Antalya Ziyareti Ocak 2022

RESİM ALBÜMÜNÜ İZLEYEBİLMEK İÇİN BU SATIRI TIKLAYINIZ.

Bu senede, bir aylık tatili 2022 ocak ayında Antalya’da geçirdim. Eski Türk Filmlerinde demir, çimento kralı ailelerin üyeleri kışları Uludağ’a, yazları ise Antalya’ya giderlerdi... Bu zengin çocukları, buralarda binbir leziz  yemek yerler, buz gibi içkilerini renkli ve etkileyici kadehlerde yudumlar, uzun saçlı, favorili ve ispanyol paçalı kılıkları ile patırtılı, kütürtülü müzikler eşliğinde diskolarda dans eder ve başları dumanlı olarak birer tane çıtırla sabahlar olmasın, diye gecirilen gecelerin ardında tatil beldesinden ayrılırlardı. Evlerine ise yüzlerinde gülücükler, takımına tomarla para ödeyerek, bir iki defa giyip, yerine yenisi alacakları için bir kenara atacakları, ünlü mağazalardan aldıklar koca koca ve parıldayan jan janlı alışveriş çantalarına doldurdukları elbiseler ile dönerlerdi…

Zenginler hala yazları Antalya’ya, kışları Uludağ’a, Kartalkaya filan gider; ben hala tersi! Kışları Antalya’ya, yazları doğunun bir köyünde, Fethiye de kalırım… Baba aradan yarım asır geçti, hala Hulusi Kentmen çocuklarının yaşam tarzına ulaşamadık. Ne yapacaksın? Olmayınca olmuyor. Ben edemiyorum ama; Hulusi Kentmen çocukları gibi tatil yapan ve yaşayan Fethiyeli oldukça çok. Şükür bunlarıda gördük. Eski türk filmlerinde taksiye ve uçağa yada fabrikatör ve çocukları yada mafya üyeleri benerlerdi. Fakat şimdi herkes biniyor. İşçide viski yudumluyor, Marlboro içiyor, Antalya’da ve Uludağda tatil yapıyor, mercedeslere ve uçaklara biniyor…; fabrikatör ve çocukları da…

(Haberi, geciktirmesinin sebebi yukarıdaki yazının devamının felsefeye, dine, tasavvufa evrilmesi idi. Dün Ahmet ASLAN arkadaşımla bir vesile ile görüştüm… O da konuşma sırasında Aliseydi geçenki yazına baktım, yukarıdan aşağıya doğru indirdiki iki metre boyu var, bende okumadım, dedi. Oysaki benim yazılarımı sanal medya arkadaşlarımın %1’i okur; Ahmette bu %1 içerisinde diye düşünürdüm. O böyle söyleyince yazının devamını erteledim. Hemde bir irfan sahibinin konuyla ilgili yeni makalesini okuyunca benimki yavan gözüktü gözüme. Bu alandaki bilgimi görgümü biraz daha olgunlaştırayım diye erteledim.)

Bu bir aylık sürede ailece bir arada idik. Oğlum Hüseyin de Bitlis Adilcevaz’dan geldi. Antalya da ise(resimde olan) bir kısım hısım akraba, dost ahbab ve arkadaşlarla görüştük. Muhabbet ettik yedik içtik. İlgi, sevgi ve izzeti ikramlarını gördüğümüz bu bu dostlarımıza canı gönülden teşekkür ediyorum.

Meral ve Merdan arkadaşımız ile Sultan abla, Yasemin ile Ali İhsan abinni iadeyi ziyaretlerini, bizden kaynaklanan sebeple gerçekleştirimediğimiz için ismi geçen dostlarımızdan özür dilerim. Borç defterine yazdık bunları. Borcumuz borç. Meral ve Merdan çiftinin evinden çektiğim video iyi olmadığından eklemedim. Bu da ikinci özürüm. Ocak 25’tan itibaren hastalandım, hala azalsada öksürüğüm devam ediyor. Üç gün önce(17 subat) test yaptırdım. Testim negatif çıktı. Muhtemelen corona oldum ve geçtikten sonra test yaptırmış oldum. İyiyim.

Yaz günü ziyaret etseydim Antalya'yı, daha çok Fethiyeli ile görüşebilir dik. Bir iki yıl içerisinde Antalya’da Fethiyeliler Derneği kurulabilir. Hasan abi(ÖZACAR), Hasan abi(KORYÜREK)in kurulacak dernek binasının giderini karşılayacağını söylediğini, söyledi. İnşallah o günlerde gelir.

Antalya Kaleiçi mevkii yan tarafında bir Kürtçe ağıt videosu çektim. Ağıtı söyleyen Sokak Türkücüsü adam, “Bağrım Yanık” dedi, türkünün sonunda. İki oğlu varmış. İkiside Suriye’deki ismini verdi ünlü bir İslamcı Silahlı örgüte katılmışlar. Esat güçleri birini öldürmüş, diğeride PYD elinde esirmiş. Eşi de inançsız diye kendisinden ayrılmış, kocasını boşamış. Eşi Adıyamanlı, kendisi Adıyamanlı.

Türkü Nuriye ile Memo'nun acıklı aşk hikayesi sonucu, Nuriye’nin eşinden ayrıldıktan sonra yaktığı ağıt mış. Memo bir şuçtan dolayı yüzyıl hakse çarpıtılmış. Nuriye’nin iki gözü iki çeşme, bağrı yanık olarak çalmadık kapı, aşındırmadık eşik bırakmamış, Memonun affı için. Dönem o dönem miş. Sonunda Nuriye Mustafa Kemal’e ulaşmış ve derdini anlatmış, Memo için af dilemiş. Atatürk'ün affı ile Memo çıkmış hapisten… Fakat Memo, Nuriyeye benim affedilmem öyle senin anlattığın gibi olmayabilir, senin gibi güzeller güzeli bir kadının güzelliğinden faydalanan birileri beni affetti diye, Nuriyeye iftira atmış ve ayrılmışlar.

Nuriye derdinden ölmüş. Sonunda ahali, Nuriyenin namusuna halel getirmediğini kendisi için gece gündüz koşturup çırpınarak affını sağladığını söylemişler ve Memo hatasını anlamş. Bunun üzerine Memo bu ağıdı yakmış.

Erdal Erzincan’ın Aspendos Atatürk Kültür Merkezinde verdiği Konserden çektiğim bir kaç videoyu ekledim sayfamıza.