Ali Ekber Pektaş – Sermaye Yunanistan’ı, ‘kuşattı’!

Sermaye Yunanistan’ı, ‘kuşattı’!
Sevgili okuyucular,

Kapitalizm, sermaye sonunda Yunanistan’ı ‘kuşattı’! Yunanistan’ın basiretsiz politikacıları, kapitalist dünyanın esaretini, Yunanistan halkının tüm karşı çıkış ve uğraşlarına rağmen, kabullendi. Avrupa’nın kadim kapitalist devlerinden, Almanya ve Fransız sermayesi, yeniden kıskaçlarına aldılar. Bir gerçeğinde altını kalın çizgilerle çizmekte yarar var. Yunanistan halkının tarihten gelen şanlı direnişlerinin ışığında baktığımızda, teslim olmayacaklarını ve kapitalizme kan kusturacakları bilinmelidir.

Burjuva medya ve basın, Yunanistan’a verilen 130 milyar Euro’nun, Yunanistan’ı iflastan kurtaracak bir, ‘can simidi’ olarak lanse edilmektedir. Burjuva medya ve basının, ikiyüzlülüğü alabildiğine fütursuzca devam edecektir.

Batılı sermaye çevrelerinin, Yunanistan’ın politik arenadaki figürleri olan siyasal parti ve liderlerinin ikiyüzlülüğü O kadar ayyuka çıkmıştır ki, toplum nezdinde yıpranmışlıklarını ekarte edebilmek için, teknokratlardan kurulu bir hükümet ve bakanlar kurulu oluşturulmuştur. Teknokratların esas ‘amaç, ülke ertelenmiş bir iflasa sürüklenirken, kreditörleri kurtarmak için zaman kazanmaktır.

Asıl amaçlanan, Yunanistan’ı sonradan tüm Avrupa için genelleştirilecek bir sosyal dönüşüm  laboratuvarına çevirmektir.‘
Kapitlizm, kendi yararttığı çukurdan, çıkmak için Yunanistanı atlama tahtası olarak görmektedir. Kapitalizm’in, 2008 başlarında başlayan mali krizinin, kapitalist dünyayı önemli derecede sarstığı bilinmektedir. Bu kriz genel olarak kapitalist sistemin kendi varlığı ile açıklanabilir.
‘‘Kapitalist sistemde krizler, Kapitalizm‘in doğsından kaynaklanan ve Kapitalistin sınırsız kär hırsına dayanan akılalmaz  ve olağanüstüdür. Kapitalizmde  kär hırsının getirdiği üretim yoğunlaşması kapitalizm‘in krizlerinin temelini oluşturmaktadır.

Kapitalistler için krizin olmadığı, ıstikrar demek, Kapitalist sistemin tüm kurumlarıyla planladıkları gibi işlemesi demektir. Ürettiklerini en yüksek kär oranıyla satmaktır. Artı deger üzerindeki gasplarını alabildiğine derinleştirmektir.

Kapitalizmde en önemli sorunlarından bir taneside, rekabettir. Kapitalistler kendi aralarında, daha fazla kär etmek için, birbirleriyle amansız bir rekebet içerisine girerler. Kapitalisler, bunun adını  ‘‘sterbest rekabet‘‘  ‘‘liberal ekonomi‘‘  ‘‘serbest piyasa ekonomisi‘‘ dize adlandırsalarda, bu kapitalistlerin sınısız kär hırsından kaynaklanmaktadır. Bu ise kapitalizm için krizlerin, ana kaynaklarından bir tanesidir. Lenin‘in deyimiyle ‘‘cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir‘‘ gerçeğini hatırlatmaktadır.‘‘ döy.

‘’ İçinde yaşadığımız sistem zengini daha zengin, fakiri de daha fakir yapıyor. Dünyadaki üretim kapasitesi ve zenginlik artmasına rağmen sokaklarda yaşayan çocuklarin, işçilerin, yoksulların sayısı azalmıyor, aksine artıyor. Yani toplum olarak daha çok üretmemize karşin daha çok yoksullaşiyoruz.

Kapitalizmin gelişmesi, semaye sahipleri burjuvaların, kärlarına, kär katması, Kapitalist ekonominin giderek büyemesi, milyarlarla ifade edilen emekçilerin giderek yoksullaşarak, açlık sınırına itilmelerini beraberinde getirmektedir.

İçinde yaşadığımız süreçte Kapitalist ekonomik büyüme giderek kar topu gibi katlanarak büyümüş ve 20. Yüz yılın yarısı ile karşılaştıdığımızda, takriben 10 katı büyüdüğü gözlenmektedir. 20. Yüz yılın yarısında küresel ölçekte üretim sonucu oluşan Gayri Safi Hasıla‘ dan en çok payı yüzde 30, 35‘lik  nüfus  faydalanırken, günümüzde bu oran, yüzde 20‘ e gerilemiştir.‘‘ agy.

Yunaistanın durumu yerkürede var olan, kapitalistlerin kıskacındaki üllkelerden farklı değildir. Kapitalizm’in bu krizi önümüzdeki bir kaç yıl daha devam edecektir. Sermaye çevreleri ise, bu krizin faturasını yoksul halk kesimlerinin, emek dünyasının üzerine yıkma uğraşında oldukları bilinmektedir.

130 milyar euro yeniden yapılandırılan borçlandırma ise, Yunanistan halkının herhangi bir derdine çare olmayacaktır. Sadece farklı sermaye çevrelerinin, verdikleri borcun tekrar tahsilini sağlayacaktır. Buna karşılık Yunanistan halkından yeni kemer sıkmalar talep edilmektedir. Ücretlerin düşürülmesi, kamuda çalışanların işlerine aşamalı olarak önemli derecde son verilmesi, emeklilerden kesintiye gidilmesi hedeflenmektedir.

Yeniden yoksulluk,dayatılmaktadır. Yunanistan halkının yaşamından, eğitiminden, refahından taviz talep edilmektedir. Yunanistan oligarşik burjuvazisi yeniden palazlanacak. Yeniden kendini üretmeye, yeniden artı değerin gasp edilmesini, fütursuzca sağlamaya çalışacaktır. Bütün bunlar kapitalizm’in krizini geçici olarak rahatlatsada, bu yöntem, böylece yeniden krizlerin yollarını açacaklardır.
Yunan halkının, kapitalizm’in bu sarsıcı yıkıntısı altında ezilmeyecekleri ve faturayı kendilerine kesmek isteyen batılı emperyalistlere ve onların işbirlikçileri olan Yunanistan oligarşik burjuva çeveresine karşı direnişi sürdüreceklerini algılamak durumundayız. Yunanistan da oluşturulan batılı sermaye çevrelerinin yeminli uşaklığını yapan teknokrat hükümetide,Yunanistan halkını teslim alamayacaktır. Yuananistan tarihinde, teslimiyet değil, direniş, mücadele ve zafer elde ettiği birçok momentler olduğu bilinmektedir.

Emperyalistlerin iştahları kursaklarında kalacaktır. Yunanistan halkının itirazları, direnişleri, elde ettikleri kazanımlar bölgede yaşayan halklara ve emek dünyasına ilham kaynağı olacaktır. Demokrasinin filizlendiği Yunanistan toprakları, demokrasi mücadelesinin zaferle taclandığı alanlar olacaktır.
Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle.

Kritikleriniz için; analizoku1@live.de
Aliekber Pektaş 26.02.2012