Suzan DEMİRHAN İle Burhan KORYÜREK'in Sözü - Malatya Fethiye

Eskiden falanın kızı filan ile falanın oğlu filanın “şirincelliğinden” bahsedilirdi… Başlarda şirincelikte “Akide Şekeri” yenirdi, bu “akit”lerde… Akide şekeri ismini “bu Akitten” alırdı. Bu akitte tadılanın, yenilenin acı, ekşi, nahoş… bir şey değilde tatlı, şeker olması, “bu Aktin” “şirin, tatlı bir Akit” olması ve öyle sürmesi dileği ve temennisini sembolize ediyordu. 

And kişinin kendi iradesi ile kendini bağlamaktı. İki tarafta bir tür, kendilerini diğerine bağlayan and içerler ilk olarak. Dile getirilmedik bir antlaşma, idi bu. Sonra iki tarafta gönüllerde içilmiş bu andı, birbirlerine sözle beyan eder, dile getirirler.  Karşılıklı dile dökülen bu andlar, iki tarafın birbirleri ile akitine dönüşürdü. “Akit” karşılıklı verilen bir tür söz sonucunda yapılan “sözleşme” demekti. 

Birbirlerine çözülmesi zor düğümlerle kendilerini bağlama, karşılıklı olarak bu akti tutmak için yemin etme, iman etme ve her hal ve vaziyette çözülmeme, tasa ve sevinç ile kader birliği yolculuğuna çıkmayı kararlığı demektir.

NASİHAT

Gençler, önce siz Hakk’ın mekanı olan gönüllerinizde birbirlerinizi sevdiğinize ve bir ömrü sevinçte, tasada, ümitte, kaygıda… her türlü zorlukta ve sefada… el ele, yüz yüze, gönül gönüle yürüyeceğinize and ettiniz / içtiniz… Gönlünüz pak, yüzünüz ak, başınız dik, canınız şen, hayatınız mutlu olsun.

Şimdi, biz dostlar burada “and”ınızı alenileştiriyor ve Aktinize tanıklık, şahitlik ediyor, onaylıyor ve destek veriyoruz.  “Aktiniz” hayırlı, uğurlu olsun. Aktiniz, aktimizdir. Allah tamamına erdirsin ve utandırmasın.

Gençler, hikayemiz bu. Önce bebek, sonra çocuk, devamında ergen… Sonunda bedensel gelişimin zirvesine ulaşıp “ergin” oluruz. Ergin olma, (bedenen) üreme ve üretme yeteneğine sahip olmak, bu gelişmenin tamamlanmış olma halidir.

Bu tanım canlılığa dair bir tanımdır, gençler. Bu “beşer” olma halidir. İnsan olabilmek için ergin olabilmek, aynı zamanda düşünme organı olarak ta beynin ve bütün sinir sistemlerinin gelişiminin-biyolojik olarak- tamamlanması ve bunu kullanma yeteneği ve bilinci kazanmak gereklidir 

Bütün bedensel organların normal işlevlerini sürdürecek gelişme aşamasına ulaşmış olması, sizi ancak “potansiyel” olarak insan yapar. Bu seviyeyi alimler “beşer” diye tanımlar… Yani, hayvandan ileri, insandan geri.

Hayvan içgüdülerin, beşer içgüdü ve koşulların tutsağıdır. İnsan “içgüdü ve koşullarının” hem idrakinde hemde hakimiyetinde olabilen tek canlıdır… Bu ise aklı kullanma yeteneği ve idrak alanın genişletilmesi ile orantılıdır.

Gençler… İlişkiler aşkla başlayabilir ve evlilikler aşkla da kurulabilir. Fakat, evlilikler aşkla sürdürülemez. Aşk duygu; evlilik (sevgi)akıl konusudur. Çünkü yalın bir duygu içgüdülerin-hayvan olmanın- konusu, yalnızca duygu ve toplumsal koşullarla uyumlu yaşamak ise “beşer” olmanın koşuludur.

Siz içinizden gelen duyguları, düşünceleri, ümit ve korkularınızı… aklın hakemliğine müracaat ederek hayatınıza ve ilişkilerinize yön verin. Akıl hakeminiz, kılavuzunuz, kıbleniz ve mihenk taşınız olsun.

Artık, ben olduğumuz kadar “bizizde” evlendiğimizde. Ben yalnızca kendimden değil, senden de sorumluyum. Bir yönüm kendime, bir yönümde “güneşe” bakan “günebakan” gibi, hep sana -birbirinize- dönük olmalı. Güneş  seherde doğduğunda yönü ufka doğru, öğlen parladığında göğe, sararıp solup yüce dağların ardından karanlığa bürününce batıya doğru bakan günebakan gibi olmalısınız. Günün sonunda, günebakanın mı yönü hep güne(şe) bakar, gün(eş)mi hep günebakana, bir muamma… Her halükarda yüz yüze, gönül gönüle, koyun koyuna bir gün, bir ömür sürülür; çünkü yönler birbirine dönmekte ve dönüktür.

Artık bir birinizin “yâri’siniz.” Benim “yarım” sende, senin “yarın” bende. İki “yarım”dan “bir” olan “yâr”siniz bundan böyle. Bir yarınız, yanınız itibari ile “Alisiniz,” “Ayşesiniz,” yani kendi kendinizsiniz. Bir yanınız ile de artık “Ali ile Ayşe’siniz” -ben sen yok “biz”siniz, “bir”siniz. Yani “ben sizsiniz.” Bu akit(söz)inizle hem kendinizden, hemde “yâr”inizden, birbirinizden sorumlusunuz, bundan böyle.

Canlar… Gün doğumundan, gün batımına kadar, nasıl ki günebakanın güne, gününde günebakana yönünü çevirdiği, yüzünü döndüğü gibi, sizde yönünüzü, yüzünüzü hep birbirinize dönün. Yönünüz, yüzünüz birbirine dönük olduğu sürece hayatın bütün meşakkatinden, engebesinden, yolunuzun labiretlerinden… düşe kalka, birbirinize dayanarak ve gönülden gönüle olan yolculuğunuzdan şaşmadan, adım adım, merhale merhale, mertebe mertepe ilerleyerek, yükselerek, gün sararıp, solup batana kadar birlikte huzurla yürürsünüz.

Şunu unutmayın canlar, yönünüzü, yüzünüzü birbirinize döndüğünüz sürece, sizi doğru yoldan çıkarmak, kendine çekmek, büyüsüne, rengine, sesine kaptırmak için, gece gündüz karşı konulması güç bir dev gibi sizinle savaşan dünyaya, sırtınızı dönmüş, yıkılmayan bir kale gibi dimdik durursunuz. Yüzünüzü yüzünüzden, yönünüzü yönünüzden başka bir tarafa çevirirseniz, aktinize, aşkınıza, sevginize sırtınızı çevirmiş olursunuz. 

İrfan sahipleri, “Biz bu dünyaya kemaleti bulmak, Cemalullahı(Hakk’ın güzelliğini) görmek için geldik,” derler. Kemalat hayvana değil,  insana dair bir niteliktir. Hayvan akit yapamaz, insan yapar; hayvan akdine sadık kalamaz, insan kalır; akit yapmak ve aktine sadık kalmak sorumluluk almak demektir. Hayvan sorumluluk alamaz insan alır. Sorumluluk almak, bilinç ve irade sahibi olmak demektir. Hayvan içgüdülerin esiri olur, insansa içgüdülerini esir alarak bilinçli kararı gereği verdiği aktinin sorumluluğunu alarak kamil olur. 

Cemal, güzellik demektir. Dilimizde cemal, yüz, sufat, çehre de demektir. Beden güzelliği Allah vergisidir. Bunda senin hiçbir katkın yoktur. İnsan için ruh güzelliği, insanı diğer canlılardan ayıran akletme yeteneği ve bilincidir. Benim bedensel ihtiyaç ve arzularımın karşılanması benim için iyidir. İyi aynı zamanda yararlıdır. Bana yarar sağlayan, başkasına zarar veriyorsa bu kötüdür. İyi, yararlı ve doğrunun bir arada olması rastlantısal ve kolay bir durum değildir. Fakat “benim için iyi olan, yararlı olanın” öteki, başkası için kötü olmaması aynı zamanda “doğru” olandır.  

Benim için iyi, yaralı olanın başkası içinde zararlı olmaması doğru, benim için doğru olanın başkası içinde iyi, yararlı olması ile güzellik meydana gelir. Bu güzelliğe ancak, insani potansiyellerimizi geliştirmekle, mutlak akıl olarakta tanımlanan Cemalullaha, tanrısal güzelliğe ulaşırız. Bu da ancak aktimizi hep hatırda tutan insan olma kararlılığımızı muhafaza etmekle mümkündür.

Tanrı size kendi vergisi olan bu gençliğin güzelliğini, insan olmanın gereği olan, ancak insanın inşaa ve muhafaza edeceği akli güzellikler ile tamamlamayı nasip etsin canlar.

Aşk ile…