CORONAVİRÜS VE DEĞİŞTİRİLEN TAZİYE MESAJLARI ŞABLONU

Dünyada ve ülkemizde olan coranavirüs vakaları, açıklandığı kadar herkesin malumu. Bu kapsamda, Fethiye henüz böyle bir vakaya rastlanmadı, inşallah alınan tedbirler ile de karşılaşılmaz. Bu gün için iki Almancı evinde iki haftalık çıkış yasağına uygun olarak karantinada. Onlarda bir belirti yok. Tedbir olarak böyle yapılmakta. Bunların süresi ise sanırım bu hafta dolacak. Sağlıkları yerinde.

Toplu ulaşım araçlarının seferleri kısıtlandı. Sosyal ortam oluşturulan mekanlar kapatıldı. Marketlerin sabun ve kolonya reyonları aynı yüksek talep dolayısıyla boşaltılma. Önemli bir kesim gıda stoğu yapmakta.

Her yerde dezenfektan bulunmakta.  Yazıhan'da ki bütün devlet dairelerinde de dezenfektan var. Kronik rahatsızlığı olanlar izne gönderildi. Diğerleri ise zorunlu alanlarında dışında, dönüşümlü olarak çalışmakta. Bu kapsamda bende bir arkadaşımla dönüşümlü olarak, bir gün ben, bir gün o olmak üzere aynı işte çalışmaktayım.

Her hafta belediye daireleri ve araçları dezenfekte edilmekte. Daire içerisinde ki ilaçlamadan bir parça var. hastana girişine önlem çadırı kuruldu ve şilt ile çevrildi. Hastahaneye girmeden sağlık kontrolü yapıldıktan sonra giriliyor. Otübü seferleri sabah ve akşam olmak üzere ikiye düşürüldü. %50 yolcu oranına özen göstriliyor. Yazıhan münibüscülerine sordum, %50 bile dolmuyor, insanlar korkudan zorunlu olmadıkça şehire gitmiyor diyorlar.

Fethiyedede kahvehaneler kapalı, çarşıda ve dışarda insanları görebilmek zorlaştı.

Birçok ülke gibi bizde bu salgından büyük dersler alarak ve ilerde oluşacak başka salgınlar için büyük tedbirler inşallah alarak geçeceğiz.

Bu salgından dolayı, verilen ve verilecek olan bütün kayıplardan dolayı insanlığa geçmiş olsun der, hastalara ise acil şifalar dilerim.

Vieoları izleyiniz. İlaçlaöa, Duyurular, Camiden okuna Selalar... Bir söemin kısacık bir kesiti.

DEĞİŞTİRİLEN TAZİYE MESAJLARI  ŞABLONU

Taziye haberlerini, mesajlarını yeniden düzenledim. Bundan sonra hazırladığım şablonu kullanacağım. Allah gecinden versin insanımıza sağlıklı ve hayırlı ömürler dileğiyle.

GEREKÇE

Ülkemizin önemli entellektüellerinden biri olan üstat Dücane Cindioğlu mealen, dini kuramlar dolayısıyla sözler aklın, bilimin konusu haline getirilmemeli. Düşünce ve bilimin verilerinin temeli bilgidir. Bilgi ispatlanabilir, doğrulanabilir ve yanlışlanabilir bir düşünce konusudur. Oysaki inancın kaynağı, muhayyiledir. Hayal gücüdür.  İnanca doğrulanabilir ve yanlışlanabilir veriler olarak değil, dünyayı anlamlandırması açısından bakılabilir.

Dolayısıyla hastalarda, ölümlerde ve ölenlere dair dini ifadelere, doğru yada yanlışlığı açısından bakılmamalıdır. İnsana verdiği anlam, teselli, rahatlama sağlayıp sağlamadığı açısından bakılmalı, der.

Bu minvalde üstat, Düşünce kış güneşi gibidir, insanı aydınlatır ama üşütür; din ise aydınlatmasa da insanın içini ısıtır. Aydınlık ama soğuk, buz gibi bir ortamda insan yaşayamaz; fakat karanlıkta olsa, sıcak bir ortamda insan yaşar, der.

Taziye mesajlarımıza bu açıdan bakılmalı. Bir ömrü bir arada, göz önünde geçirdiğimiz bir canımız “yok” oluyor. Bu hepimizin akıbeti, hakikati. Böylesi anlarda insanın bir dayanağa, teselliye… çok acil ve önemle ihtiyacı var. Amaçlanan bu.

Misal. Bir siyasi lider, doktorlar ile hastanede hastaları ziyaret etmekte ve beraberindeki doktorlardan, muhatap olduğu hastalar hakkında anlık bilgi almakta…

Bir hastanın yüzü yanmış ve hastanın yüzü çok ciddi hasar görmüş. Hastanın annesi liderin yanında, doktora soruyor: “Kızımın yüzü eski haline gelebilecek mi?” diye. Bilim mevcut bilgilerden hareket eder, duygulara göre değil akla göre kara verir. Doktorda bu mantıkla hasta yakınına: “Maalesef, eski haline gelmez” diyor. Hasta yakını büyük bir hayal kırıklığına uğruyor ve rengi atıp omuzları çöküyor. Bunu gören siyasi lider, doktora sitemli bir şekilde: “onun hakikate değil, ümide, teselliye ihtiyacı vardı.” diyor.

Psikoloji / Psikiyatri biliminin verilerine göre insan, hayatındaki iyi ve kötü durumlara ortalama dokuz, on ayda uyum sağlar ve eski ruhsal durumuna tekrar yaklaşır, ulaşır. Hastalık, ölüm ve benzeri durumlarda, insan tekrar bu duruma ruhsal olarak alışana kadar hakikatten çok ona, umut ve teselli verici diğer öğütler gerekli.

Doktor bu ruhsal kritik süreçte hastaya: Elimizden gelen bütün imkanları kullanacağız. Bilim hızla ilerliyor, her gün yeni bir buluş ortaya koyuyor. Allah’tan ümit kesilmez. Hayat mucizelerle dolu. Gün doğmadan neler doğar. Lütfen umudunuzu yitirmeyiniz...vb. deseydi. Belkide hasta yakının gözleri parlar, yüzünde bir sevinç belirir di.

Sakın birileri bu sözlerimizden, ucuz ve basit yola saparak bu adam laiklik dışı, toplumu şeri hükümlere göre yönetmek isteyenlerin etkisine girmiş demesin… Çağla irtibat kuralım, laiklik olalım fakat aynı zamanda mazi ve tarihimizle de irtibatı koparmadan. Dil, din, gelenek, görenek tarihimizdir çünkü. Hiç şüphe yok devlet laik olacak ve din bilime, laboratuvara müdahale etmeyecek.