek bakıyor.

Orada soba yakmış oturuyorlar. Yetkililere eski ve boş evlerin yıkılmasını söyledim. Analar ne kadar kültürlü olursa yetişecek nesil o kadar kültürlüdür. İngiltere’de okullarda şiddetin dozunu ayarlamak için bir takım tartışmalar yapılıyor. Arjantin ya da Brezilya’da emniyette, suçlu çocuklara ‘Nasıl bir şiddet uygulayalım’ diye tartışılıyor. Ben bunu bizzat okudum, kafadan atmıyorum.

En önemli tespitim, suça meyilli çocukların yüzde 90′ının ailelerinin geçimi sosyal yardımlaşma vakfı tarafından karşılanıyor. Yıllar önce Breziyla’da sokak çocuklarını yok etmek için bir örgüt kurulmuştu. Kusura bakmayın, belki biraz anormal gelebilir ama ben şunu istiyorum: Tıp bu kadar gelişti yüz nakli yapılıyor. Emniyette suçluların kanını alıp gen haritası çıkarsınlar. Çocuk doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.”

Sonuç, insan neslini yok etmek, Almanya da alman olmayanları zok etmek gibi. Nazilerde aynen kendilerine zarar verdiklerini düşündükleri, insanı, çocuk, kadın, yaşlı kim olursa olsun yok etmeliydiler. Çünkü, Alman değillerdi.

Yazılacak aslında çok şey var, ama hiç bir şey yazmak istemem. Bu zavallıyı kendi hoyratlığı ile baş-başa bırakıyorum.
Demokrasi vedemokratik eğitim, her türden yobaz ve gericiliğin panzehiridir.
Yeni bir yazımda buluşmak dileğiyle.

Kritikleriniz için; analizoku1@live.de
Aliekber Pektaş 21.02.2012