AKTÜEL TARİHÇE EBRULİ ALMANYA ANTALYA DÜĞÜNLER OKUL DUYURU BAŞSAĞLIĞI ÖZEL HABER
Seçim; Köy, Şehir ve MedeniyetTarih 17 Mart 2024, 20:58 Editör: Editör Aliseydi SEVİM

Seçim; Köy, Şehir ve Medeniyet

 





31 Mart 2024 tarihinde ülkemizde, dolayısıyla Fethiye'mizde de Yerel Seçim yapılacak. Bu seçim sonucunca Mahalle Muhtarları ile azaları ve Belediye Başkanları ile meclis üyeleri seçilecek. 

Fethiye de iki muhtar adayı var. Muhtar ve aza adaylarının isimlerini aşağıya yazıyorum. Listeleme, sıralama, benim önem sıralamama göre değil öylesine, aklıma geldiği sıraya göre yazılmıştır. 

Sonuçlara dair benimde bir öngörüm var. Fakat yazmıyorum. Fethiye özelinde ise tarafsızım.

Muhtar: Fahri GÜLER
Aza: Kazım AKKAYA
Aza: Doğan KOÇ
Aza: Ergün GÜLER
Aza: Selahattin AKKAYA

Muhtar: İsmail İNCE
Aza: Kemal SEVİM
Aza: Veysel AKKAYA
Aza: Abidin İLHAN
Aza: Hüseyin ÇELİK
Aza: Hürşeyit PEKTAŞ



Seçim; Köy, Şehir ve Medeniyet



Medeni insan, yasası olan insandır.


2024 Yılı Yerel Seçimleri 31 Mart 2024 tarihi pazar günü yapılacak… Bu kapsamda Köy ve Mahalle Muhtarları ve azaları ile Belediye Başkanı ve Meclis üyeleri belirlenecek / seçilecek. Fethiye ise Mahalle statüsünde olduğundan Mahalle muhtarı ve azaları (ihtiyar heyeti) seçilecek.


Bundan yaklaşık 2500 yüzyıl önce, Eski Yunan'da da demokrasi vardı. Fakat o dönemde krallık, tiranlık dünya genelinde hakim olduğundan, insanlar köleler, efendiler, soylular vb. olarak sınıflandırılmıştı. Dolayısıyla Eski Yunan Demokrasisi soyluların, asilleri seçimi şeklinde gerçekleşiyordu. Yani bugünkü demokrasi ve cumhuriyetler gibi, devlet sınırları içerisinde bulunan her insan seçme, seçilme hakkına sahip değildi.


Bugün ülkemizde seçebilme yaşı / hakkı 18 yaş, milletvekili seçilebilme yaşı 25’tir. Bu demokrasinin en büyük nimetlerinden kabul edilir. Babadan oğula geçen bir saltanat ve beraberinde hilafet karşında, demokrasinin hiç  şüphesiz ve tartışmasız nimet, erdem kabul edilecek bir yanıdır.


Fakat; Winston Churchill mealen: “Kötüler içerisinde, kötülerin en iyisi demokrasi yönetimidir”,der. Churchill yaşam deneyimleri sonucu bunu söylemiştir. Platon’un öğrencisi olan, düşünce tarihinin (Muallim-i Evvel) birinci öğretmeni kabul edilen Aristo “gençler siyaset yapmasın,” der. Çünkü siyaset “yalnızca kitabi bilgi değil, deneyim işidir,” de. Bunun için uzun yıllar gerekli, der. Buna rağmen Aristo çoğulculuğu savunur.


“Bilge Kral,” “Filozof Lider” teorisinin kuramcısı Platondur. Platon oy çokluğu ile yapılan seçimin “sayısal çoğunluğu” ifade ettiği, bununsa “liyat, yani bilgelik ve yönetme yeterliliğinin ihlali riskini kuvvetle taşıdığı” görüşündedir. İyi bir marangoz yada askerin oyun çoğunu alması ile toplumsal yönetimin başına geçmesi, onun iyi bir siyasetçi ve iyi bir lider, yönetici olduğu ve olabileceği anlamına gelmez. Farklı uzmanlık alanları ve farklı iyilerdir bunlar…vb. diye itiraz eder. 


Yukarıdaki söylediklerimizi bir iki cümle ile özetlemek gerekirse. Yasal olarak seçme ve seçilme hakkına sahip olmak, “toplum yararı” açısından “isabetli seçim yapma yeterliliği” anlamına gelmez. Ülkemizde, Cumhuriyet kurulduğunda okur yazarlık oranı %6; 1938’lerde %23; 1970’de ise %48. Okuryazarlık oranı “niceliksel, sayısal” bir oranı ifade eder. Bu niteliksel eğitim açısından ise daha zayıf bir boyuta karşılık gelebilir. Bu okuryazarlık oranının büyük yüzdesi ilkokul seviyesindedir. Avrupa ülkelerinin ise yüksek öğretim ile üniversitelilik oranı, bizim okur yazarlılık oranımızdan yüksektir. (1924 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (Md. 12) ve 1961 AnayasasıTeşkilât-ı (Md. 68) da milletvekili seçilebilmek için “Türkçe okuyup yazma” şartını arıyorlardı. 1982 Anayasası bu asgari şart ile yetinmemiş, “en az ilkokul mezunu olma” şartını getirmiştir.) Seçmenin kültürü ve seviyesi ile sosyal psikolojinin ve bu gün için nöropazarlama tekniklerinin kullanılması, seçmenin seçim yapma “tercihi,” seçmen davranışı üzerinde önemli ölçüde belirleyici olabilmektedir. Bu ise “özgür irade, özgür seçim” konusunun -dolaysıyla demokrasinin -sorunsallığını oluşturur.


Bu tarihlerde, Osmanlı bürokratları ve Cumhuriyetin Kurucu Kadrosunu paranteze aldıktan -seçim dışına çıkardıktan- sonra, (sandıktan çıkarak) seçilecek lider 1. ve 2. Dünya Savaşlarında toplumun, ülkenin(Türkiye'nin) yararını (Avrupa ülkelerine karşı) nasıl koruyacak sorusu, bir bakıma Platon’un ve Aristo’nun da sorusudur? 


Bu kadarla kalıp konuyu değiştirelim.


MÖ.5.yy.’da -yani 2600 yıl önce- yaşamış Yunan filozofu Protagoras: “İnsan her şeyin ölçüsüdür, ”der. Felsefe tarihin dönüm noktası MÖ.5.yy.’dır. Bu dönem Sokrates ve Protagoras(Sofistler) ile başlamış gözükmektedir. Protagoras’ın bu teorisi birçok düşünürü etkilemiş ve birçok düşünce ekolünün temeli olmuş gözükmektedir. Bunlardan bir kaçı, Duyumculuk, Görelilik, Nihilizm, Agnostisizm, Hazcılık, Humaniterlik ve hümanizm… vb.


Demokrasilerde seçim demokratik ve kanuni bir haktır. Farklı parti ve siyasi eğilimde olanlar birbirlerinin siyasi rakibidir. Rakip, “yenilmesi, galip gelinmesi gereken” karşıttır. Aralarındaki mücadele “yenişme” mücadelesidir. Sonuç itibari ile “ötekini yenip, galip gelmektir” hedef. Bu yeterlidir. Fakat, karşılıklı çarpışan gruplar arasındaki mücadele “savaş” olarak tanımlanırsa, bu mücadelenin ismi çarpışma ve çarpışmanın hedefi karşı tarafı, “düşmanı yok etmek, öldürmek, varlığını sonlandırmaktır.” İsrail - Hamas; Rusya-Ukrayna… arasında olduğu gibi.


MÖ. 6. ve 5.yy.’da Solon, Perikles, Kleisthenes… gibi büyük düşünce adamları demokrasinin gelişmesine ve kurumlaşmasına büyük katkı sağlamıştır Atina’da. Aristo’nun ifadesiyle, “çok kulak, çok göz, çok düşünce… tek gözden, tek kulaktan, tek düşünceden-insanlık için- daha iyidir,” gerekçesini esas alır ve yöneten ile yönetilen ayrılığını ortadan kaldırmayı hedefler-çoğulculuk. Yani demokrasi farklılıkların korunmasını ve fark ve aykırılığın birbirleri ile mücadelesinden, “insanlığın hayrına ve medeniyeti geliştiren yeni fikirler” çıkabileceğini ön görür.


Öyleyse, farklı siyasi düşünceler birbirleri ile rakip olarak mücadele edecek, biri kazanacak, diğeri şimdilik kaybetmiş olsada tekrar kazanmak için mücadele etmek üzere “var olmalıdır.” Çünkü kazananda kaybedende, birbirleri ile bu uğurda mücadele eden bütün taraflar da bu ülkenin eşit yurttaşlarıdır, biri yada birilerinin kulu değildir. Her iki tarafta, hitap ettikleri toplumun -ortak-yararı için bu mücadeleye girişimişlerdir. Öyleyse siyasi mücadele içerisinde olduğumuz kişi yada taraflar “yok edilmesi gereken  düşmanlarımız” değil, “yenmemiz (ve yaşaması) gereken siyasi rakiplerimiz” dir.


AB Anayasa tasarısında, aklımda kaldığı kadarıyla şöyle bir ibare vardı: “İnsan onuru, yaşam hakkı gibi temel, dokunulamaz ve devredilemez bir insan hakkıdır.” Çağdaş uygarlığın ulaştığı seviye açısından bu çok önemli bir kavramdır. Öyleyse siyasi mücadelede “insan onuru” dikkate alınması ve saygı duyulması gereken “çok önemli” bir değerdir. Ben, öteki ile mücadele ederken ötekinin onuruna saygı duymasam, ötekinin de benim onuruma, saygı duymamasının yolunu açmış olurum. Bir bakıma “ben ötekiyim.”


Köylülük, kendin gibi olanlar gibi düşündüğün, inandığın ve yaşadığın “dar” - herkesin birbirine benzediği- bir çevredir. Şehir, senin gibi olmayan, senin gibi düşünmeyen, inanmayan ve yaşamayan insanların olduğu daha büyük bir çevredir. Medeniyet, etimolojik olarak ise Mekke’ye, köye, kırsala, daha dar bir alana karşılık “Medine ili- Şehri” kökenine de dayanır. Medeniyet, eski Yunanda da, İslam coğrafyasında da “şehirlilik” demektir. Köylülük yerelliğe, şehirlilik evrenselliğe karşılık gelir. Yunan Şehir Devleti Demokrasisi ile Medine Şehir yapılanması arasında bir benzerlikten de bahsedilebilir. Deneyelim…


Mesela, Medine Şehrinin ismi Yesrip ti. Hz. Muhammed Mekke'den Medine'ye Hicret ettiğinde, Yesrib iline geldi. Yesrib çöl fırtınaları sonucu tepelerin, vahaların sıklıkla yer değiştirdiği ve “serap görülen” yer demekti. Hz. Muhammed Yesrib'e geldiğinde hoş karşılanır ve öyle ki o şehrin yöneticisi, “gel sen ol bu şehrin yöneticisi,” der. 


Hatırlayacağımız gibi, şehir demek birbirinden farklı insanların, inançların, kültürlerin bir arada olduğu yer demektir. Burada da bu farklı yapılar vardır. Bundan dolayı bir gün Yahudiler arasında bir problem oluşur Yesrib te. Şehrin yöneticisi Hz. Muhammed'e nasıl hükmedelim diye sorar? Hz. Muhammed, Yahudileri çağırır ve “sizin yasanız olan Tora’yı, Tevrat’ı getirin,” aranızdaki problemleri buna  göre çözelim,” der. Hıristiyanlar arasında problem oluştuğunda İncil’e göre çözümü önerir. Müslümanlar arasında olduğunda zaten kendisi ve dayandığı Kuran-ı Kerim vardır. 


Bir günde papağanlar arasında problem çıkar, onları da çağırır “siz neye inanırsınız, kitabınız var mı” diye sorar? “Onlar bir kitabımız yoktur, bizim töremiz vardır,” derler. Bunlara da “yaşlılarınızı çağırın” der ve yaşlılar ile konuşur. “Siz de problemlerinizi, törenizi en iyi bilen bu yaşlılar heyeti kararı ile çözecek, uzlaşacaksınız,” der.


Gün gelir, farklı inançlar arasında problemler çıkar. Bunun üzerine Hz. Muhammed, her inanç ve kültürden olan topluluklara, kendileri aralarında ki yaşlılardan, büyüklerinden bir temsilci heyeti belirlemelerini ve bunlarla birlikte ortak bir toplantı yapmayı teklif eder. Her kültürün, inancın temsilcileri olan bu heyetler yaptıkları toplantı sonucunda, aralarında çıkacak problemleri çözecekleri ortak bir “kurallar, yasalar” manzumesi belirlerler ve sözleşirler. Böylece, bu “ortak yasaya” göre farklı kültürler, birbirleri arasında çıkacak anlaşmazlıkları çözecek “yasayı” belirlemiş olurlar. Tarihe ünlü “Medine Vesikası” diye geçen, vesikanın mantığı budur.


Bu sözleşme sonucunda kabul edilen -ortak- “yasalardan” dolayı, Hz. Muhammed, “artık burası Yesrib, çağrılmayacak, Medine Münevver (Medinetül-Fazıla - Erdemli Şehir -Farabi) ili” olacak der. Bu olayı, Hz. Muhammed ve İslam’a sempati ve anti sempati açısından değerlendirmeyin. Olayın mesajına bir bakınız. 


M. Bobaroğlu’nun deyişi ile “Yasası olan yer demektir: Şehir.” Sizin gibi olmayanlar ile birbirine benzemeyenler ile bir arada barış içerisinde, her inaç ve kültürün üstünde ortak kabul edilen yasayı bilmek ve onu esas alarak yaşamak demektir. Bu bir sosyal kontrattır (Jean-Jacques Rousseau’nın 18.yy. da yazdığı Sosyal Kontratı -Toplum Sözleşmesi çalışmasını hatırlayın). İşte bu yüzden Medeni olmak, farklılıklara saygı duymanın ve onlarla barış içerisinde, - kast edilen kanka olmak değil, düşman olmamak anlamında- yaşamaktır. Medeniyetin ölçüsü budur. 18.yy. Fransız aydınlanmasının önemli temsilcilerinden Volter’in şu: “Düşüncelerinizi onaylamıyorum-hatta nefret ediyorum-; fakat o düşüncelerinizi savunma hakkını size sağlamak uğruna hayatımı dahi verebilirim” sözü, aklın(medeniyetin) yolu birdir sözünü, asırlar sonra dahi teyit etmiyor mu?


Bu bir (yerel) seçimdir. Hepimiz insanlık ailesinin bir üyesiyiz. İnsanlık, çoğunluğun kabul ettiği çağdaş ve canonlaşmış değer ve hedeflerden mürekkep bir ideadır. Bu değer ve hedeflere saygı “kendimize” olan saygıdır. Bu bağlamda “Ahmet’e’” oy vermiş olmak, Ahmet’in yönetime geçmesini istemek ve onunla fikir ve duygu birliği anlamına gelir; ötekine, oy verilmemiş olana “Mehmet”e düşmanlık anlamına gelmez ve gelmemelidir. Ben “Ahmet’in” yönetime geçmesini istiyorum; fakat “Mehmet’te” benim için kıymetli, saygın bir insandır ve ben onunla komşuluk, yurttaşlık… ve her türlü insani ilişkiyi - barış içinde- sürdürmek istiyorum anlamına gelir ve gelmelidir.


Protagoras’ın deyimi ile: “İnsan her şeyin ölçüsü” ise seçimin sonucu ne olursa olsun, sonucun insanımız için hayırlı olması ve kaybedene “canın sağ olsun,” kazanana “hayırlı olsun” demenin medeniyetin ölçüsü olduğunu gözden kaçırmadan, hayata bakma dileğiyle…


A.Sevim

12 Mart 2024


Not: Şehir, farklı kültür ve inançların bir arada yaşadığı -kozmopolit- yerler demek. Farklı inanç ve kültürlerin, farklılıklarının bir kısmından feragat ederek, üst bir “yasa”ya uyduğu; ya da “ben, sen ve o” için ortak olan, esas alacağımız “üst yada ana - yasalı” olarak,-bana göre değil bize göre- yaşamak istenilen yer-ortam- demektir. Eskiden şehir devletleri vardı. Bu tanım o şehir devletini sembolize ediyordu. Sonra şehirlerin bir aradalığı ile imparatorluklar meydana geldi,şehir bunu temsil ediyordu, imparatorluklardan sonra ulus devletlere geçildiği için ülkeyi ve sonrasında da, ülkeler üstü, evrensel olan “yasaları” temsil ediyor bu yapı. ”Bir bakıma” medeniyet eski şehir yapılanmasının, bugün için evrensele dönüştürülmüş halidir. “Şehirli insan, medeni insan, evrensel yasaların bilincinde olan ve bu yasaları içselleştirmiş - hem kendi özgünlüğünü, hem de uyum sağlaması gereken evrenselliği dikkate alan- insan demektir.” “Seçim,” sisteminin varlığı ise “bizi-şehirdekileri-temsilen” işte bu üst yasayı yapacak ve uygulayacak olanları seçme zorunluluğundan doğmuştur. Yani, seçim medeniyetin bir ürünüdür. Bu söylediklerimize istinaden, “medeni insan,” yasası olan insandır, diyebiliriz. 



  |  Bu haber 2924 defa okunmuştur.

Ebruli  KATEGORİSİNDEN HABERLER

Sevgililer Günü, Sevgi, Sevgili , Aşk ve Aldatma ile Aşkın Biyokimyası…

Sevgililer Günü, Sevgi, Sevgili , Aşk ve Aldatma ile Aşkın Biyokimyası… Sevgililer Günü, Sevgi, Sevgili , Aşk ve Aldatma ile Aşkın Biyokimyası… Esinlendiğimiz, yararlandığımız uzmanlar. ...

Malatya Fethiye - Ağustos 2010

Malatya Fethiye - Ağustos 2010 Malatya Fethiye - Ağustos 2010

Malatya Fethiye - Temmuz 2010

Malatya Fethiye - Temmuz 2010 Malatya Fethiye - Temmuz 2010

Malatya Fethiye - Şubat 2010

Malatya Fethiye - Şubat 2010 Malatya Fethiye - Şubat 2010

Malatya Fethiye - Ocak 2010

Malatya Fethiye - Ocak 2010 Malatya Fethiye - Ocak 2010

Malatya Fethiye - Nisan 2010

Malatya Fethiye - Nisan 2010 Malatya Fethiye - Nisan 2010

Malatya Fethiye - Mayıs 2010

Malatya Fethiye - Mayıs 2010 Malatya Fethiye - Mayıs 2010

Malatya Fethiye - Mart 2010

Malatya Fethiye - Mart 2010 Malatya Fethiye - Mart 2010

Malatya Fethiye - Haziran 2010

Malatya Fethiye - Haziran 2010 Malatya Fethiye - Haziran 2010

Fotoğraf Makinesi Kampanyası ( 2008-2012-2015 )

2008 – Ahmet ASLAN: 400 EURO

2008 – Diğer arkadaşlar: 600 EURO

2008 – Toplam: 1000 EURO

Bitti

2012 - Seyit  ÇAĞLAR : 30 Euro  

  2012 - Aliman SEVİM : 40 Euro

  2012 - Ali ASLAN : 10 Euro

  2012 - Hasan AĞKAYA : 20 Euro

  2012 - Ali ALTUNOK :20 Euro

  2012 - Ali İhsan GÜLER : 50 Euro

  2012 - Metin ÖKSÜZ : 30 Euro

  2012 - Naki ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Rıfat ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 - Hüseyin ÖKSÜZ : 50 Euro

  2012 -Murat İLHAN

           (Zeynal oğlu):50Euro

  2012 - Fatma İLHAN

           (Hasan Kızı):10 Euro

  2012 -Zeynep KORYÜREK:20 Euro

  2012 - Elif GÜN :10 Euro

  2012 - Piri İlhan

          (Minnet oğlu):30 Euro

  2012 - Hüseyin YILMAZ

         (Güldalı oğlu):30 Euro

  2012 - Turabi TEMİZ : 20 Euro

  2012 - Hikmet GÜLER : 40 Euro

  2012 - Hüseyin İLHAN

           (İbrahin oğlu):20 Euro

  2012 - Hasan ÇEVİKER : 10 Euro

  2012 - Zeynep GÖÇER : 20 Euro

  2012 - Necmettin ÖKSÜZ : 20 Euro

  2012 - Sultan AKKOYUN: 50 Euro

  2012 - Ali Ekber PEKTAŞ : 20 Euro  

  2012 - Yusuf ALTUN  : 20 Euro

  2012 - Mehmet İNCE : 15  Euro

  2012 - Mustafa(Vaylo)

             OLGUN:50 Euro

  2012 - Ahmet OLGUN : 50 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN :10 Euro

  2012 - Aliseydi UÇAR : 50 Euro

  2012 - Veli ÇAĞLAR  : 10 Euro

  2012 - Fahri ÖKSÜZ  : 20 Euro

  2012 - Kasım YILMAZ : 50 Euro

  2012 - Kadir ÇAĞLAR : 20 Euro

  2012 - Hasan AKŞAHİN

             DEDE:10 Euro

  2012 - Hacı ÖZSEVİM : 20 Euro

  2012 - Duran AYDOĞAN:30 Euro

  2012-Hüseyin Rahmi

          ÖZTÜRK:50 Euro

  2012 - Ahmet ÖZTÜRK (Köln):30 Euro

  2012 - Vahap ÇEVİKER :10 Euro

  2012 - Kenan GÜVERCİN : 10 Euro

  2012 - Sezai ALTUN : 10 uro

  2012 - Bektaş AKŞAHİN : 20 Euro

  2012 - Veli İLNCE : 10 Euro

  2012 - Ziyade ŞENKAYA : 10Euro

  2012 - Hasan KARAGÖZ :10 Euro

  2012 - Hasan AKDOĞAN : 10 Euro

  2012 - Hüseyin AKDOĞAN 10 Euro

  2012 - Turan GÖÇER : 10 Euro

  2012 - Cengiz SEVİM : 20 Euro

  2012 - Bektaş Hacı AKŞAHİN:10 Euro

  2012 - İsmail AĞKOÇ : 20 Euro

  2012 - Aliekber AKKAYA : 20 Euro

  2012 - Erdinç ASLAN : 10 Euro

  2012 - Ali ARKADAŞ :10 Euro

  2012 - Hasan (Fikriye)

             ÖZACAR:20 Euro

  2012 - Ahmet KAYGUSUZ

           (Arguvan’lı):10 Euro

  2012 - Avades ALTUN

            ( Der. Bşk.):50 Euro

  2012 - Havaşin MARKET

             (Arguvan’lı):20 Euro

  2012 - Hasan ÖKSÜZ : 10 Euro

  2012 - Haydar ER

            (Müslüm oğlu):50 Euro

  2012 - Tamam SOFU :10 Euro

  2012 - Musa ÇİFTÇİLER: 10 Euro

  2012 - REISE BIRO

     Firat, Ober-Ramstadt :20 Euro   

  2012 - Vahap ASLAN(Culfalı): 30 Euro

  2012 - EURO SÜPER MARKET

             DARMSTADT:20 Euro

  2012 - Hüseyin ER (Köln) : 50 Euro

  2012 - Vedat ÇALIŞKANOĞLU: 5 Euro

  2012 - Kamber ÇAKMAK : 5 Euro    

  2012 - Hüseyin AYDOĞDU

            (Şahin oğlu): 50 Euro

  2012 - Meliha YÜCEL : 50 Euro

  2012 - İsmail SEVİM

  (Haydar oğlu): 20 Euro

  2012 - Necati-Zekine KILIÇ :20 Euro

  2012 - Erdal ÇALIŞKANOĞLU: 20 Euro

  2012 - Hüseyin ÇALIŞKANOĞLU

           (Süleyman oğlu) : 20 Euro

  2012 - Yılmaz GÜLER: 20 Euro

  2012 - Mehmet AKDOĞAN:20 Euro

  2012 - Bektaş ile Hünkar

             ALTUN: 80 Euro    

  2012 -  TOPLAM : 1915 EURO  

   Bitti

2015 - Eski bozulan makinenin

           sigortasından alınan:75 EURO

2015 – Aliseydi KARGIN : 50 EURO

2015 – Erdoğan BIÇAKCIOĞLU : 50 EURO

2015 – Sefa ALTUN : 50 EURO

2015 – Murat İLHAN

(Sarhoş amcanın torunu):50 EURO

2015 – Abbas PEKTAŞ

(Yusuf oğlu): 50 EURO

2015 – Yusuf ALTUN : 30 EURO

2015 – Merdan ŞENOL : 50 EURO

2015 –  Hasan ALTUNOK

(Hüseyin&Hatice oğlu) : 20 EURO

2015 – Abbas KORYÜREK : 30 EURO

2015 – Hasan KARAKOÇ

 (Donjuan'ın oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri SOFU : 10 EURO

2015 – Haydar GÜN : 50 EURO

2015 – Hacı ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Abbas ÖZSEVİM : 25 EURO

2015 – Ali Ekber AKŞAHİN : 20 EURO

2015 – Veli İNCE : 10 EURO

2015 – Ali Agırdemir (Köln): 50 EURO

2015 – Kasım YILMAZ : 50 EURO

2015 – Hüseyin YILMAZ

(Filip - Fattey bibini torunu):50 EURO

2015 – Hüseyin ÇİFTÇİLER : 50 EURO

2015 – Avades ALTUN : 50 EURO

2015 – Ali İhsan UÇAR : 25 EURO

2015 – Seyit ÇAĞLAR : 20 EURO

2015 – Hüseyin AKKAYA

( Yeter Oğlu) : 20 EURO

2015 – Piri İLHAN : 50 EURO

2015 – Haydar ER : 50 EURO

2015 –  Hüseyin ÇAVUŞ

(Igdırlı):10 EURO

2015 – Naki ÖZSÜZ : 20 EURO

2015 – Mesut  İLHAN : 20 EURO

2015 – Hüseyin ÖKSÜZ

(Naki oğlu) : 20 EURO

2015 – TOPLAM : 1075 EURO

Bitti

2012 - Sayfası…

2015 Sayfası…


Fotoğraf Makine Kampanyası -2021

2021 - Ahmet ASLAN: 500 EURO; 2021-Ali ŞEN “Arguvan”: 500 EURO; 2021 – Zeynal AKDOĞAN: 200 EURO;  2021 – Ali ÖZACAR: 50 EURO; 2021 – Vahap İLHAN: 50 EURO; 2021 – Vedat İLHAN: 50 EURO;  2021 –Robert YANAR: 50 EURO; 2021 – Can YANAR: 50 EURO; 2021 – Özkan ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Ecevit ÇAKIR: 50 EURO; 2021 – Erol YILMAZ: 50 EURO; 2021 – Abbas YÜCEL: 50 EURO; 2021 – Metin İLHAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ÖZİLHAN: 50 EURO; 2021 – Zeynal ÜSTÜNER “Arguvan”: 100 EURO; 2021 – Eyüphan AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin AKDOĞAN: 50 EURO; 2021 – Hüseyin ŞENOL: 50 EURO; 2021 – Ali Ekber GÜLER: 50 EURO; 2021 – Hüseyin YILMAZ-Ali oğlu-: 50 EURO; 2021 – Oktay TURAN “İğdirli”: 50 EURO; 2021 -  TOPLAM:2150 EURO; 2021 – Latife ile Hüseyin GÜN “İstanbul” 1 ad. Video çekim için aydınlatma LED:1250.TL. ; 2021- Yusuf EROL: 200 TL; 2021 – MAKİNE VE LED AYDINLATMA ALINDI. KITILIMCILARA TEŞEKKÜR EDERİM. www.aliseydi-sevim.com

Bilgisayar Alımı : 650 Euro - 2022

Almanya Ober-Ramstad'dan, isminin açıklanmasını istemeyen Değerli bir arkadaşım: 650 EURO     Seyit ÇAĞLAR arkadaşımın öncülüğü ile. İkisine teşekkür ederim.

DUYURU TAKVİMİ

HARİTA: MALATYA FETHİYE

Aliseydi SEVİM Aliseydi SEVİM
Hele bakın gömleğimiz ne taraftan yırtılmış?
Aliekber Pektaş Aliekber Pektaş
Gül-güle büyük, efsane insan, lider: Fidel Kastro
Seyit Çağlar Seyit Çağlar
DAR AGACINA ASTILAR SEYIT RIZAYI,NEYLEYIM – Seyit ÇAĞLAR

LUZÜMLÜ TELEFONLAR



Kınay Çiçekcilik: 0 422 323 86 76
Kınay Çiçekcilik: 0 542 368 10 03

Karmen Çiçekcilik:0 422 323 10 84
Karmen Çiçekcilik:0 542 210 16 69

Sahan Yemek: 0 422 325 29 30
Sahan Yemek:0 530 227 02 79

Orhan Yemek: 0 422 336 88 22
Orhan Yemek: 0 533 720 20 09

Gülüstan(Sevim) Kuaför: 0 422 322 81 65
(Aliseydi) Karakaş Emlak: 0 422 324 20 60

Yazıhan Belediyesi: 0 422 751 40 54
Kaymakamlık Makamı: 0 422 751 42 12
Yazıhan Maliye: 0 422 751 41 12
Yazıhan Tapu: 0 422 751 42 00
Yazıhan Hastahane: 0 422 751 41 05
Yazıhan Nüfus: 0 422 751 42 30

Ziraat Bankası /Yazıhan:  0 422 751 44 03
Emlak / Nihat GÜLER: 0 422 325 15 34
Mobil: 0 532 794 24 02

Yazıhan Emlak / Kaya Emlak
Süleyman KAYA: 0 537 380 05 04

MASKİ
Malatya Su İdaresi
Arıza: 185
Genel Müd. :377 74 44
444 51 44

Elektrik Arıza
444 91 86

Telefon Arıza ve Bilgi
444 1 444

İnternet Arıza

444 1 375







FACEBOOK

Sık Sorulan Sorular

Sitemizin güncellenmesi devam etmekte.

2011 yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.

2011 yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.

Aradığınız eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv” linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.

Aradığınız kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük harflerle yazın.

Başka bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur. Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,

Sitemizin alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.

Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır

Site Sloganımız: 2005 - 2024

2005 &  2024
www.aliseydi-sevim.com
aliseydisevim@gmail.com 

Otobüs Seferleri

                     OTOBÜS SEFERLERİ

         MALATYA                               FETHİYE

                                                          06,10

          07:15                                       08:30

          09:45                                       11:00

         13:30                                        14:45

         16: 00                                       17:00

         18:30                                        19:45

Tüm videolar

  Prof.Dr. Sinan CANAN
 

Prof.Dr. Sinan CANAN

İzlenme:7992

   
  Mutlu Olmak: Özgür Bolat at TEDxIhlasCollegeED
 

Mutlu Olmak: Özgür B

İzlenme:8138

   
  Prof. Dr. Acar BALTAŞ
 

Prof. Dr. Acar BALTA

İzlenme:7444

   
  DOĞA İÇİN ÇAL 4 - ALYAZMALIM SELVİ BOYLUM - HD
 

DOĞA İÇİN ÇAL 4 - AL

İzlenme:17844

   

Ayın Şiiri


Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.


Bir lokma ekmek ( ve zevk) için şerefini çiğnetmeye;


bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,


bir zamanlık mevki için el ayak öpmeye,


insanları ezip geçmeye,


günlük menfaatler için onurunu terk etmeye,


bir kısım insanlara kızıp


tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat!



Can Yücel


Mydeign Haber Temaları -http://habersitesikur.tk

Fethiye'nin Dünyaya Açılan Penceresi
Ekstrafikir.com mydesign haber temasıdır.