02 Eylül 2022 tarihi cuma günü hakkın rahmetine kavuşan Mer.Zeynal AKDOĞAN'ın naaşı, bugün ( 06 Eylül 2022 tarihi salı) Malatya Erhaç Havaalından alınıp Fethiye’ye getirilerek bir cenaze töreni eşliğinde salacası sevenlerinin omuzlarında taşınarak ağıtlar, gözyaşları ve hayır dualarla birlikte ebedi istirahatgahına uğurlandı.
Geleneğimiz gereği defin sürecine katılanlara ailesi 06 Eylül 2022 tarihi salı günü saat:12:00'da Fethiye Cemevinde bir yemek verdi.
O gündü, haber aldığımız ilk gün... Gülender öğlen sonu aradı, ağlamaklı ses tonuyla "Zeynal için böyle söylüyorlar," dedi. Gülenderde bende Zeynal'ın hasta olduğundan haberimiz yoktu. Şok olduk. Dondum. İşte, bilgisayırın başındayım. Haberi hemen yazabilirim. Fakat elim, kolum kalkmıyor. Böylesi bir durumu dördüncü defa yaşıyorum. Allah bir daha yaşatmasın. Rahmetli Aslan, Aliseydi İLHAN, Doğan GÜLER ve ensonda değerli arkadadım Zeynal...
Haberi öğlen sonu almıştım. Haberden sonra fark ettimki midemde bir şeyler oluyor. Başımda dönüyor. Öğlen öncesini düşündüm, hasta filan değildim. Elim, ne haber yazmak için, nede belediyedeki işlerimi yapmak için kalkmıyor. Durgunlaştım. Akşam saat:19-20:00'e kadar önce ben yazmak istemediğimden bekledim. İlk haberi gördükten sonra yazdım.
Bizim elimiz yazmaya varmadı. Fakat Kudret Kalemi öyle çalmış kalemi... Nur içinde yatsın. Mutasavvıfların yaldızlı ve bir okadarda ağırlığı olan bir sözü vardır: "O'nun Narına da Nuruna da razı, kurban olmak." Sözcükler ağızdan ne de kolay dökülüyor. "Nuruna" kurban olmaya hepimiz talipliyiz de "narına" rızalık göstermek her faninin değil.
Müslüm abi bu sondan dolayı iyice çöktü. Şadiye abla'ın erkekler tarafında oturulan yerden duyuluyor, boğuk ve yanık sesi:"Anan öle, anan öle." Bu sesleri duyunca, birileri "teselli etse, sustursa biraz Şadiye ablayı, tükenecek" diye geçiyor içimden. Sonra, varsayki Şadiye ablanın yanında olan benim, teselli vermek ve onu susturmak için ne söyleyebilirim diye, soruyorum kendime? Yetkişi geçmiş, seksen yaşına yaslanmış Şadiye ablaya ve seksenleri aşmış Müslüm abiye, teselli olarak ne söyleyebilirim? Yaşları sekseler civarındaki anaya babaya, elli yedi yaşında kaybettikleri evlatları için: "Başın sağ olsun, canın sağ olsun" mu diyeceğiz? Ya onlar bize:"benim dağ gibi oğlum gitmiş, bu yaşta canım, başım sağ olsa ne olur, olmasa ne olur," dese onlara ne diyeceğiz?
Sözün bittiği yerlerden biride bu... Sabır dilemekten başka elimizden bir şey gelmiyor.
Zeynal, hısım akrabalarına tutkun ve eli açık bir insandı. Bazı akrabalarına, Müslüm abininde, onunda neler yaptığını biliyorum. O yalnızca akrabalarına değil bazı ihtiyaç halinde olanlara destek oluyordu. Bizzat duyan biri anlattı: "Zeynal sen ölmeyedinde ben öleydim, diye feryat figan eden birini." Bir kaç ay önce şu kadar harçlık göndermiş bu kişiye.
Bana makine, video vb. konularda bir ihtiyacın olursa söyle demekteydi, 3-4 yıldır. Geçen yıl bende söyledim. "Sen makineyi belirle, ben yardım toplarım. Bu işi olmuş bil," dedi. Makinenin fiyatı ile toplanan para arasında kaç para eksik kalırsa onu ben karşılayacağım dedi. Dediğini yaptı ve makineyi aldım.
Ben, eski makinenin objektifini yeni makinede kullanmak için bir ek aparat lazım dedim. Bana araştır bul, bana söyle dedi. Ben en ucuz fiyatlısını buldum. Parçanın özelliklerini göndereyim; fakat elli altmış euroyu geçmeyeninden alalım dedim, bir telefon görüşmesinde. Telefonu kapttım, beş on adım gittim. Tekrar telefon çaldı, baktım arayan Zeynal, "Aliseydi abi, niye üzerine basa basa en ucuz olsun diyorsun ki, fiyatını kafana takma, sen aradığın parçayı bul al fiyatını pana söyle. İyi bir şey olsun, rakam önemli değil, dedi."
Parçayı buldum. 300 euro. Fakat ben Zeynal'ın iyi niyetini suitimal etmiş görünmemek için Dernek Başkanımız, değerli kirvem Erdoğan BIÇAKCIOĞLU'na söyledim. Yönetimdeki arkadaşlar hemen devreye girdiler ve bu parçayı Dernek adına aldılar.
Zeynaldan zenginleri var Almanya'da. Fakat Zeynal gibi konuşanların sayısı oldukça az. Zeynal gibi kamu yararı sözkonusu olunca eli rahatça cebine giden tanıdığım arkadaşlarım da var. Allah bu kalanların ömürlerini uzun ve hayatlarını hoş etsin. Bu arkadaşlarımıda, yalnızca kendileri için yaşamıyorlar. Bir prof, "yalnızca kendileri için yaşayanların ölümünden dünya kazançlı çıkar,"der. Bir ölüm haberi olduğunda "kaybettik" diye kullanılan kelimeyi bazıları, bir seyi hatırlamadıkları bir yerde yitirmek, filan sanıyor.
Oysaki bu gibi haberlerdeki "Acı Kayıp" kelimesi, bu dünyadan göçen canın, yalnızca ailesi için değil, toplum için de bir kayıp olduğunu ifade eder.
Zeynal arkadaşımın bu dünyadan erken göçü; onun yokluğu da yalnızca ailesi için değil, toplum içinde bir kayıptır.
Nur içinde yatsın değerli arkadaşım.
Değerli Canlar! Yol ve erkânımıza göre bizler; bir can aramızda ayrıldığında “öldü” demeyiz. “Hakk’a yürüdü, aramızdan göçtü” deriz.
Evrende hiçbir şey olduğu yerde, olduğu gibi kalmaz. Her şey değişim halindedir. Her an, her zaman; bir yaşamın sonu bir yaşamın başıdır. Bu da Hakk’ın değişmez yasasıdır. Bizler Hakk’tan geldik, Hakk’a gideriz. Bütün canlar aslına döner. Hakk’ın hükmü de kesintisiz bir biçimde sürer.
Yol erenlerinin buyurduğu gibi bugün Zeynal canımız, “Göz açıp yummuş gibi” aramızdan ayrılıp Hakk’a yürüdü. Bugün canımızın ruhunu, anılarını, gönlünü hatırımıza ve Hak katına, Bedenini ise ebedi yurduna, toprak ananın kucağına uğurlamak için toplandık.Yaşayıp aramızdan ayrılan Zeynal canın bedenini Pak eyledik, yolculuk elbisesin giydirdik. Hak’ka uğurlamaya hazırladık. Bizden yana özün yüzün PAK olsun Zeynal can.
Cemi cümle varlık, hak hakikat aşkına. Canlar, görünen görünmeyen, bilinen bilinmeyen, göklerde, yerlerde ve tüm kâinatta varlığını her nesneye nakış-eyleyen, kendini canı canana, insana baş-eyleyen Hakk’ın himmetiyle toprağa sırladığımız Zeynal AKDOĞAN canımızın ve bugüne kadar kâmil insanlık yolunda hakka yürüyen canların aşkına! Zeynal canımız devri daim ola, aslına ere, ışıklar içinde Yata!
Mekânı Hakk katında kaim, sevenlerinin gönlünde daim ola! Hakk erenleri geride kalan ev halkına, yakınlarına, sevenlerine ve gönül dostlarına, yaren yoldaşlarına, sağlık, selamet, metanet ihsan eyleye!
Hak, cemi cümlenize, can ciğer (evlat) acısı göstermeye! Dil bizden Nefes Pir’den ola.
Cemi cümle varlık, hak hakikat aşkına. Ey Zeynal can!
Hava, ateş, su ve topraktan var ola geldin. Can idin sonra beden oldun. Yüce varlığın aşkı rızasıyla, Hakk kapısından doğdun. Dil oldun, ten oldun, söz oldun. Sese dönüşerek canlı-cansız her şeye sızdın.
Nefes aldın, Aşk ateşinde yandın, yedin içtin, Menzile ermek için koştun, kondun göçtün. Sonunda hakka yürüyüp Sır oldun. Devrin daim, ışıklar içinde ola. Hakk erenler yolunu aydınlata. Erenler, pirler didarın ola! Her hizmetin görüldü. Bizden sana, yolun açık ola. Bu meydan(burada bulunan canlar) senden razı oldu.
2011
yılından bu güne kadar olan veriler işlendi; Açılmayan videoların sebebi, o
videoların bulunduğu hesabımızı Youtube’nin silmesinden dolayıdır.
2011
yılı öncesine ait olan verilerin işlenmesi zaman alacak. Fakat hemen hemen
geçmişe ait olan resimlerin tamamının kopyası var. Yakında onların tamamına
nasıl ulaşacağınız açıklanacaktır.
Aradığınız
eski haberleri bulmak için: Sayfamızın üst ve alt kısmındaki menüde “Arşiv”
linkini tıklayınız. “Anahtar Kelime” karşılığına aradığınız haber başlığından
bir iki kelime yazın, “Haber Ara” yı tıklayın.
Aradığınız
kelime başlıkları sıralanacaktır. Büyük harfle aradığınızı bulamazsanız, küçük
harflerle yazın.
Başka
bir yolla “Google” ye yazıp arayın. Google sitemizdeki haberi bulur.
Bütün bunlara rağmen aradığınız bulamazsanız,
Sitemizin
alt ve üst kısmındaki "İletişim" menüsünü tıklayıp, bana mesaj gönderiniz.
Yazar isimlerinin sıralanması otomatik olarak, en son
yazan yazarın en üste gelmesi şeklinde oluşmaktadır